Laparoskopiyi ilk çıktığında ciddiye almamışlardı!

Tıpta çığır açan uygulamaların kolay kabul gördüğünü sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Aralarında “Mickey Mouse cerrahisi” diye aşağılanan da olmuş “küçük beyinlerin küçük cerrahisi” denilip yok sayılan da...

Ceyda Erenoğlu/Habertürk

Bilimde bazı gerçeklere ulaşmak kolay değil. Yeni olana gösterilen direnç ve eski görüşleri yıkmak ise düşünülenden daha zor.

Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre, geçmişte yaşanan örnekler günümüzde bizleri şaşırtıp inanılmaz gelse de meydana gelen bu karşı çıkışlar değerli pek çok bilim insanına deli gözüyle bakılması ve işten uzaklaştırılıp toplum dışına atılmalarıyla sonuçlanmış. Cerrahi alanda yaşanan örnekleri Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Çağatay Çifter anlattı. 

* “Laparoskopi” adı verilen kapalı ameliyat yöntemi ilk olarak 1984 yılında Almanlar tarafından jinekoloji ve safra kesesi problemlerinde uygulanmış. Bir yıl sonra gerçekleşen kongrede yöntemle alay edilmiş ve “Mickey Mouse” cerrahisi benzetmesi yapılmış. Bununla da yetinilmemiş ve laparoskopi için, “Küçük beyinlerin küçük cerrahisi” denmiş. Alman cerrah ise “deli” olduğu gerekçesiyle işten atılmış.

* Fransa’da cerrahi 1100 yılında Katolik kilisesinin aldığı kararla yasaklandığı için orta çağa kadar uygulanamamış. Bu nedenle cerrahi uygulamalar  450 yıl boyunca berberlerin ve cahil kesimin eline kalmış.

* 19. yüzyılda Macar Cerrah Semmelweis, ameliyattan önce ellerin mutlaka yıkanması gerektiğini ilk kez dile getirmiş ve “Sadece öncesinde değil ameliyat sonrasında da ellerimizi yıkamamız gerek” demiş. Bu düşüncesi yüzünden  çevresinde ciddiye alınmamakla  kalmamış işten de atılmış. Haklılığı 30 yıl sonra Pasteur mikrobu bulup  el yıkayınca kaybolduğunu ispatladığında anlaşılmış.

* MÖ 50 yılında Celcus, cerrahı, “cerrah; elle iyileştiren, genç, güçlü, elleri titremeyen, sağ ve sol elini kullanabilen, keskin bakışlı, ruhu korkusuz kişidir” diye tanımlayarak, “Bu güçlü kişiler hastanın ağlaması üzerine işlerini yarım bırakmamalı, yumuşayıp az kesmemelidir” yorumunda bulunmuş.  

* MS 9. yüzyılda Avrupa’da olmamasına karşın, İslam tıbbında cerrahi ileri düzeyi ile dikkat çekiciymiş. Bu dönemde İslam cerrahları tarafından bulunup kullanılan çok sayıda cerrahi alet bunun göstergesi olarak kabul edilmiş.

* İbn-i Sina döneminde İslam’da cerrahi bir uzmanlık dalı haline gelmiş. Bu dönemde tıbbi aletler üretilmiş, tıp okulları ve hastaneler kurulmuş.

*Yine İbn-i Sina kendi döneminde ağızdan anestezi fikriyle dikkat çekerek, hastalara güzel rayiha ve narkotiklerle ıslatılmış süngerler koklatmış.

* Avrupa’ da 1700’lerin başında cerrahide bir hareketlenme başlamış. Örneğin ilk mide ameliyatı 1878 yılında yapılmış. Avrupalılar, “Organı çıkardıktan sonra nasıl dikeceğiz” sorusuna çözüm olarak Osmanlıdaki cerrahların 500 yıl önce buldukları katkütü kullanmaya başlamış. (Hayvan bağırsağından yapılan dikiş materyali) Böylece organların uç uca dikilmesi dönemine geçilmiş.

Manşetler

DUYURU-4