Muayenehanelere verilen süre 3 Ağustos 2011'de doluyor

Muayenehanelere dayatılan fiziki koşullar için yönetmelik gereği verilen süre 3 Ağustos 2011'de doluyor. Hekimlerin serbest meslek icra etme hakkını elinden alan düzenleme ile, muayenehaneler, poliklinikler, laboratuvar ve müesseseler ...

Muayenehanelere dayatılan fiziki koşullar için yönetmelik gereği verilen süre 3 Ağustos 2011'de doluyor. Hekimlerin serbest meslek icra etme hakkını elinden alan düzenleme ile, muayenehaneler, poliklinikler, laboratuvar ve müesseseler tekelci sağlık sermayesine kurban ediliyor.

Muayenehanelere dayatılan fiziki koşullar için yönetmelik gereği verilen süre 3 Ağustos 2011'de doluyor. Hekimlerin serbest meslek icra etme hakkını elinden alan düzenleme ile, muayenehaneler, poliklinikler, laboratuvar ve müesseseler tekelci sağlık sermayesine kurban ediliyor. Türk Tabipleri Birliği, tabip odaları ve uzmanlık dernelerinin temsilcileri, konuyla ilgili olarak bugün (20 Haziran 2011) TTB'de bir basın toplantısı düzenlediler.
 

3 Ağustos 2011’de muayenehanelere dayatılan fiziki koşullar için yönetmelik gereği verilen süre dolarken serbest meslek icra etme hakkımız elimizden alınıyor. Hekim emeği ve hekim birikimi ile kurulan kuruluşlar ortadan kaldırılmak isteniyor.

 

MUAYENEHANE, POLİKLİNİK, LABORATUVAR VE MÜESSESELER TEKELCİ SAĞLIK SERMAYESİNE KURBAN EDİLİYOR. 

 

“Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik”te yapılan değişikliklerle muayenehanelere getirilen gerçekleştirilmesi olanaksız fiziki standartlar için verilen geçiş süresi 4 Ağustos 2011’de dolmaktadır. Bu şekilde muayenehanelerin fiilen kapanması söz konusudur. Ayrıca yeni muayenehane açılması da merkezi olarak Sağlık Bakanlığı’nın iznine tabi kılınmaktadır.

Müstakil biyokimya, mikrobiyoloji ve patoloji laboratuarları, görüntüleme merkezleri, radyoterapi merkezleri, nükleer tıp ve fizik tedavi merkezlerinin açılmasına da planlama ilkesi gereğince 6 Ocak 2011 tarihinden itibaren yılda bir kez ilan edilecek olan açık yerlere kura sonucu izin verilecektir. Açılacak boş pozisyonları ve halen mevcut olan bu kuruluşlarda çalışacak olan hekim kadrolarını “Planlama ve İstihdam Komisyonu” belirleyecektir.

Tüm bu düzenlemeler hekim birikimi ve emeği ile açılmış ve açılacak olan özel sağlık kuruluşlarının bundan sonra merkezi olarak Sağlık Bakanlığı bürokratları ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği temsilcilerinin oluşturduğu Planlama ve İstihdam Komisyonu’nun insafına bırakıldığını göstermektedir.

Ülkemizde hekim işgücü, sağlık kuruluşları ve teknolojik yatırımların dengeli dağılımının gözetildiği gerekçesine dayandırılan bu düzenlemelerde hekimleri temsil eden kurumlara yer verilmemiştir. Hekim emeğinin değerini bulması, hekimliğin bilimsel ve etik kurallara göre yapılmasını gözeten Türk Tabipleri Birliği, Tabip Odaları ve Uzmanlık Dernekleri devre dışı bırakılmaktadır.

 

Özel hastanelerden sağlık hizmeti almak, her geçen gün gerek yurttaşlar gerekse ülke kaynaklarının talanı açısından oldukça “pahalı” bir duruma gelmektedir. Hekimlerin bin bir emekle elde ettikleri diplomalarını rehin alan, bağımsız çalışmalarına ipotek koyan uygulamaların amacı ne yazık ki yerli ve uluslararası sağlık sermaye tekellerine ve özelleşme yolundaki kamu işletmelerine güvencesiz ve ucuz hekim işgücü yaratmak ve müşteri olarak gördükleri hastaların ise özel hastaneler dışında gidebilecekleri kanalları tıkamaktır.

