Laboratuvar Branşlarda Tamgün Yasasını Uygulamak Olanaksız Görünmektedir

Tamgün Yasasında Subjektif Israr, Zorlama Boyutlarında Açıklamalardan da izlediğimiz üzere, sağlık alanındaki şu anda yönetici konumunda bulunan yetkililerin hekimlerin “tamgün” çalışmasını sağlamak için zorunlu kurallar getirecekleri anlaşılmaktadır. Anc

Tamgün Yasasında Subjektif Israr, Zorlama Boyutlarında Açıklamalardan da izlediğimiz üzere, sağlık alanındaki şu anda yönetici konumunda bulunan yetkililerin hekimlerin “tamgün” çalışmasını sağlamak için zorunlu kurallar getirecekleri anlaşılmaktadır. Ancak, şu anda zaten hekimlerin part-time çalışanları saat 16:00’ya, tamgün çalışanları da 17:00’ye kadar çalışmaktadırlar. Gerçekte, her iki grup da zaten aşağı yukarı tamgün çalışmaktadırlar. Getirilecek yasalarla, çalışma sürelerinde fazla değişiklik olmayacak, sadece muayenehanelerin bir kısmı daha kapanacaktır. Tamgün yasası, gerçekte bir tamgün çalışma yasası değil, muayenehane kapatma yasası niteliğinde olacaktır.

Acaba gerçekte istenilen bu mudur ?

Amaç buysa, bunun için yılda fazladan 4-5 milyar YTL ek ödeme vermeye gerek var mıdır? Türkiye her kuruşun hesabını yaparken, bütçeye bu ağır yükleri yüklemek akılcı mıdır? Doktorları üretkenlikten uzaklaştırıp, memurlaştırmak akılcı mıdır? Günlük gönüllü olarak 12-13 saat çalışan hekimleri 8 saate indirmek akılcı mıdır? Muayenehane-hastane bağlantısını keseceğiz deniliyor. Bir avuç örnek için tüm sistemi yakmak (pire için yorgan yakmak) ne ölçüde anlamlıdır? Bu bağlantıyı kesmenin akılcı birçok yolu varken, neden böylesine katı, pahalı ve akıl dışı yöntemlere başvuruluyor?

Açıkçası, hala anlamakta güçlük çekmekteyiz.

 

Laboratuvar Branşlarda, Tamgün Yasasını Uygulamak Mümkün Değildir

Çünkü, mevcut uzman sayımızla, kuruluş sayılarımız bu duruma izin vermemektedir.

2006 sonu verilerine göre, ülkemizde Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastane sayısı 770, diğerleri 372 olmak üzere, toplam1142 hastane bulunmaktadır. Özel hastanelerin sayısının 400 civarında olduğunu hesaplarsak, toplamda 1542 hastane bulunmaktadır.

Tıp merkezlerinin sayısı 320, özel dal merkezlerinin sayısı 242, polikliniklerin sayısı ise 1485 olmak üzere, ayaktan tanı ve tedavi kuruluşlarının sayısı 1547’dir.

Sağlık grup başkanlıklarının sayısı 910’dur.

Belirtilen bu kuruluşların toplam sayısı 4399 olup, bu kuruluşların hemen hepsinde, ciddi sayıda laboratuvar tetkikleri yapılmaktadır. Bazı merkez sağlık ocaklarında da laboratuvar tetkikleri yapılmaktadır.

Ayrıca, özel hastanelerin sayısı hızlı şekilde artmakta, poliklinikler de hızlı şekilde tıp merkezlerine dönüşüm yapmaktadırlar. Sonuç olarak, laboratuvar tetkikinin gerek sayısı, gerekse de çeşitliliğinin artacağı kuruluş sayısı da yükselmektedir.

 

Elimizdeki Uzman Sayısı Nedir ?

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, biyokimya laboratuvarı ruhsatı verilen laboratuvar sayısı 810, mikrobiyoloji laboratuvarı ruhsatı verilen laboratuvar sayısı 974’tür. Bu ruhsatların bir kısmı bağımsız özel laboratuvarlara verilmiş olup, bir kısmı da özel hastaneler, tıp merkezleri ve polikliniklerdeki laboratuvarlara verilmiştir.

Büyük ölçüde devlet hastaneleri, kamu sağlığı dispanserleri, sağlık grup başkanlıkları ve laboratuvar tetkiki yapılan sağlık ocakları bunların dışındadır. Bu kuruluşlar için, ruhsat istenmemektedir.

 

Tamgün Zorunluluğu, Sistemi Kilitleyecektir.

Yukarıdaki verilerden de anlaşılacağı üzere, tamgün zorunluluğu, sistemi kilitleyecek, işlemez hale sokacaktır.

