Lohusalık dönemini kolaylaştıran 10 öneri

Bir annenin, doğum sonrasında hem fiziksel hem de ruhsal açıdan ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşadığı altı haftalık dönem lohusalık olarak tanımlanıyor.

Halk arasında çok uzun yıllardır kullanılan ‘bebeğin kırkının çıkması’ deyimi de aslında bu süreyi kapsıyor. Yaklaşık dokuz ay boyunca içinde yaşattığı bebeğini kucağına alıp evine dönen anne, bakıma muhtaç olan bu canlıyı en iyi şekilde büyütebilmek için elinden geleni yapıyor. Ancak bu dönemde sadece bebeğin değil, annenin de hem sosyal hem de fiziksel bakıma ihtiyacı oluyor. International Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. İlknur Çitil’e lohusalık dönemini kolay geçirmenin yollarını sorduk. 

AKINTI VE KANAMAYI İYİ GÖZLEMLEYİN
Doğumu takip eden ilk günlerde lohusalık dönemine özgü, parlak kırmızı renkli,  adet kanamasına yakın miktarda ve ‘loşi’ denilen akıntı oluyor. Günler içinde bu akıntının miktarı azalıyor ve rengi açılıyor, sonunda da beyaz bir akıntıya dönüşüyor. Bu dönemde günlük hijyenik ped kullanmak, bunları sık sık değiştirmek, akıntının kötü kokulu, aşırı miktarda olmamasına ve iltihabi özellikler taşımamasına dikkat etmek gerekiyor. Aşırı kanama, rahim içinde plasenta dokusu kaldığına ya da nadir olarak görülen ve rahim iç zarı tabakasından başlayarak rahmi tutan bir enfeksiyona işaret edebiliyor. Bazı kadınlarda ateş, şiddetli kanama ve karın bölgesinde aşırı hassasiyet belirtileri ile de kendini gösterebiliyor. Bu bulguların varlığında doktor ile görüşmek gerekiyor. 

DİKİŞLERE ÖZEN GÖSTERİN
Normal doğum yapmış kadınların vajina bölgesinde cerrahi kesi yapılmışsa ya da yırtılmalar olmuşsa genital bölgeye dikiş atılması gerekiyor. Bu dikişlerin neden olduğu hassasiyeti gidermek için taburcu olurken önerilen lokal anestezik kremlerin kullanılması, ılık oturma banyoları yapılması ve yumuşak yastıklar kullanılması tavsiye ediliyor. Hem dikişlerin varlığı hem de rahim ağzının açık olması nedeniyle bu dönemde akıntılar için tampon kullanmamak, günlük hijyenik pedleri tercih etmek gerekiyor. Bu hassasiyet, 1-2 hafta içinde kayboluyor. 
Sezaryen yöntemi ile doğum yapan kadınların ise bikini bölgesine uygulanan yaklaşık 8-10 santimlik kesideki dikişlerin yarattığı ağrıyı azaltması için süte uyumlu ve parasetamol etken maddeli ağrı kesiciler kullanması öneriliyor. 

RUTİN MUAYENELERİ ATLAMAYIN
Annenin doğumdan 10-15 gün sonra ve lohusalığın bittiği 6 haftanın sonunda rutin muayeneden geçirilmesi gerekiyor. Bu muayenelerde bikini bölgesindeki kesinin ya da genital bölgenin kontrolü yapılıyor, rahmin eski boyutuna gerileyip gerilemediği inceleniyor. Ayrıca lohusalık sonrası cinsel hayatın başlayıp başlayamayacağına, annenin nasıl korunacağına da bu dönemde karar veriliyor. Öte yandan ateş, üşüme, titreme, memelerde süt birikmesi, bacaklarda kızarıklık veya şişme, hareketlerde zorlanma, şiddetli ya da kötü kokulu kanama, iltihap özellikli akıntı ve genital bölgede kızarıklık gibi durumlarda rutin muayeneyi beklemeden mutlaka doktora bilgi vermek gerekiyor. 

TUVALETE ÇIKMA SORUNLARI SİZİ KORKUTMASIN
Özellikle normal doğum yapan annelerde, doğum sırasında bebeğin başının mesaneye yaptığı baskının idrar kontrolünü sağlayan kasları etkilemesine bağlı olarak idrarı başlatmakta zorluk, idrar yaparken sancı veya idrar yapamama gibi sıkıntılar yaşanabiliyor. Tek çözümü zaman olan bu durumda, idrar yapmaya çalışırken genital bölgeye ılık su tutmak rahatlatıcı oluyor. Nadiren görülen idrar tutamama hali de doğumu takip eden birkaç gün içinde kayboluyor. Ayrıca her iki doğum şeklinde de anal bölgede ağrılı şişliklerin belirmesi anlamına gelen hemoroid görülebiliyor. Ağrılı vakalarda lokal etkili ağrı kesiciler kullanmak ve diyetteki lif oranını artırıp yumuşak dışkılamayı sağlamak yarar sağlıyor. Şikayetler, lohusalık sonrası gerilemezse genel cerrahi uzmanından görüş almak gerekiyor. 

