Mesaiden sonra muayene izni

Hekimlerin özel muayenehane açabilmeleri veya ek bir sağlık kuruluşunda çalışabilmeleri uygulaması devam edeceğine göre, bu durum sağlık hizmeti sunumu açısından kamu hastanelerini nasıl etkileyecek?

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sancılı süreç yaşatan 'İlaç Takip Sistemi'nin tamamen oturduğunu ve mükemmel çalıştığını söyledi.


Birçok ülkenin Türkiye'deki bu sistemi incelemek için kendilerinden randevu istediğini belirten Akdağ, sistemin sahte ilaç kullanımını ve sahte kupür kullanarak Sosyal Güvenlik Kurumunun zarara sokulmasını yüzde 99 önleyeceğini söyledi. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Medical Tribune Yayın Koordinatörü Zuhal Demirarslan’ın sorularını yanıtladı.

- Hekimlerin özel muayenehane açabilmeleri veya ek bir sağlık kuruluşunda çalışabilmeleri uygulaması devam edeceğine göre, bu durum sağlık hizmeti sunumu açısından kamu hastanelerini nasıl etkileyecek?

Temel olarak kamu hastanelerine müracaat eden hastaların, muayenehaneye müracaat etmek zorunda olmaları nedeniyle meydana gelen mağduriyetleri engellemek amacıyla yapılan bu düzenleme, muayenehane açan hekimlerin ancak mesaiden sonra çalışmalarına izin verilmesi şeklinde mahkeme tarafından değerlendirildi. Ancak gerekçeli karar halen yayınlanmadı. Bu çerçevede hastaneye müracaat eden hastanın ayrıca muayenehanede kabul edilmesi uygun olmayacaktır. Yine muayenehaneye müracaat eden hastanın gerek muayenehanede gerekse bir özel hastane veya tıp merkezindeki tanı ve tedavisi için gerekli tüm harcamalar hasta tarafından karşılanacak ve bu durum hastaya açıkça bildirilecektir. Ayrıca muayenehanesi olan hekim sayısında önemli azalmalar olmuştur. Bu hekimler mesai sonrası muayene yapabilecekleri için hasta muayene sayıları hastanelerde yapılan toplam muayene sayısı içinde önem arz etmeyeceği açıktır. Sonuç olarak hastanelerin iş yükünde kayda değer azalma olması beklenmemekte ancak hasta mağduriyetine meydan vermemek amacıyla idari denetim yönünden iş yükünün ciddi olarak artması ön görülmektedir.

- Yıl sonu itibariyle tüm Türkiye’de aile hekimliği uygulaması başlatılacak ve her 3000-3500 kişiye bir aile hekimi düşmesi bekleniyor. Bu sayı sizce yeterli mi?

Ülkemizde hekim sayısı maalesef yetersiz.Bu nedenle sizin de ifade ettiğiniz gibi 3000-3500 vatandaşımıza bir aile hekimi düşecek şekilde planlama yapmaktayız. Gelişmiş ülke standartları açısından yapılan bu planlama yetersiz olmakla birlikte ülkemizdeki hekim sayısının zaman içinde artması ile bu sayı aşağı çekilecektir. Bunun için de tıp fakültelerinin öğrenci kontenjanları arttırılmakta olup bu durumun mezuniyete yansıması için 6-7 yıla ihtiyaç var. Öte yandan aile hekimliği uzmanlık kontenjanları da artırıldı.Aile hekimliği uygulamalarında nihai hedefimiz, 2023 yılına kadar 2.000 vatandaşımıza bir aile hekimliği uzmanı düşecek duruma gelmektir.

- Kasım 2010 itibariyle İstanbul'da tamamen aile hekimliğine geçiliyor. Yaklaşık 13 milyondan fazla insanın yaşadığı İstanbul’da uygulamada sıkıntılar olacak mıdır? Ne gibi önlemler alınıyor?

Uygulamaya geçişte tabii ki belli sıkıntılar yaşanacaktır. Bununla ilgili olarak yoğun çalışmalar başlatıldı. Aile hekimliği hizmetinin nasıl olması gerektiğiyle ile ilgili vatandaşların ve sağlık personelinin bilgilendirme çalışmaları yapılmaktadır. İstanbul’da aile hekimliği uygulaması kapsamında, aile sağlığı merkezlerinin tespiti, toplum sağlığı merkezlerinin organizasyonlarının tamamlanmasına yönelik alt yapı çalışmaları tamamlanmıştır. Temmuz ayı itibariyle ilk yerleştirme yapıldı, boş kalan pozisyonların doldurulması yönünde yerleştirme çalışmaları da devam etmektedir.

- Şu anda aile hekimlerine verilen ücretler sürdürülebilir mi?

