DİYET lifi; bitkilerin yaprak, sap ve çekirdekleri gibi yapılarını destekleyen, bitkilerin sindirilmeyen kısımlarıdır. Bir bakıma bitkilerin iskeleti olarak kabul edilmektedir. Diyet lifi, vücuda enerji sağlamayan fakat gastrointestinal sistemin sağlığı açısından gerekli olan, birçok hastalığın önlenmesinde yararlı olduğu bilimsel araştırmalar ile kanıtlanmış bir karışımdır. Ancak günümüzde besin teknolojisinin gelişimesi nedeniyle, rafine tahıl ürünlerinin tercih edilmesi ve hazır besin tüketiminin artması gibi çeşitli nedenlerle, istenmeden de olsa diyet lifi ve benzeri birçok besin öğesi yönünden yetersiz besleniliyor. Bu nedenle diyette lifin artırılması gerekiyor.
Kalp hastalıklarını önlüyor
Diyetteki toplam lif miktarının arttırılması şişmanlık, kalp ve damar, diyabet ve kanser gibi birçok hastalığın görülme sıklığını azaltır. Lif düşük kalorili olmasına rağmen su çekme özelliğinden dolayı tok tutar. Kabızlık, hemoroid ve kolon-rektum kanserlerini önler. Diyet lifi, serbest radikalleri bağlar. Ayrıca kan glikozu ve insülin değerini düşürerek diyabetin gelişimini de engeller.
Günlük tüketilmesi gereken miktar
ARAŞTIRMALARA göre günlük tüketilmesi önerilen lif miktarı 25-30 gramdır. Gerekli lif miktarını kişi, beyaz ekmek yerine çeşitlendirilmiş yulaf, çavdar ve tam buğday unundan yapılan ekmekle, pirinç yerine bulgur, etin birazı yerine kuru baklagiller ve bol sebze tüketerek karşılayabilir. Yarım porsiyon kurubaklagil, 15 gr. ceviz, susam, fıstıktan herhangi biri; 3 porsiyon sebze; 2 porsiyon meyve; 3 dilim tam buğday unundan yapılmış ekmek içeren bir diyet günlük alınması önerilen lifi karşılar. Lif içeriği yüksek besinlere; barbunya, kuru fasülye, nohut, mercimek gibi baklagiller, buğday ekmeği, kurutulmuş kayısı, incir, armut ve böğürtlen örnek verilebilir.
Selahattin DÖNMEZ
sdonmez@sdonmez.com