Kuralına uygun bertaraf edilmeyen atık ilaçlar çevre için tehdit oluşturuyor

Pharmabotanica Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Eczacı Mehmet Saydan, atık ilaçların doğaya tamamen zehir olarak geçtiğini ve bunun toprakta yetişen bitkiler aracılığıyla yemek masasına geldiğini söyledi.

Pharmabotanica Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Ecz. Mehmet Saydan: "Doğaya karışan cam, plastik ve kağıt, kirlilik dışında çok büyük zararlar vermeyebilir ama ilaç böyle bir atık değil. İlaç, kimyasal bir atık ve bu, doğaya tamamen zehir olarak geçer, içtiğimiz suyun, yediğimiz yiyeceklerin içerisinde, toprakta yetişen bütün bitkilerin içerisinde tekrar masanıza gelir"

"İlaç firmalarının üretim yaparken atık ilaçlarının miktarını bilmesi veya imha sürecinde yer alarak, ne kadar ilacının miadının geçtiğini tespit etmeleri çok önemli. İmha aşamasında ise doğaya kesinlikle karışmaması gerekiyor"

"Atık ilaçların ekonomiye zararını görmezden gelebiliriz çünkü bu zarar bir şekilde yerine konabilir ama doğaya verdiği zarar, çocuklarımızın geleceğine verdiğimiz bir zarardır, bunun bir karşılığı olamaz"

Ortaklarını eczacıların oluşturduğu Pharmabotanica Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Saydan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çoğunlukla eczanelerde ve hastanelerin ilaç depolarındaki son kullanım tarihi sona ermiş ilaçların "atık ilaç" olarak adlandırıldığını ifade etti.

İlaçların, miadı dolduğunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilgili mevzuatı kapsamında kurallara uygun depolanıp, yüksek ısılı fırınlarda imha edilmesi gerektiğine işaret eden Saydan, eczanelerin, aile hekimliklerinin, tüm sağlık kuruluşlarının ve ecza depolarının, atık ilaçlarını 2018'de kurdukları atık ilaç ara depolama tesisine gönderebildiğini kaydetti.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının atık yönetimi mevzuatına göre hiçbir atığın toprağa, suya ve havaya karışmasına veya düşük sıcaklıkta yakılmasına izin verilmediğini anımsatan Saydan, ilaçların özel fırınlarda çok kısa süre içerisinde çevreye zarar vermeden yüksek ısıda bertaraf edildiğini anlattı.

Eczanelerin, biriken atık ilaçları toplayıp kayıt altına aldığını, ardından imha edilmek üzere kendilerine gönderdiğini belirten Saydan, atık ilaçların imhasının sadece bir ağırlık olarak değerlendirilmemesi gerektiğini kaydetti.

Saydan, şöyle devam etti:

"Yani bir eczane '10 kilo atık gönderdi' deniyor ama bu atıkların içinde hangi ilaçların olduğunun kaydı tutulmuyor. Onun için de ilaç üretiminde planlama yapılırken eksik kalınıyor. Şöyle ki ilaç firmaları bir yıl sonra ürettiği ilaçları bir yıl önce sattığı ilaçlara göre belirliyor. Bu ilaçların ne kadarının miadı geçti, bununla ilgilenmiyor, sadece satılan kısmıyla ilgileniyordu. Biz ilk defa, imha edilen ilaçların tek tek dökümünü aldığımız bir bilgisayar programı hazırladık. Şu anda bir eczaneden gelen 10 kilo atık ilacın içinde hangi ilaçların olduğunu da bir data bilgi olarak da tutuyoruz. Bu aslında önümüzdeki yıllarda ilaç üretimine önemli bir kaynak oluşturacaktır."

Bazı eczaneler ve eczacı odaları tarafından atık ilaçların, bertaraf tesislerine toplu olarak gönderildiğine, ancak bunun da sınırlı sayıda olduğuna işaret eden Saydan, ilaçların genellikle bilinçsiz şekilde yakılarak ya da tuvalete dökülerek doğaya karıştığını, bir anlamda "çevre felaketi" yaratılarak yok edildiğini anlattı.

Saydan, "Çünkü ilaçlar, dozu dışında kullanımı haricinde tek başına zehirdir. Doğaya karışan cam, plastik ve kağıt, kirlilik dışında çok büyük zararlar vermeyebilir ama ilaç böyle bir atık değil. İlaç, kimyasal bir atık ve bu, doğaya tamamen zehir olarak geçer, içtiğimiz suyun, yediğimiz yiyeceklerin içerisinde, toprakta yetişen bütün bitkilerin içerisinde tekrar masanıza gelir. Size ve çocuklarınıza ulaşır." dedi.

"Kişilerin vicdanına bırakılmamalı"

Her alanda gereksiz üretimin karbon salınımını artırdığını ve iklim değişikliğini etkilediğini belirten Saydan, ilaç üretiminde de benzer bir durum olduğunu kaydetti. Saydan, "Bu nedenle ilaç firmalarının üretim yaparken atık ilaçlarının miktarını bilmesi veya imha sürecinde yer alarak, ne kadar ilacının miadının geçtiğini tespit etmeleri çok önemli. İmha aşamasında ise doğaya kesinlikle karışmaması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Atık ilaçların ekonomiye verdiği zarara da dikkati çeken Saydan, "Atık ilaçların ekonomiye olan zararını görmezden gelebiliriz çünkü bu zarar bir şekilde yerine konabilir ama doğaya verdiği zarar, çocuklarımızın geleceğine verdiğimiz bir zarardır, bunun bir karşılığı olamaz. Ben bir eczacının, bir hekimin, hemşirenin ilacı bile bile çöpe atabileceğini veya tuvalete, lavaboya dökebileceğini düşünmek istemiyorum ama bunun için kural konması, kişilerin vicdanına bırakılmaması lazım." değerlendirmesinde bulundu.

"İlaçları asla çöpe atmayın"

Saydan, evlerdeki atık ilaçlarla ilgili olarak da vatandaşların evde ağrı kesici, ateş düşürücü, grip ilacı gibi ilaçların stokunu yapmalarını eleştirerek, "Hastalığınıza özel doktor ilaç yazdığında bunu alıp kullanıp tedavinizi yarım bırakmazsanız hiçbir ilacın miadı geçmez." dedi. Saydan, miadı geçen ilaçlar için de vatandaşlara "ilaçları asla çöpe atmayın" uyarısında bulundu.

Evlerdeki atık ilaçların toplanmasının belediyelerin sorumluluğunda olduğunu belirten Saydan, bu konunun yerel yönetimler tarafından ciddiye alınması gerektiğini kaydetti.

Manşetler

DUYURU-4