MS kadını tehdit ediyor

Bir beyin ve omurilik hastalığı olan MS, entelektüel ve 20-40 yaşları arasındaki genç kadınlarda daha fazla görülüyor. Ortaya çıkışında östrojen hormonunun etkisinin olduğunu vurgulayan uzmanlar, hamilelik döneminde hastalığın yatıştığını söylüyorlar.

ZİYNETİ KOCABIYIK

Halk arasında MS hastalığı olarak bilinen Multipl Skleroz bir beyin ve omurilik hastalığı. Kaslarda güçsüzlük, kısmi felç, yürüme, görme ve konuşma bozukluklarıyla kendini gösteren hastalık, çoğunlukla 20-40 yaş arasındaki üretken çağdaki gençlerde ortaya çıkıyor. Gençlerdeki özürlülüğün en önemli sebeplerinden biri olan MS kadınlarda erkeklerden 3 kat daha fazla görülür.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN SAVAŞI

MS'in vücudun bağışıklık sistemi ile ilişkili olduğunu söyleyen Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Terzi, hastalığın ortaya çıkışını şöyle tarif ediyor: "Vücudun bağışıklık sistemi, beyin ve sinir hücrelerini bir yabancı gibi algılayarak bunlara karşı reaksiyon oluşturuyor. Sinirlerimizin üzerindeki myelin adı verilen ve bir elektrik kablosunun üzerindeki kılıflara benzeyen hücrelere saldırarak onların hasarlanmasına sebep olurlar. Bu noktalarda meydana gelen kısa devre sebebiyle o sinirlerin etkilediği organlarda işlevsizlik meydana gelir. Bunun sonucunda da hastalarımız bize görme kaybı, dengesizlik, çift görme, unutkanlık, yürüme bozukluğu, idrar kaçırma gibi şikayetlerle başvururlar" dedi. Aslında bu belirtilerin herkeste görülebileceğini ifade eden Doç. Dr. Terzi, bu olayları yaşayan herkesin kendinde MS şüphelenmesinin yersiz olacağını belirterek, "Ancak bu şikayetler genç bir kişide görülüyorsa nöroloğa başvurmalıdır. Tanıyı MR ve bazı tetkikler yaparak koyuyoruz. Bu hastalık bazen çocukluk yaşında başlar ve genç erişkinlik döneminde ortaya çıkabilir" dedi.

AĞIR ÜZÜNTÜ VE ENFEKSİYONLARDAN SONRA ORTAYA ÇIKIYOR

Hastalığın genetik bir altyapının üzerine çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıktığına işaret eden Doç. Dr. Terzi, "Bu çevresel faktörler çok farklı olabilir. Örneğin geçirilmiş ağır bir grip enfeksiyonu, sosyal hayatta yaşanan bazı kayıplar, eş, aile, iş kaybı, iflas sebebiyle maddi kayıp, ani ölümlerin oluşturduğu stres hastalığın ortaya çıkışı için risk faktörüdür. Bir başka risk faktörü ise kadın olmaktır. Kadınlık hormonu olan östrojen hormonunun bağışıklık sistemi üzerindeki olumsuz etkisinin olduğu çalışmalarda gösterilmektedir. Kadın MS hastaların hamilelikleri sırasında hiçbir atak yaşamamaları hormon etkisini de göstermektedir. Bu sebeple MS aktif, genç kadınları daha fazla etkiler. Ancak çocuk sahibi olmayı engelleyen bir hastalık değildir" diye konuştu.

HERKESİN MS'İ FARKLI

Hastalığın etkilediği organlara göre MS'in herkeste farklı belirtiler verebileceğini hatırlatan Doç. Dr. Terzi, bazı hastalarda hızla ilerleyebildiğini bazılarında da yıllarca hiçbir özürlüğe yol açmadan varlığını sürdürdüğünü söyledi. Tedaviye erken dönemde başlandığında ve iyi bir rehabilitasyon yapıldığında hastanın hayatı boyunca hiçbir özürlülük olmadan yaşayabileceğini belirten Doç. Dr. Terzi, "Aslında toplumdaki yanlış algılardan biri de her MS'li yatağa mahküm olacak şeklindedir. Oysa hastaların yüzde 90'ı özürlü olmadan hayatlarına devam ederler. Sadece yüzde 5-10'u ileri derecede özürlü olurlar" dedi.