Şu anda aile hekimlerine verilen ücretler finansal açıdan sürdürülebilir durumda. Maliye Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde 3 yıllık bütçemiz yapıldı. Etkin ve verimli bir hizmet sunumu ile toplam maliyetlerde tasarruf dahi söz konusu olabilmekte. Ayrıca uygulama ile hekimler ve aile sağlığı elemanlarına önceki durumlarına göre daha iyi mali haklar da sağlandı. Motivasyon ve verimliliği arttırıcı olan bu uygulama, ikinci basamak sağlık hizmeti ihtiyacının artışını yavaşlatmış ve birinci basamak sağlık kuruluşlarının toplam sağlık kuruluşları içerisinde muayene oranında bir artışa sebep olmuştur. Bu da sürdürebilir finansmanlı sağlık hizmeti açısından olumlu bir gelişmedir ve bu finansal sürdürülebilirliğin olduğu görüldüğünden tüm ülkeye yaygınlaştırılmasına karar verilmiştir.

- Sözleşmeli çalışmak hekimlerin hak kaybına neden olabilir mi? Bu konuda ücret hakkaniyeti sağlanabileceğini düşünüyor musunuz?

Sözleşmeli çalışmak aile hekimlerinin hak kaybına sebep olmaz. Bu konuda ücret hakkaniyeti ile ilgili ise bütün çalışanlar için performansları çerçevesinde değerlendirme yapılarak şartların el verdiği en yüksek miktarı vermeye çalışıyoruz.

- Aile hekimleri hastaları özel hastanelere sevk edebilecekler mi?

Aile hekimleri hastalarını gerekli gördükleri takdirde ilgili branşa sevk edebilecekler. Özel ya da kamu hastanesine başvurmak ise vatandaşın tercihidir.

- Uluslararası ilaç firmalarının merak ettiği konu yeni ilaçların ruhsatlandırılmasına getirilen kısıtlamalarla ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Dünyanın bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri ilaç ruhsatlandırmasında büyük ölçüde birbirine benzer mekanizmaları kullanmakta. Ruhsatlandırmada öncelikli ilgi iyi imalat koşullarına (GMP) uygunluk değerlendirmesine yöneliktir. Ülkemizden ilaç ithal etmek isteyen ülkelerin yetkilileri ruhsatlandırma başvurusu ile beraber GMP denetimlerini bizzat yapmakta ve ülkemiz müfettişlerinin yapmış oldukları iç denetimleri dikkate almamaktadırlar. Son yıllarda Bakanlığımızda ilaç denetimi konusunda gerek nitelik ve gerekse nicelik açısından yeterli kapasite oluştuğundan Bakanlık olarak diğer ülkeler gibi denetim esaslı uygulama başlattık. GMP denetimi için Bakanlığımızca belirlenen formata uygun başvurular sıraya konulmak sureti ile bugüne kadar altı ülkeye denetime gidilmiştir. Bu çerçevede sorunuzda ifade ettiğiniz şekli ile “yeni ilaçların ruhsatlandırılmasına getirilen kısıtlamalar”dan bahsedilemeyeceği açıktır.

- İlaç harcamalarındaki artışı azaltmak için ek tedbir düşünüyor musunuz?

Bilindiği gibi 2009 yılında tüm sektörlerde küçülme yaşanırken, ilaç harcamalarında bütçe öngörülerinin üzerinde artış oldu. İlaç sektörü ile yapılan toplantılar sonucunda bu olağanüstü durumun telafisi ve sonraki üç yıl içerisinde kontrollü büyümeyi sağlamak üzere “ilaçta global bütçe”ye geçilmesi kararlaştırıldı. Bu amaçla 3 Aralık 2009 tarihinde “İlaç Fiyat Kararnamesi”nde bazı değişiklikler yapılmış, ilaveten Sosyal Güvenlik Kurumunun çeşitli tedbirleri yürürlüğe konulmuştur. 2010 yılı ilaç harcama verileri dikkatle izlenmiş ve yıl sonu ilaç harcama miktarının öngörülen bütçe içerisinde kalacağı tahmini yapılmıştır. Bu sebeple ilave tedbir alınması konusu halen gündemde değil. Bütçe aşımının söz konusu olması halinde 2009 yılında uzlaşılan protokol çerçevesinde çeşitli tedbirler yürürlüğe konulabilecek.

- Sahte ilaçların önlenmesi konusunda İlaç Takip Sistemi ne kadar etkili oldu, tam anlamıyla oturdu mu bu sistem?

İlaç Takip Sistemi tamamen oturdu ve mükemmel çalışıyor. Dünyanın birçok ülkesi Türkiye’deki bu sistemi incelemek için bizden randevu istediler. Son derece iyi çalışan bir sistem haline geldi. Bu sistem, ilaçta kaçak ilaç kullanımını, sahte ilaç kullanımını, sahte kupür kullanarak Sosyal Güvenlik Kurumunun zarara sokulmasını yüzde 99 önleyecek bir sistem haline geldi. Şu anda Türkiye’de vatandaşlarımız ilacı eczaneden almak şartıyla sahte ilaç problemiyle hemen hemen hiç karşılaşmayacaklardır.

 

Manşetler

DUYURU-4