Türk Tabipleri Birliği olarak “Tam gün Yasası”na karşı çıkarken “Bizler, tek bir işte, insanca yaşayabileceğimiz, emekliliğimize yansıyan güvenceli bir ücretle, Sözleşmeli değil, iş güvencesine, Örgütlenme ve grev hakkına sahip olarak İyi hekimlik yapmak istiyoruz” demiştik ve hazırladığımız tam gün tasarısını Bakanlık’la ve kamuoyuyla paylaşmıştık.

Ancak gelinen noktada mesleğimizi herhangi kuruma bağlı olmaksızın bağımsız-serbest icra etme hakkımız da elimizden alınıyor.

Açık olan şudur ki; Muayenehane ve küçük hekim kuruluşlarına yönelik saldırı “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın bir parçası ve gereğidir ve Başbakan’ın yahut Sağlık Bakanı’nın kişisel yaklaşımlarından, halkçı anlayışlarından değil; sağlıkta sermayeye teslim olmuş hükümetin gözükara tutumundan kaynaklanmaktadır.

Muayenehanelerin kapatılması, yalnızca mesleklerini muayenehane hekimliği yaparak sürdüren hekimlerin değil ülkemizde özgürce “iyi ve onurlu hekimlik” yapmak isteyen tüm hekimlerin sorunudur. Çıkarılan yönetmelik ve düzenlemeler ile hekimlerin mesleklerini özgürce ve sağlık tekellerine hükmeden yerli ve uluslararası sağlık sermayesinden bağımsız olarak yapabilme hakkı, olanakları ve ortamı tamamen yok edilmektedir.

Bilimsellikten uzak, hekimlere ve hekimlik mesleğine karşı negatif ayrımcılık yapan ve meslek kuruluşları olarak oluşmasında hiçbir şekilde yer almadığımız bu kararlara ve yönetmeliklere karşı hukuksal mücadeleyi bugüne dek sürdürdük ve sürdürmekteyiz. Ancak gelinen noktada 4 Ağustos 2011 tarihinde tüm yurtta yasal, ruhsatlı ve izinli tüm muayenehaneler yönetmelik gereği Sağlık Bakanlığı’nın zorladığı fiziki koşulları yerine getiremediğinden dolayı kapatılma durumu ile karşı karşıyadır.

Sağlık Bakanlığı, içinde sınırlı işlemler yapılabilen muayenehaneleri, tıbbi müdahale yapılan hastaneler, aciller vb. yerlerle bir tutarak, yanı sıra kendi kurumlarında gözetmediği fiziki koşulları isteyerek açık bir şekilde ayrımcılık yapmaktadır. Üstelik aynı binada yalnızca muayenehane hekimliği yapan hekimin muayenehanesi kapatılırken, diğer meslek gruplarının çalışmalarını sürdürmeleri ayrımcılığın açık göstergesidir. Oysa yönetmeliğin hazırlanış amacında belirtilen tehlike ve riskler diğer meslek grupları, buralarda çalışanlar ve buralardan hizmet alan herkes için de geçerliliğini sürdürüyor olacaktır.

Hükümetin söylev ve uygulamalarıyla hekimleri halkın gözünde küçük düşürdüğü, emeğini değersizleştirdiği ve her alanda sıkıştırmaya niyet ettiği bir dönemden geçiyoruz.

Mesleğimizi serbest icra etme hakkımızın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz.

 

Bizler,

  • Yeni laboratuvar, müessese ve polikliniklerin açılmasını olanaksız hale getiren “Planlama” olarak tanımlanan uygulamadan ve mevcutların çoğunun kapanmasına yol açacak olan yeniden ruhsatlandırılma işleminden vazgeçilmesini,
  • Mesleğimizi bağımsız olarak sürdürebilmek için muayenehanelerin kapatılmamasını ve açılmayı zorlaştırıcı, engelleyici hükümlerin kaldırılmasını,
  • Açılmış ve ruhsatlandırılmış muayenehaneler için ek koşulların getirilmemesini,
  • Avrupa başta olmak üzere tüm gelişmiş ve modern ülkelerde olduğu gibi muayenehanelerin açılması ve denetlenmesinin tabip odalarının ve uzmanlık derneklerinin görüşü doğrultusunda, meslek kuruluşlarının da içinde yer alacağı kurullarla yapılmasını ve hızla bu yönde bir yönetmelik düzenlemesi yapılmasını,
  • 4 Ağustos’ta tüm muayenehanelerin kapanmasına yol açacak olan ilgili yönetmeliğin acilen iptalini talep ediyoruz.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONS

Manşetler

DUYURU-4