Koruyucu aile olma istekleri engel tanımadı

Biyolojik çocukları olan ancak devlet korumasındaki bir çocuğun da ailesi olmak isteyen Seval-Mehmet Açar çifti, kendileriyle eşleştirilen bebek yerine 2,5 yaşındaki zihinsel engelli bir kız çocuğunun koruyucu ailesi oldu.

Açar çifti, kurumda kendileriyle eşleştirilen bebeği görmek için bekledikleri sırada, yanlarından geçerken boyunlarına sarılarak "baba" diyen zihinsel engelli kız çocuğunun koruyucu ailesi oldu. Koruyucu anne Seval Açar: "Kızımız şimdi 8 yaşında ve artık bayılmaları, öfke problemi yok. Çok ama çok iyi. Özel eğitim alıyor, okumayı yazmayı öğreniyor şimdi"

Kurumda bebeklerini beklerken tesadüfen yanlarından geçen ve Mehmet Açar'ın boynuna sarılarak, "baba" diyen zihinsen engelli kız çocuğuna yuva olan ve "sevmek için engel yoktur" diyen Açar ailesi, koruyucu ailelik serüvenlerini AA muhabirine anlattı.

Serbest avukatlık yapan 34 yaşındaki Seval Açar, yaklaşık 14 yıldır evli olduğunu ve 12 yaşında bir erkek çocukları bulunduğunu söyledi. Açar, oğlu 6 yaşındayken eşi ile yuvalara gidip çocuklarla oyunlar oynadıklarını anlatarak, "Oradaki çocukları bir an da olsa mutlu etmek istiyorduk." dedi.

Bir gün kurum müdürünün "Koruyucu aile olmak istemez misiniz?" diye sorduğunu aktaran anne Açar, ilk kez o zaman koruyucu ailelik modelini öğrendiklerini ve vakit kaybetmeden başvuruda bulunduklarını söyledi.

Anne Açar, şöyle devam etti:

"Bir hafta içinde evrakları hazırladık ve bir kız çocuğumuz olsun istedik. Yaklaşık 1,5 yıl bekledik, bir gün telefonum çaldı ve 'sizi bir bebekle eşleştirdik' dediler. Eşimle Atatürk Çocuk Yuvası'na gittik. Oturuyor, bebeğin getirilmesini bekliyorduk ki o anda şu anki kızımız odasından çıkmış yemekhaneye giderken eşimin birden kucağına atlayarak 'baba' dedi. Birbirlerine sarıldılar. Eşim Mehmet, 'ben bu kız çocuğunu istiyorum' dedi ama kurum müdürü bu çocukla eşleştirilmediğimizi söyledi ve 'eşleştirilecek durumda değil, çünkü sağlık sorunları var' denildi.

Kızımızın, sağlık sorunları vardı ve yüzde 70 kadar zihinsel engeli mevcuttu. Eşim, her şeye rağmen kızımızın koruyucu ailesi olmak istedi. Rahatsız olduğundan günde 3-4 kez bayılma nöbetleri geçiriyordu, ağır ilaçlar kullanıyordu. Kendini ifade edemiyordu, öfke kontrolü yoktu, sadece anlamsız sesler çıkarabiliyordu, saçlarını yoluyordu."

Kurumdan ayrıldıktan yaklaşık 2 saat sonra telefon geldiğini ve istedikleri çocukla eşleştirme yapıldığının iletildiğini ifade eden anne Açar, "Eşim kızıma sarıldı ve çok mutlu oldu. Biraz da endişeliydim aslında çünkü ben özel eğitimin ne olduğunu bilmiyordum. 'Tamam' dedik ve süreç başladı." diye konuştu.

Bir süre görüşme yapmak, birlikte vakit geçirmek için kuruma gidip geldiklerini dile getiren anne Açar, bir gün işi olduğu için kuruma gidemediğinde kızlarının tüm gün camda onları beklediğini, yine bayıldığını öğrendiğini gözyaşları içinde anlattı.

Kızlarını kurumdan alıp eve gelmek için arabaya bindiklerinde oğlunun üzüntülü olduğunu fark ettiğini aktaran anne Açar, oğlunun 'Biz kardeşimi aldık ama kalanlar ne olacak?' diye sorduğunu söyledi.

- "Tek dileğim, kızımın karşısına iyi insanlar çıksın"

Artık iki çocuk annesi olduğunu belirten anne Açar, duygularını şöyle dile getirdi:

"Haftanın üç günü hastanedeydik, kızımız yavaş yavaş iyileşmeye başladı. Çok zor bir süreçti. Onun değiştiğini, geliştiğini, öfkesinin azaldığını görmek büyük mutluluktu. Kızımız şimdi 8 yaşında ve artık bayılmaları, öfke problemi yok. Çok ama çok iyi. Hafif zihinsel engeli olduğu için dikkat dağınıklığı, özgün öğrenme güçlüğü mevcut. Özel eğitim alıyor, ikinci sınıfı bitirdi ama bu yıl ikinci sınıfı tekrar edecek. Okuma yazmayı öğreniyor şimdi."

Geleceğe dair kaygılarının kızlarının hayatlarına girmesiyle değiştiğini belirten anne Açar, "Ben ve eşim öldükten sonra kızıma ne olacak, oğlum kendini idame ettirebilir ama kızıma ne olur, ne yaşar, nasıl insanlar önüne çıkar, diye korkuyorum. Çünkü, onu bizden başka emanet edebileceğimiz kimse yok, sadece ağabeyi var. Tek dileğim, kızımın karşısına iyi insanlar çıksın, hep mutlu, huzurlu ve sağlıklı olsun." şeklinde konuştu.

- "Kızımla birlikte her adımımız bereketlendi, işlerimiz kolaylaştı"

"Sağlıklı çocuğa herkes bakar, biz de engelli bir çocuğa bakalım" diyerek yola çıktıklarını aktaran 38 yaşındaki teknisyen baba Mehmet Açar da kızlarını güle benzeterek, "Zor günleri bitti, artık çiçek açıyor." dedi.

Baba Açar, kızının yuvada "baba" diyerek kendisine sarıldığında şaşırdığını ve o an onun, çocuğu olduğunu hissettiğini belirterek, yaklaşık 6,5 yıldır 4 kişilik bir aile olarak yaşadıklarını söyledi.

Tüm çocukların en büyük ihtiyacının sevgi olduğunun altını çizen baba Açar, isteyen herkesin koruyucu aile olarak bir çocuğun hayatını değiştirebileceğini ifade etti.

Baba Açar, toplumun da koruyucu aile olmak isteyenlere destek olması gerektiğini belirterek, "Bu süreçte bize en çok engel çıkaran şey, 'cehalet' oldu. Toplum baskısı gördük. Bu baskıdan dolayı evimizi, semtimizi değiştirmek zorunda kaldık. Bizi tanımayan insanların olduğu yere göç etmek zorunda kaldık. İyi de oldu, yeni bir başlangıç yaptık. Kızımla birlikte her adımımız bereketlendi, işlerimiz kolaylaştı." dedi.

Herkesin empati kurması halinde sorunların ortadan kalkacağını belirten baba Açar, "Sizlerin de çocuğu var, onlar da yurtlara düşebilir. Bu çocuklara da bir şans tanıyın, yeni bir hayat kurmalarına yardımcı olun, yol açın." temennisinde bulundu.

Mehmet Açar, gelecekte kızını kendini idare edebilecek bir seviyede görmeyi hayal ettiğini ifade etti.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