MS'Lİ HASTALAR OYUN TERAPİSİ İLE ŞİFA BULUYOR

Özellikle kanser ve diyabet gibi kronik ve hayatı olumsuz etkileyen hastalıkların tedavisinde dünyada gün geçtikçe yaygınlaşan "sanat ve sağlık" buluşması 'drama terapi', dünyada ilk kez Samsun Ondokuz Mayıs Tıp Fakültesi'nde tedavi gören MS'lilerle birlikte yapılıyor. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Terzi öncülüğünde düzenlenen, Merck'in sosyal sorumluluk projeleri kapsamında programda, MS hastalarına moral ve motivasyon sağlanmaya çalışılıyor. Üniversitede tedavi gören hastalar arasından seçilen bir grup, her hafta toplanarak tiyatrocu Mana Uygur'un yönetiminde çeşitli oyunlar oynuyorlar. Aynı zamanda Nejat Uygur'un torunu olan Mana Uygur modern tıbbın hastalığın semptomlarının azaltılması veya giderilmesi için çalışırken, kişide bıraktığı etkileri es geçtiğini belirterek, "Biz burada kurguladığımız oyunlarla, kişilerin hastalıkları sebebiyle içine attığı belki kendisinin de farkında olmadığı duyguları ortaya çıkarmasını, fark etmesini sağlıyoruz. Bu Kişinin kendine özgüveninin artmasına sebep oluyor. Öyle ki bazen oyunlar sırasında normal hayatında baston kullanan bir hasta öyle oyuna dalıyor ki normal yürümeye başlıyor. Bir tedavi yöntemi değil, tıbbi tedaviye deste olan bir yöntem" dedi. 11 hafta boyunca bir araya gelerek projeyi tamamlayacak olan hastalar "Çığlık atıyoruz, oyunlar oynuyoruz, yazılar yazıyoruz, resim yapıyoruz. Oturup sohbet ediyoruz. Yanlış yok. Kendini kötü hissetmek yok. Dışardan biri bizi filme çekse, ne yaptığımızı anlayamaz. 5 yaşındaki çocuklar bile oynadığımız oyunlara güler ama bu oyunlar sayesinde hastalığımızı unutuyor, hayata bağlanıyoruz" diyorlar.

NEJAT UYGUR'UN TORUNU

Nejat Uygur'un torunu Mana Uygur ve Doç. Dr. Murat Terzi, dünya literatürüne girecek bir çalışmaya imza atıyorlar.

DEPRESYON DEDİLER MS HASTALIĞI ÇIKTI

Hastalıkla mücadele ederken, dramaterapi desteği de alan hastalardan biri olan 37 yaşındaki 4 çocuk annesi Sabiha Ay'ın hastalık hikayesi de oldukça ilginç. 3 yıl önce MS teşhisi konulan Ay, daha öncesinde depresyon tedavisi görmüş. Hastalığının uyuşmalarla ortaya çıktığını söyleyen Ay, "3 yıl boyunca depresyon ilaçları içtim ama aslında MS hastasıymışım. Teşhis konulduğunda sol tarafımı kullanamıyordum. Şu anda haftada 3 defa iğne ile tedavi oluyorum. Hiçbir özürlülüğüm yok" diyor.

BAŞ AĞRISI İLE GİTTİM HAYATIM DEĞİŞTİ

İş adamı Celal Kırımlı, yaklaşık 15 yıldan bu yana MS hastası. Bugün 65 yaşında olan Kırımlı, hastalık teşhisi konulmadan önce son derece aktif bir hayatı olduğunu söylüyor. Hastalanmadan önce ticaret yaptığını belirten Kırımlı, "Yorulmak nedir bilmezdim. Bir gün şiddetli baş ağrısı ile doktora gittim. Ondan sonra hayatım değişti. Ancak tedaviye erken başladığımız için herhangi bir özür bırakmadı" dedi.

