Ayşegül Kahvecioğlu
Türk Tabipleri Birliği'nde (TTB) düzenlenen "Kadınlar, doğum kontrol yöntemleri ve isteğe bağlı düşük için sağlık hizmetine ulaşabiliyor mu?" başlıklı foruma, Başkent Üniversitesi Kadın-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Araştırma ve Uygulama Merkezi (BÜKÇAM) Müdürü Prof. Dr. Ayşe Akın, hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (HÜKSAM) Müdürü Prof. Dr. Şevkat Bahar Özvarış, TTB Merkez Konseyi Üyesi Doç. Dr. Deniz Erdoğdu ve Dr. Binnaz Başaran İşçi katıldı. Forumda, sağlıkta dönüşüm programı ve dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2012'de yaptığı "kürtaj cinayettir" açıklamasının ardından, yasal bir değişikliğe gidilmemesine rağmen isteğe bağlı düşük oranlarında yaşanan değişimler ve sonuçları ile ilgili çarpıcı veriler paylaşıldı. Veriler özetle şöyle:
- Sağlıkta dönüşüm programının ardından illerde Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezleri kapatıldı. Bunların yerine "Üreme Sağlığı eğitim merkezleri" kuruldu. Kamu Hastanelerinin aile planlaması poliklinikleri kapatıldı.
- Artık aile hekimlerine, aile planlaması için hap, kondom gibi gebeliği önleyici araçlar yeterli sayıda gelmiyor.
- Kürtajın döner sermayeye katkısı yok. Kürtaj yasak değil, ancak sağlık çalışanlarında bile kürtajın yasak olduğu yönünde bir algı mevcut.
Kürtaj yapan kalmadı
- İzmir'de isteğe bağlı kürtaj yapan hastane yok. Mor Çatı'nın 2015 araştırmasına göre, İstanbul'da 37 kamu hastanesinden yalnızca birinde evli/bekar ayırımı yapılmaksızın kürtaj yapılıyor. Ankara Kadın Dayanışma Vakfı'nın yaptığı araştırmaya göre ise başkentte 30 devlet hastanesinin sadece üçünde isteğe bağlı kürtaj hizmeti var.
- Türkiye'de 19 yaşın altındaki altı gençten, ancak biri etkili bir gebeliği önleyici yöntem kullanıyor.
- İsteyerek düşük hizmetlerinde yüzde 25, doğum kontrol hizmetlerinde yüzde 32 oranında karşılanamayan gereksinim mevcut.
- 2012'den itibaren kendiliğinden düşük rakamları yüzde 11'den yüzde 14'lere; isteyerek düşük sayısı yüzde 10'dan yüzde 4.9'lara düştü.
Randevu geç veriliyor
Aile Planlaması Araştırma ve Uygulama Merkezi (BÜKÇAM) Müdürü Prof. Dr. Ayşe Akın, kürtaj talebiyle hastanelere başvuran kadınların çeşitli bahanelerle bu hizmete ulaşmasının engellendiğini öne sürdü. Akın, şunları söyledi:
"Mesela randevu verilmiyor. Eskiden aile planlaması klinikleri vardı hastanelerin. Performas sistemi ile birlikte kapatıldı, yerine düz poliklinikler açıldı. Tek tük büyük hastanelerde duruyor. Bu kadınlara randevu verilmiyor. Günde 3-5. Verilen de 2 hafta sonraya. Kadın 9 haftalık hamile, iki hafta sonraya randevu veriliyor; böylece yasal süre geçirilmiş oluyor. Yasanın dışına çıkınca o iş suça giriyor. İsteyerek düşüklerin yasa ile yasaklanması düşükleri azaltmıyor aksine sağlıksız koşullarda yapılan düşükleri artırarak anne ölümlerinin artmasına neden oluyor."
Yasa ne diyor?
Mevcut, 2827 sayılı, "Nüfus Planlaması Hakkında Kanun"un 5. maddesinde, "Gebeliğin 10. haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir" ifadesi yer alıyor.