'Kronik hastalığı olanlar et tüketiminde aşırıya kaçmamalı'

Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için kalp-damar, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalığı olan bireyler daha dikkatli olmalı, bayramda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli, eti kısıtlı miktarlarda tüketmeli ve

Diyetisyen Rumeysa Kalyenci, Kurban Bayramı'nda et tüketiminin arttığını anımsatarak, "Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için kalp-damar, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalığı olan bireyler daha dikkatli olmalı, bayramda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli, eti kısıtlı miktarlarda tüketmeli ve aşırıya kaçmamalıdır." dedi.

Kalyenci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bayramda özellikle rahatsızlığı bulunan kişilerin sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına özen göstermesi gerektiğini söyledi.

Et ve sebzenin birlikte tüketilmesinin önemine değinen Kalyenci, şöyle konuştu:

"Kırmızı et proteinden zengindir ve günlük beslenmemiz için önemlidir. Aynı zamanda vitamin ve mineral deposudur. Etler 75 derece civarında pişirilmeli, böylece protein sindirimi sağlanmalıdır. Ancak tek başına tüketilmemelidir. Etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya sebzelerle tüketilmesi besin çeşitliliğinin sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca sebzelerdeki C vitamininin etlerde bulunan demir, çinko ve magnezyumun emilimini, vücutta kullanılmasını artırmaktadır."

Kalyenci, kırmızı etin yağının doymuş yağ asitlerinin önemli bir kaynağı olduğunu, doymuş yağ asitlerinin de kalp-damar hastalıklarının gelişmesinde riskli bir etken sayıldığını vurguladı. Kalyenci, bayramda tüketilecek etlerin görünür yağlarının kesilerek yağ miktarının azaltılabileceğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için kalp-damar, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalığı olan bireyler daha dikkatli olmalı, bayramda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli, eti kısıtlı miktarlarda tüketmeli ve aşırıya kaçmamalıdır. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki ölüm sertliği geçmeden, olgunlaşma sağlanmadan pişirme, sindirimini de zorlaştırmaktadır. Bu nedenle etler kesildiği gibi pişirilip yenmemeli, 24 saat dinlendirildikten sonra tüketilmeli."

Kurban etinin derin dondurucuda uygun koşullarda muhafaza edilmesi gerektiğini dile getiren Kalyenci, eti çözmek için direkt dışarıya koymamak, bir gün önceden buzdolabının 2-4 derecelik kısmına almak gerektiğini belirtti.

Kalyenci, kolesterol ve kalp-damar hastalığı riski taşıyan kişilerin sakatat tüketiminden de kaçınması, kavurma ve kırmızı eti öğle öğününde tüketmesi önerisinde bulundu.

- Eti rahat sindirmek için baharat kullanımı

Kırmızı doğru pişirmeme ve fazla tüketmenin sindirim sorunlarına da yol açabileceğine dikkati çeken Kalyenci, "Bu nedenle eti rahat sindirmek için baharatlardan faydalanmak gerekebilir. Özellikle biberiye, kekik, sarımsak, adaçayı, köri, fesleğen, tarhun, hardal tozu ve tabii ki pul biber ete en çok yakışan aromalardır. Ayrıca yemeklerden önce limon dilimli su içmek sindirimi kolaylaştırabilir." ifadesini kullandı.

Şekerli içecekler yerine günde 4 bardak fazla su içmenin, sindirimi rahatlatıp tok tutarak kilo vermeye yardımcı olabileceğini anlatan Kalyenci, 10 gram nane yaprağı, 10 gram taze zencefil ya da bir çubuk tarçın, 10-12 kuru erik ya da kuru kayısıyı bir litre kaynamış suya ilave edip 15 dakika demledikten sonra içmenin Kurban Bayramı'nda sindirim sistemini rahatlatabileceğini aktardı.

- "Kırmızı etin pişirilme şekli önemli"

Onkoloji ve Fonksiyonel Tıp Uzmanı Dr. Yıldıray Tanrıver ise kırmızı etin pişirilme şeklinin sağlık açısından çok önemli olduğuna vurgu yaptı.

Açıkta, ateş üzerinde mangal usulü ile pişirilen ette oluşan bazı kimyasalların DNA üzerinde kanser yapıcı etkide değişikliklere neden olduğunun araştırmalarca ortaya konulduğunu dile getiren Tanrıver, "Zararlı maddelerin oluşumu ete ve pişirme şekline bağlıdır. Bu sebeple özellikle mangal tercih edilecekse riskleri göz ardı etmemek gerekir. Mangal yaparken, köz ve pişirilen etin arasında 15 santimetrelik mesafe dikkate alınmalıdır." dedi.

Tanrıver, etin harlı ateşte pişirilmemesi gerektiğini, çünkü yüksek ateşin ette kanserojen maddeleri açığa çıkardığını ifade etti.

Et kızartılıyor ise yağ tüketiminin arttığını hatırlatan Tanrıver, kızartma yağının yapısında bozulma olduğu için kanserojen bileşenlerin açığa çıktığını belirterek, "Bu nedenle kırmızı eti haşlayarak ya da ızgarada ve fırında pişirmek kanser açısından olumsuz etkileri bertaraf edebilir." diye konuştu.

Tanrıver, kırmızı eti tüketirken görünürdeki yağları temizlenin ve kuyruk yağını ayırarak tüketmenin en doğrusu olacağını dile getirerek, "Ayrıca büyük parçalı etler yerine küçük parçalı etlerin tüketimi daha sağlıklıdır. Kırmızı etin tek başına yenmemesi, yanında sebze ve yeşillik de tercih edilmesi gerekir. Sebzeler ve yeşillikler hem hazmı kolaylaştırır hem de fazla miktarda tüketimi engeller." ifadelerini kullandı.

Manşetler

DUYURU-4