Zaten, sistem şu anda da kilitlenmeye başlamıştır. Örneğin, biyokimya ruhsatı verilen laboratuvar sayısı 810’dur. Bu uzmanların büyük çoğunluğu, aynı zamanda kamuda da çalışmaktadırlar. Laboratuvar alanında, genelde tüm uzmanların ruhsatları kullanılmakta olup, çok büyük çoğunluğu da hem kamuda çalışmakta, hem de özelde ruhsatları bulunmaktadır. Özel kuruluşlarda ruhsatı bulunmayanların önemli kısmı üniversitelerde olup, bunların toplam sayısı 200’ü geçmez. 100 civarında da tamgün çalışan sayısı olduğunu düşünürsek, ülkemizde toplam biyokimya uzmanı sayısı 1100 civarındadır. Bu uzmanların ruhsat anlamında değerlendirilecek sayısı da, en fazla 900 olabilir. Tamgün zorunluluğu getirilirse, bir kısmı tamgün kamuya geçecek olup, geriye sınırlı sayıda uzman kalacaktır.

Şu anda, özel hastanelerde tamgün biyokimya ve tamgün mikrobiyoloji uzmanı zorunluluğu istenilmektedir. Özel hastanelerin sayısı 400 civarında olup, bu sayı hızla artmaktadır. Tıp merkezleri ve özel dal merkezlerinin sayısının da, toplamda 800-900’lere varacağını sanıyoruz. Bu kuruluşlarda da, ciddi oranda laboratuvar tetkikleri yapılmaktadır ve laboratuvar kurulumu gerekecektir. Polikliniklerin çoğunda da durum böyledir.

900 civarında biyokimya uzmanı nereye yetecektir? Özel hastanelere mi, özel laboratuvarlara mı, tıp merkezi, dal merkezi ve polikliniklere mi? Bu kuruluşların toplam sayısı, (400+400+320+242+1485) 2847’yi bulmaktadır.

Peki, sayısı 1000 üzerinde olan devlet hastaneleri, semt poliklinikleri ve tetkik yapılan diğer merkezler ne yapacaktır?

900 biyokimya uzmanı, bu kuruluşların hangisine yetsin?

 

Uzmansız Laboratuvar Testi Yapılamaz

2006 Eylül ayında çıkarılan bir yönetmelikle, özel hastaneler, tıp merkezleri, özel dal merkezleri ve poliklinikler için, laboratuvar tetkiklerini sözleşmeli bir laboratuvara göndermek kaydıyla, ruhsatlı bir laboratuvar kurmama seçeneği getirilmişti. Ancak, Danıştay bu kararın yürütmesini durdurdu ve özel hastanelerde, ruhsatlı laboratuvar kuruluşunun gerekli ve vazgeçilmez olduğunu belirtti. Aynı durum, tıp merkezi, dal merkezleri için de geçerli olacaktır. Çünkü, bu kuruluşların da tümünde laboratuvar tetkikleri yapıldığı gibi, bazılarında özel hastanelerden daha fazla ve çeşitli laboratuvar tetkikleri yapılmaktadır. Dolayısıyla, laboratuvar uzmanı olmadan bu tetkiklerin yapılması olanaksızdır.

Mevcut kuruluşlar part-time bile uzman bulmakta zorlanırken, bir de tamgün çalışma zorunluluğu getirilince, çoğunluğu uzman bulamayacak ve güç durumda kalacaklardır. Sistem çözümsüzlüğe ve kilitlenmeye uğrayacaktır.

 

Devlet Hastaneleri de Kilitlenecektir

Şu anda özel hastanelerden tam gün laboratuvar uzmanı bulundurma zorunluluğu istenirken, bunların 8-10 katı kapasitedeki ve çok fazla laboratuvar testi yapılan devlet hastanelerinden, laboratuvar uzmanı bulundurma zorunluluğu ve ruhsatı istenilmemektedir.

Bu durum, büyük çelişki yaratmaktadır.

Hukuki olarak, arada bir eşitsizlik ve haksızlık söz konusudur. Danıştay, özel hastanelerde uzman bulundurmadan tetkik yapılmasının, hastaların sağlığı yönünden uygun olmadığını belirtmektedir. Özel hastanelerde hastaların sağlığı önemli de, devlet hastanelerinde önemsiz midir? Devlet hastanelerinde yapılan tetkikler, uzman olmadan nasıl çıkarılmaktadır? Hangi yetkili bunları kontrol etmektedir? Laboratuvar testleri de bir uzmanlık konusu olduğuna göre, bu uzmanlar nasıl bulunacaktır? Bir teknisyen mide veya beyin cerrahisi ameliyatı yapamadığına göre, laboratuvar testlerinin kontrol ve denetimini de yapamaz. Diğer uzmanlık dallarında istenilen uzmanlık yetkisi, laboratuvar alanında da istenilmek durumundadır.

Bu durumda, devlet hastanelerini de büyük bir açmaz beklemektedir. Özel hastaneler, kendilerinden istenilen tamgün uzman koşulunun devlet hastanelerine de uygulanmasını talep etme hakkına sahiptirler. Böyle bir başvuruda hukuk, hasta hakları yönünden bu talebin lehine karar verecektir. Devlet hastanelerine giden vatandaşların da, kendi tetkiklerinin laboratuvar uzmanı kontrol ve denetimi altında yapılmasını talep etme hakları vardır. Muhtemelen onlar da, bu yönde yargıya başvuracaklardır.