SÜT YETMEYECEĞİ ENDİŞESİNDEN KURTULUN
Lohusalık dönemindeki bir annenin en büyük endişelerinden biri de bebeğini nasıl besleyeceği oluyor. Bu endişeleri gidermek için hastaneden çıkmadan önce bebek hemşireleri ile emzirme tekniği üzerine çalışmak fayda sağlıyor. Bebeğin emmeyi, annenin ise emzirmeyi öğrendiği ilk günlerde süt az miktarda geliyor. Ancak annenin ruh hali pozitifse ve bebek aktifse süt günler içinde hızla çoğalıyor. Bu dönemde bol sıvı tüketmek süt miktarına olumlu etki yapıyor. Tatlı yemek gibi ek yöntemlere başvurmak gerekmiyor. Emzirme döneminde meme başının temizliğine dikkat etmek ve memelerde fazla süt birikmesine izin vermemek önem taşıyor.   Değişen hormon dengesine bağlı olarak emzirirken yaşanan ani terlemelere karşı, sık sık ılık duş almak ve rahat kıyafetler giymek yardımcı oluyor.   

SÜT KANALLARININ TIKANMASINA İZİN VERMEYİN
Bebeğin emmesinin ardından memede halen sertlikler ve hassasiyet varsa, memenin pompa ya da elle boşaltılarak sütün ileride kullanmak üzere süt poşetlerine alınması, ılık havlu ya da ılık duş ile memeye masaj yapılması gerekiyor. Bu önlemler alınmadığı takdirde memede enfeksiyon başlayabiliyor, annede üşüme ve titreme görülebiliyor. Önlem alınmadığı takdirde memede apse oluşuyor ve bunun cerrahi yoldan boşaltılması gerekiyor. Enfeksiyon oluşmuşsa doktor kontrolünde parasetamol etken maddeli ağrı kesici ve emzirmeye engel olmayan antibiyotik kullanılarak süt vermeye devam edilebiliyor.  

İLAÇ KULLANIMINI YENİDEN DÜZENLEYİN
Bazı annelerde gebelikten önce gelen ve gebelikte eşlik eden diyabet, tiroid ya da kardiyak rahatsızlıklar gibi kronik hastalıklar bulunabiliyor. Bu hastalıklar annenin emzirme sırasında da ilaç kullanmasını gerektiriyor. Böyle durumlarda süt ile uyumlu ilaçların düzenlemesi yapılarak emzirme döneminde de kullanılması gerekiyor.  

KARNINIZIN GÖRÜNTÜSÜ SİZİ KORKUTMASIN
İster normal ister sezaryenle doğum yapılmış olsun birçok anne, bebek çıkar çıkmaz karınlarının eski haline döneceğini düşünüyor ve bu gerçekleşmeyince hayal kırıklığına uğruyor. Oysa 9 ay boyunca yavaş yavaş gerilen karın kaslarının toparlanması vakit alıyor. Lohusalık döneminin sonunda ise karında beklenen toparlanma gerçekleşiyor. 

BEBEK UYURKEN SİZ DE UYUYUN
Hamileliğinin son günlerini daha çok dinlenerek geçiren bir anne için, doğumdan itibaren çok yoğun bir tempo başlıyor. Bebeğine en iyi bakımı vermek isteyen anne, aynı zamanda evinin işlerine de yetişmek isterse daha da yorgun düşüyor. Bu dönemde aile büyüklerinden ve arkadaşlardan yardım talep etmek gerekiyor. Ayrıca bebeğin uyuduğu saatlerde annenin de uyuması öneriliyor.  

DEPRESYONU YENMEK İÇİN YARDIM İSTEYİN
Lohusaların yüzde 70-80’inde lohusalık üzüntüsü, yüzde 10-13’ünde ise lohusalık depresyonu görülüyor. Daha sık görülen ve daha çabuk geçen lohusalık üzüntüsünü aşmak için aileden ve arkadaşlardan destek almak, bebeği güven duyulan birine bırakıp evden dışarı çıkmak gibi faaliyetler fayda sağlıyor. Lohusalık depresyonunu ise annenin kendisinden çok çevresindeki insanlar fark ediyor. Sürekli ağlamak, bir şeyler yapmak için enerji bulamamak, çok fazla ya da çok az yemek, çok fazla ya da az uyumak, dikkati toplamada ve karar vermede güçlük yaşamak, değersiz ve suçlu hissetmek, keyif alınan olaylara ilgiyi kaybetmek, eşten, aileden, arkadaşlardan hatta bebekten kendini soyutlamak gibi belirtiler görülüyor. Bu bulgulara sürekli baş ağrısı, mide problemleri gibi fiziksel sıkıntılar da eşlik edebiliyor. Bu durumda bir psikolog veya psikiyatristten destek almak gerekiyor.  

CİNSEL HAYATA NE ZAMAN BAŞLANABİLİYOR?
Dr. İlknur Çitil, cinsel hayata başlamak için lohusalık döneminin bitip, ikinci rutin muayenenin gerçekleşmesini beklemek gerektiğini söylüyor. Muayenede tüm jinekolojik organların normal hale geldiğinden, normal doğum olmuşsa genital bölgedeki dikişlerin toparlandığından emin olmak gerekiyor. Aksi takdirde cinsel birleşme enfeksiyona neden olabiliyor. Aynı muayenede kullanılacak korunma yöntemleri de konuşuluyor. Üç ayda bir yapılan progesteron içeren injeksiyonlar, Türkiye’de de bir süredir bulunan ve emziren annelerin kullanımına uygun olan, yalnızca progesteron içeren doğum kontrol hapları ya da doktor uygun görüyorsa rahim içi araçların yanı sıra kondom da bir korunma yöntemi seçeneği olarak hastaya sunuluyor. Lohusalık sonrası cinsel yaşam, aşırı yorgunluk, stres, ağrı olacak korkusu, cinsel isteksizlik gibi nedenlerle ilk günlerde hayal kırıklıkları yaratabilse de bu sorunlar çoğunlukla zaman içinde aşılıyor.

Manşetler

DUYURU-4