Meme kanserinde erken tanı hayati öneme sahip

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Güldeniz Karadeniz Çakmak, meme kanseriyle mücadelede en önemli silahın erken tanı olduğunu söyledi.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çakmak: "Hastalık ilerlediğinde hem tedavi şansı çok zorlaşıyor hem daha geniş tedaviler yapıp hastaların hayat kalitesini çok değiştirmemiz, bozmamız gerekiyor hem de ne yazık ki uzun dönemde kanserden kaybettiğimiz hasta sayıları çok artıyor"

Bursa Onkoday Derneği ve Batı Karadeniz Meme Hastalıkları Derneğince Prof. Dr. Çakmak başkanlığında BEÜ'nün başhekimlik fuaye alanında "Meme Kanseri Farkındalık Etkinliği" gerçekleştirildi.

Çakmak, etkinlik sonrası yaptığı açıklamada, meme kanserinin dünya genelinde kadınlarda en sık görülen hastalık türü olduğunu söyledi.

Geçen yıl itibarıyla dünyada 2 milyon 300 bin kadına yeni meme kanseri tanısı konulduğunu aktaran Çakmak, "Meme kanserinde özellikle ölümlerin yaklaşık 3'te 2'sinin orta ve düşük gelir sahibi ülkelerde olduğunu biliyoruz. Bu gibi ülkelerde ne yazık ki kanser çok daha ilerlemiş evrede ortaya çıkıyor. Kadınların tanılarında ve tedavilerinde gereken standartlar sağlanamıyor. Buna bağlı olarak da hastalarımızı kaybedebiliyoruz." dedi.

Çakmak, meme kanserinde erken tanının önemine işaret ederek, şunları söyledi:

"Meme kanseriyle savaşta elimizdeki en önemli silahımız, erken tanıyı sağlayabilmek. Erken tanıyı sağlayabilmenin en önemli yolu, kadınların meme kanserinde problemin büyüklüğünün farkında olmaları. Kadınlar farkında olursa, bilinçlenirse, kontrollerini düzgün yaptırırlarsa, bu hastalığı artık hekimler olarak tedavi edebiliyoruz. Bu noktada özellikle tanı anına kadar kadınların yapması gereken bazı şeyler var. Kadınlar 25 yaşından itibaren kendi memelerini muayene etmeliler. 40 yaşından itibaren mutlaka doktor muayenesi ve yılda bir mamografik tarama programlarına dahil olmaları gerekiyor ki bu hastalık erken teşhis edilebilsin."

"Hastalık ilerlediğinde tedavi şansı çok zorlaşıyor"

Meme kanserinin Türkiye ve dünya genelinde çok ciddi artış gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Çakmak, "Türkiye'de 10-15 binli rakamları yıllık görürken artık 25 bine çıktık ve Dünya Sağlık Örgütü 2030-2035'li yıllarda bunun 35-40-50 bin bandına çıkacağını söylüyor." dedi.

Çakmak, bütün dünyada tarama programları ve farkındalıkların artmasıyla çok daha fazla meme kanseri tanısı tespit ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Amacımız, mümkün olan en erken dönemde yakalanması, çünkü hastalık ilerlediğinde hem tedavi şansı çok zorlaşıyor hem daha geniş tedaviler yapıp hastaların hayat kalitesini çok değiştirmemiz, bozmamız gerekiyor hem de ne yazık ki uzun dönemde kanserden kaybettiğimiz hasta sayıları çok artıyor."

Erkeklerde meme kanseri riskinin binde bir olduğuna dikkati çeken Çakmak, "Yani her bin erkekte hayat boyu meme kanseri görülme ihtimali birdir. Vakalar üzerinde konuşacak olursak da tüm meme kanseri vakalarında her 100 vakadan birini erkeklerde görüyoruz." ifadesini kullandı.

"Nasıl olsa erkeklerde meme kanseri olmaz" şeklinde düşünüldüğü için erkeklerin meme muayenesi yaptırmadığını dile getiren Çakmak, memede bir şey tespit ettiklerinde genelde doktora başvurmadıklarını, hastalığa bir miktar daha saldırgan ve ileri noktada yakalandıkları için bu kanser türünün erkeklerde daha ölümcül seyredebildiğini söyledi.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