Tüm bunların sonunda, laboratuvar uzmanı bulunmayan devlet hastaneleri de, laboratuvar testlerini durdurma ve tetkik yapamama durumuyla karşı karşıya kalacaklardır.

 

Çözümsüzlük Değil, Çözüm Üretmek Gerekiyor

Alınan kararların, mevcut verilerle uyumlu olması gerekmektedir. Mevcut potansiyelimizden ve imkanlarımızdan kopuk kararlar çıkarırsak, bunların uygulama şansı olmayacak, sistem zorlanacak ve kural dışı, kaçak uygulamalar devreye girecektir.

Bu nedenle, alınacak kararların uzun vadeli, planlı ve gerçeklere uygun olması gereklidir.

 

Laboratuvar Uzmanları Konusunda Ne Yapmalıdır ?

Öncelikle, birkaç ilkeyi vurgulamakta yarar vardır :

1.Laboratuvar uzmanı sorumluluğu olmadan, herhangi bir sağlık kuruluşunda laboratuvar testi üretilemez. Nasıl beyin cerrahisi uzmanı olmadan beyin ameliyatı, üroloji uzmanı olmadan prostat ameliyatı yapılamadığı gibi.

2.Bu kural, özel kuruluşlar için olduğu gibi, kamu kuruluşları için de geçerlidir. Özel kuruluşa başvuran hastanın hakları daha değerli, kamu kuruluşuna başvuranınki daha değersiz değildir. Tüm vatandaşların, kendi tetkiklerinin, bir laboratuvar uzmanının elinden çıkmasını isteme hakları vardır. Özel ya da kamu kuruluşu ayrımı yapılamaz.

3.Laboratuvar uzmanı sorumluluğu yoksa, o kuruluşta laboratuvar testi de yapılmamalıdır.

4.Laboratuvar testi yapılan tüm birimler, zorunlu dış kalite kontrol programına dahil edilmelidir.

5.Laboratuvar uzmanlarının çalışma sistemi, diğer uzmanlık dallarından farklıdır. Cerrahların kendisi yoksa, ameliyat yapılamaz. Dahili branşların kendisi yoksa, poliklinik durur. Ama laboratuvar uzmanı, sistem sorumlusu ve organizasyon şefidir. Çalışmayı organize eder, yönlendirir ve denetler.Dolayısıyla, kendisi bulunmadığı zamanda da çalışma sürer ve kendisi sonuçları değerlendirerek, onaylar ya da çalışmayı tekrara aldırır.

Sonuç olarak, bir laboratuvar uzmanı birden fazla, örneğin iki ayrı laboratuvarı birlikte yürütebilir. Yani, part-time çalışmaya uygun bir durum sözkonusudur.

 

 

O Halde Ne Yapalım ?

Elimizdeki sayılara göre düzenleme yapmalıyız.

900 civarında biyokimya ve 1200 civarında mikrobiyoloji (çoğunluğu mikrobiyoloji ve infeksiyon uzmanı) uzmanının ruhsat anlamında laboratuvar sorumluluğu değerlendirilebilir görünmektedir.

Bu verilere göre hareket etmek gerektiğini düşünüyoruz.

200 yatak üzeri hastaneler, üniversite hastaneleri, merkez laboratuvarları, referans laboratuvarlarında tamgün biyokimya ve mikrobiyoloji uzmanı zorunluluğu istenilebilir.

100-200 yataklı hastanelerde bir uzman tamgün, bir uzman part-time görev yapabilir.

100 yataktan küçük kapasiteli hastanelerde biyokimya ve mikrobiyolojiden part-time birer olmak üzere iki, 50 yatak altında part-time tek uzman yeterli olabilir.

Tıp merkezi, dal merkezi, polikliniklerde part-time uzman sorumluluğu yeterli olup, biyokimya veya mikrobiyoloji uzmanından hangisi varsa, kendi testlerini ve ortak alan testlerini yapabilir, diğer alan testlerini sözleşmeli bir laboratuvara gönderebilir.

İsteyen kuruluşlar, istedikleri sayıda fazladan laboratuvar uzmanı bulundurabilirler.

Sonuç olarak, laboratuvar alanında mikrobiyoloji ve biyokimya uzmanlarının iki kuruluşta (özel ya da kamu ayrımı olmaksızın) birden laboratuvar testlerinin sorumluluğunu üstlenmesi, sistemde ortaya çıkacak olan çözümsüzlüğü giderecektir. Bu durum, aynı zamanda daha fazla sayıda kuruluşta, laboratuvar testlerinin uzman denetiminde yapılmasını da garanti altına alacaktır. Bu durum da, halkımızın ve hastaların en doğal hakkıdır. Bu hakkın tanınmaması, kalitesiz ve denetimsiz sonuçlara yol açacak, hukuki davalara zemin hazırlayacaktır.

Laboratuvar uzmanları için tamgün uygulaması ise, şu andaki mevcut koşullarda hiç de mümkün görünmemektedir. Böyle bir zorlama, sorun çözmekten çok, yeni sorunların doğmasına yol açacak niteliktedir.

Doç. Dr. Paşa GÖKTAŞ

Manşetler

DUYURU-4