Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri Ebru Akdağ, AA muhabirine, Türkiye'nin vişne üretiminde dünyada ikinci sırada bulunduğunu ve toplam rekoltenin yüzde 11'inden fazlasını karşıladığını söyledi.
Türkiye'de üretilen vişnenin yaklaşık yüzde 30'unun, meyve suyu sektöründe işlendiğini ve daha çok iç pazarın talebinin karşılandığını vurgulayan Akdağ, Türk meyve suyu pazarında vişnenin, şeftalinin ardından en çok tüketilen tatlarda ikinci sırada yer aldığını anlattı.
Sağlıklı beslenme trendinin etkisiyle yüzde 100 meyve sularına olan ilginin, Avrupa ve ABD başta olmak üzere tüm dünyada arttığını, özellikle kırmızı meyve ve sularının bu ilginin odağı haline geldiğini dile getiren Akdağ, şöyle konuştu:
''Yapılan araştırmalar, kırmızı meyvelerden vişnenin üstün özelliklerini ortaya koyuyor. Vişnenin, sahip olduğu özellikleriyle sağlık açısından inanılmaz faydaları bulunuyor. Hava kirliliği, tarım ilaçları, bilgisayar ve cep telefonlarından alınan radyasyon, kızarmış yiyecekler ve alkol, serbest radikallerin oluşumuna yol açar. Serbest radikaller, kanserin en büyük tetikleyicisi olmakla kalmayıp, kalp krizi, alzheimer hastalığı, yaşlılığa bağlı adale bozulmaları, katarakt oluşumu ve bağışıklık sisteminin güçsüzleşmesi gibi rahatsızlıklara da yol açar. Antioksidanlar, serbest radikallerle tepkimeye girerek bunların başlattığı zincir reaksiyonu durduran ve böylece vücudumuzdaki hayati bileşenlerin zarar görmesini engelleyen moleküllerdir. Antioksidanlarca yüksek olan besinler, 'Oksijen Radikali Emme Kapasitesi' (ORAC) yüksek olan besinler olarak bilinirler.''
ANTİOKSİDAN KAYNAĞI VİŞNEDEN GÜNDE 25 GRAM
Akdağ, vişnenin bazı uzmanlar tarafından kendine has yüksek antioksidan içeriği ve kombinasyonu nedeniyle fonksiyonel gıda olarak konumlandırıldığını belirterek, en yüksek ORAC kapasitesine sahip 50 gıda üzerinde yapılan araştırma sonucuna göre vişnenin, 14. sırada yer aldığını bildirdi.
Michigan Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada vişneden elde edilen ürünlerin işlemeden ve depolamadan sonra bile antioksidan özelliklerini koruduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Akdağ, ''Günlük antioksidan ihtiyacının karşılanması için belirli miktarda ORAC (Oksijen Radikalleri Emilme Kapasitesi) alınmasını öneriyor. 25 gram vişne suyu konsantresinin, günlük ihtiyacı rahatlıkla karşıladığı belirtiliyor'' dedi.
Vişnenin, meyveye can alıcı kırmızı rengini veren 'antosiyanin' adı verilen güçlü antioksidanları içerdiğini vurgulayan ifade eden Akdağ, yapılan araştırmalara göre bitkilerde bulunan 150 farklı flavonoid içerisinde en yüksek antioksidan kapasiteye antosiyaninlerin sahip olduğunu bildirdi.
Akdağ, vişnenin antosiyaninleri üzerinde Michigan Üniversitesi'nde yapılan başka bir araştırmada ise önemli bir sonucun ortaya çıktığını belirterek, bu sonuca göre, vişnedeki başlıca antosiyanin olan 'cyanidin'in, iltihap engelleme etkinliğinin aspirinden daha çok olduğunu söyledi.
BİR AVUÇ VİŞNE İLE UYKUNUZU DÜZENLEYİN
Melatoninin beyindeki hipofiz bezinde salgılanan, vücudun günlük ritmini ve uyku düzenini geliştiren bir hormon olduğunu dile getiren Akdağ, şöyle devam etti:
''Ayrıca yapılan birçok araştırmada melatoninin vasküler sistemi koruyucu, iltihap azaltıcı, ameliyat sonrası ortaya çıkan kan dolaşımı bozukluklarını azaltıcı potansiyele sahip olduğu ortaya çıkarılmıştır. Teksas Sağlık Bilimi Merkezi Üniversitesi'nden Prof. Russel Reiter, melatonin ve bu ürünün insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda en önde gelen bilim adamı olarak tanınıyor. Bu alanda 700'den fazla yayını olan ve 130'dan fazla doktora eğitimi vermiş olan Prof. Reiter, vişnenin melatonin içerdiği bilinen nadir gıdalar arasında yer almakla kalmayıp, bünyesindeki melatonin oranının insan kanında bulunandan fazla olduğunu belirtiyor. Ayrıca Prof. Reiter ve çalışma arkadaşları, sadece bir avuç vişne yemenin bile kandaki melatonin seviyesini artırdığını ve dolayısıyla vücudun doğal uyku düzenini geliştirdiğini açıklıyor.''
VİŞNENİN HAYRAN GRUBU
Akdağ, bu süper meyvenin tüketiminin, kalp ve kanser hastalıklarına karşı iyi geldiğini, kilo kontrolüne destek sağladığının araştırmalarla kanıtlandığını belirterek, ''Onlarca yıldan bu yana vişne, eklem iltihaplanmasından şikayet edenlerden oluşan bir hayran grubu oluşturdu. Bunların geçmişten gelen tecrübelerle acılarını dindirmek için düzenli olarak vişne, özellikle de suyunu tükettiği biliniyor. Bu geleneksel alışkanlıklar, günümüzde vişne tüketimi ile eklem iltihapları arasındaki ilişkiyi ispat eden bilimsel araştırmalar için bir temel oluşturmuştur'' dedi.
Yapılan araştırmalarda vişnenin gut ataklarını ve eklem iltihaplanmalarından kaynaklanan ağrıların dindirilmesinde etkili olduğunun bulunduğunu dile getiren Akdağ, ''Amerika Birleşik Devletleri Tarım Departmanı'nın Kaliforniya'daki İnsan Beslenmesi Araştırma Merkezi'nde kadınlar üzerinde yapılan araştırmada, günde iki porsiyon (280 gram) vişne tüketen kadınların kanındaki ürik asit seviyelerinin, bir gece içinde yüzde 15 civarında düşüş gözlemlendiği belirlendi'' diye konuştu.
Hollanda'daki Ulusal Halk Sağlığı ve Çevresel Koruma Enstitüsü tarafından 805 erkek üzerinde yapılan ve 5 yıl süren araştırmada flavanoid alımı arttıkça koroner damar hastalıkları riskinin azaldığının belirlendiğini belirten Akdağ, en çok flavanoid tüketenler ile en az tüketilenler karşılaştırıldığında, kalp krizinden ölme riskinin yüzde 58 daha az olduğu sonucuna varıldığını bildirdi.
Vişnenin flavanoid açısından zengin olduğunu vurgulayan Akdağ, ''Başka bir araştırmada ise vişnedeki antosiyaninlerin tümor oluşumunu ve insan kolon kanseri hücrelerinin büyümesini engelleyici özelliği olabileceği sonucuna varıldı. Diğer araştırmalarda ise yüksek peril alkolün (POH) prostat, akciğer, karaciğer ve deri kanserlerinin riskini azaltıcı etkisi olabileceği belirtiliyor. Bu nedenle de POH içeren vişne tüketimi ile bu etkiler arasında bağlantı kuruluyor'' dedi.
Manşetler
DUYURU-4