Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz, kemik yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması olarak tanımlanıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet İşyar, "Menopoz döneminde kandaki kalsiyum dengesini ve kemikteki kalsiyum tutulumunu efektif olarak sağlayan östrojen hormonunun azalmasıyla beraber kemikte ciddi zayıflama, kemiğin süngerimsi yapısında bozulma ve genişlemeler oluşuyor. Gözeneklerin büyümesi gerçekleşiyor ve kemikte daha kolay kırılmalar olabiliyor. Kemiğin iki bölümü var. Biri korteks adını verdiğimiz dış sert yapı, diğeri iç kısımdaki süngerimsi yapı. Süngerimsi yapı kemiğin gücünü koruyan önemli bir yapı. Osteoporozda daha çok etkilenen, içerideki süngerimsi kemik yapısıdır" diyerek bu yapıdaki kalsiyumun giriş çıkış dengesinin bozulmasının kemik erimesi tablosuna neden olduğunu belirtiyor.
Yaşam şekli ve alışkanlıklar önemli
Çok hareketsiz yaşayan biri ile bilinçli spor yapan birisi arasında menopozda ve osteoporozda çok ciddi farklılıklar olduğunu belirten Doç. Dr. Mehmet İşyar, "Kalsiyum açısından iyi beslenen ve bilinçli spor yapan birisinde de osteoporoz görülecektir ama sağlıklı beslenme ve bilinçli spor yapma osteoporozun geciktirilmesini sağlar. Halk arasında en çok merak edilen konu, peynirden, sütten, yoğurttan zengin beslenmenin osteoporoza ne kadar faydalı olduğu. Kadınların adet gördüğü dönemden itibaren kalsiyumdan zengin beslenmesi önemli. Sonraki dönemde artık östrojen hormonu çok azaldığı için kalsiyumdan zengin beslenmek işe yaramıyor, kalsiyum kemikte tam tutulum sağlamıyor ve süngerimsi yapıyı korumaya yardımcı olmuyor.
Menopoz öncesi beslenme şartları çok iyi olan, kalsiyumdan beslenmiş kişilerin avantajlı olduğunun altını çizerek yaş gruplarına göre alınması gereken kalsiyum miktarının şu şekilde:
1-3 yaş: 500 mg/günlük
4- 8 yaş: 800 mg/günlük
9-18 yaş: 1,300 mg/günlük
19-50 yaş: 1,200 mg/günlük
İlaç kullanımında dikkat edilmesi gerekenler
Osteoporoz ilaçlarını dikkatli almak gerektiğinin önemini vurgulayan Doç. Dr. İşyar, konu hakkında şu bilgileri veriyor: "Son zamanlarda osteoporoz ilaçlarına bağlı kırıkları çok fazla görmeye başladık. Bu ilaçlar her ne kadar kemiği kalsiyumdan zengin hale getirmeye ve kemiğin süngerimsi yapısını güçlendirmeye çalışıyorsa da yanlış kullanımlarda ters etki de oluşturabiliyor. Buradaki ters etkiden kastımız, ilaca çok yüklenme sonucunda kemiğin sert ve kolay kırılan bir hale gelmesi... 30 yaşındaki bir insanın kemiğinin en önemli özelliği yeterince yumuşak, yeterince sert olmasıdır. Kemiği kırılganlığa karşı koruyan şey budur. Tamamen kuru bir sertlik kemiği koruyan bir şey değildir. Hatta bu, zaman zaman kemiğin çok kolay kırılmasına bile yol açar. Bazı osteoporoz ilaçlarından sonra biz bu kırığı görüyoruz. O yüzden de bu tip ilaçlar kullanılırken üç yıl sonrasında mutlaka bir yıl ara verilmesi gerekir. Bu ilaçlar ömür boyu alınacak ilaçlar olsa da iyi bir takip altında kullanılması şarttır."