hastalığını evlendikten 2 ay sonra öğrendi

38 yaşındaki İsmail Aksu, 5 yıllık MS'li. Hastalığı evlendiğinin ikinci ayında ortaya çıkmış. "Öğrendikten sonra şoka girdim neredeyse 1 yıl kendime gelemedim. Daha öncesinde MS'in ne olduğunu duymamıştım bile. Kendimi suçladım. 'Neden bu hastalık başıma geldi' diye sorguladım. Artık onunla yaşamak zorunda olduğumu biliyorum ve hastalığımla arkadaş oldum. Dramaterapi çalışmaları ilk etapta bana çok saçma gelmişti. Ancak şu anda bütün hayatıma olumlu yönde etki ediyor. Eskiden 2 kişi arasında konuşamazdım. Şimdi bıraksalar milyonlara konuşabilirim. Özgüvenimi kazandım. Artık kendimi çok daha güçlü hissediyorum" dedi.

Sanat kronik hastalıklara iyi geliyor

Kronik hastalıklarda sanatın kullanımı ile ilgili yurt dışında eğitim alan tiyatro sanatçısı Mana Uygur, "Kronik hastalıklar depresyonu da beraberinde getirir. Ancak özellikle bizim toplumumuzda 'senden daha kötüleri var haline şükret' denilerek duyguları geri plana atılan hastalar, gittikçe içlerine ve eve kapanıyorlar. Özellikle MS gibi özürlülüğü de beraberinde getiren hastalıklarda yaşanan depresyon hastalığın ilerleyişini de hızlandırıyor. Bir araya getirdiğimiz MS'li hastalar oyunlarla kendilerini ifade etme şansı buluyorlar" dedi. Dramaterapinin bu çalışma ile dünyada ilk kez MS hastalığında denendiğini belirten Doç. Dr. Terzi, "Çalışmanın sonuçlarını bir yayın haline getirip literatürde paylaşacağız. Halihazırda MS'li hastalarla yapmış olduğumuz hasta okulları, MS kampları onların muayene sırasında dile getiremedikleri problemlerini rahatça aktarmalarını, deneyimlerini birbirleriyle paylaşmalarını sağlıyor. Bu da hastanın motivasyonunu artırıyor. MS bağışıklık sisteminin güçlü olmasını gerektiren bir hastalık. Yüksek motivasyon bağşıklık sistemini de olumlu etkilediği için hastalara iyi geliyor" diye konuştu.

MS'LİYE B12 ve D VİTAMİNLERİ TAKVİYESİ

MS hastalarının özel bir beslenmeye ihtiyaç duymadığını belirten Doç. Dr. Murat Terzi, "Akdeniz tipi beslenme olan sebze ve meyve ağırlıklı sağlıklı bir beslenme yöntemi izlenmelidir. Ancak özellikle vurgulanması gereken nokta aşırı tuzlu ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmasıdır. Hastalarımıza bol bol su tüketmelerini de öneriyoruz. Bunun dışında alkol ve sigara, aşırı kahve tüketimi zararlı ve tedavi başarısını düşüren unsunlar" dedi. Bazı literatürlerde D vitamini eksikliğinin hastalığın ortaya çıkışında bir etken olarak gösterildiğini belirten Doç. Dr. Terzi, "Uygun zamanlarda bol bol güneş banyosu yapılmalı ve yorgunluğun önüne geçmek için, kanda D vitamini eksikliği belirlendiyse D vitamini ilaçları alınmalıdır. Görmenin düzeltilmesi ve hafıza problemlerine karşı da B12 vitamini takviyesinin yapılması faydalı olur" dedi.

MS tedavisinde kanser ilaçları gündemde

Henüz MS'i tamamen ortadan kaldıracak bir tedavinin söz konusu olmadığını belirten Doç. Dr. Murat Terzi, "MS tedavisinde amacımız, atak sayısını azaltmak ve hastanın beyinde MS plaklarının artışını durdurmak ve ileriki dönemde özürlü olmasını engellemektir. Şu anda kullandığımız iğne ve hap şeklinde ilaçlarımız var. Özellikle atak sayısını ve yeni plak oluşumunu azaltacak ilaç çalışmaları devam ediyor. Yeni ilaç çalışmaları arasında monoklonol antikorlar dediğimiz hali hazırda kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçların MS'de de etkisini araştıran çalışmalar bulunuyor" dedi.

Manşetler

DUYURU-4