Aydın, "Büyüdükçe düzelir deyip beklemek yerine uzmanlardan destek alınmalı" dedi.
Konuşma bozuklukları, bireyin ruh sağlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor. Özellikle çocuklukta tedavi edilmeyen konuşma bozukları insanların sosyal ortamdan uzaklaşmasına ve özgüven sorunu yaşamasına neden oluyor. İnsanların sesleri karşısındakinin anlayabileceği şekilde doğru ve akıcı bir şekilde çıkaramıyorsa ya da konuşma sesiyle ile ilgili kendisini ifade etmesini engelleyen problemler varsa bir konuşma bozukluğuna sahip olduğunu dile getiren An Eğitim ve Aile Danışmanlık Merkezi'nden Eğitim Danışmanı Nurten Aydın, "Konuşma bozukluklarının tedavisi bireyin sosyo- kültürel yapısı ve yaşam kalitesinde oldukça önemlidir. Uygulamalar bunun sağlanmasına yönelik oldukça başarılı sonuçlar veriyor" diye konuştu.
NEDENLERİ DEĞİŞİYOR
Araştırmaların konuşma bozukluklarının fiziksel nedenlerle oluşabileceği gibi psikolojik nedenlerle de ortaya çıkabileceğini gösterdiğini anlatan Aydın, konuşma bozukluklarının nedenlerini şöyle sıraladı: "Konuşma bozukluğu sesletim bozuklukları ve kekemelik de görüldüğü şekilde sesin çıkması ve anlaşılmasında bir problem olarak gözlemlenebileceği gibi inme sonucunda ortaya çıkabilen bir sendrom olan afazide olduğu gibi bireyin diğer kişilerini anlamak, duygu ve düşüncelerini paylaşmakla ilgili bir problem olarak da gözlemlenebilir" dedi.
'R' SESİNİ SÖYLEYEBİLİYOR MU?
Bir konuşma ve dil bozukluğu olarak artikülasyon bozukluklarından bahseden Aydın, "Artikülasyon seslerin dışa aktarılmasında, güçlük çekilmesi veya seslerin yanlış bir şekilde dışarıya aktarılmasıdır. Örneğin, 'sarı' demek yerine 'sayı' demek" dedi. Burada dikkat edilmesi gereken konunun çocuk ve yetişkinin 'r' sesini ağız içinde şekillendirip şekillendiremediği olduğunu dile getiren Aydın, "Çünkü eğer çocuk 'r' sesini başka bir bir sözcük içinde söyleyip bu sözcük içinde söyleyemiyorsa, tutarsız kullanımları varsa ve sesleri sözcük için olağandışı diziyorsa fonolojik 'ses bilgisel' bozukluğu var demektir. Örneğin çocuk 'k' sesi kapı derken 'papı' olarak kullanıp ayakkabı yerine ayakka' diyorsa artikülasyon probleminden değil fonolojik bir problemden bahsetmek gerekir" diye konuştu.
SÖYLEDİKLERİNİ HERKES ANLAYABİLİYOR MU?
Ebeveynlerin çocuklarının konuşmasının sadece kendileri tarafından anlaşıldığından başka kişilerin çocuklarının ne söylediklerini anlamadıklarından şikayet edebileceklerine dikkat çeken Aydın, böyle bir durumda çocuğun konuşma terapisti tarafından değerlendirilmesinin çok önemli olduğunu kaydetti. Bu noktada ailelerin çocuğun konuşma biçimini pekiştirip pekiştirmediğinin de önemli olduğunu kaydeden Aydın, " Çocuğun bu şekilde yanlış sesler çıkararak konuşması ebeveyn ve çevresi tarafından tatlı, komik olarak algılanabilir ve pekiştirilebilir. Bu durum çocuğun ileriki yaşlarda anlaşılmayan bir konuşma biçimine sahip olmasına neden olur. Bu nedenle çocuğun doğru konuşmayı öğrenmesinin sağlanmasında ebeveynin rolü büyüktür" şeklinde konuştu.
NEDEN KEKELİYOR?
Konuşma bozukluklarında bir diğer önemli konunun da kekemelik olduğunu aktaran Nurten Aydın, şöyle devam etti: "Kekemelik toplumumuzda yayın olarak gözlemlenen maalesef alay konusu da olabilen bir konuşma bozukluğudur" dedi. Kekemeliğin ses, hece, sözcük tekrarları, uzatmalar, bloklar gibi belirtiler gösteren konuşmanın hız ve ritminin etkilendiği bir bozukluk olduğunu dile getiren Aydın, kekemeliğin altında psikolojik sorunların yattığını aktardı. Aydın, kekemelik ile ilgili çalışmalarda konuşmanın akıcı ve anlaşılabilir biçimde olmasının hedeflendiğini dile getirdi.
OKUL BAŞARISINI NASIL ETKİLİYOR?
Konuşma problemi yaşayan bir çocuk okuma ve yazmada zorlandığını dile getiren Aydın, "Konuştuğu gibi yazdığında yanlış yazmaya neden olabiliyor ya da bir süre sonra yaptığı yanlışlar çocukta özgüven kaybına neden olabiliyor. Sınıf içerisinde sesli okuma yapmayı istemiyor çünkü arkadaşları tarafından 'yanlış okuyor' diye olumsuz eleştirilmesinden korkuyor. Bu bir anlamda özgüven kaybına neden olabiliyor. Olumsuz benlik algısı geliştiren bir çocuk daha tamamen içine kapanıyor yada saldırgan davranışlara yönelebiliyor. Belki de çok başarılı olabilecek bir çocuk engellenmiş oluyor” dedi. Aydın, bu noktada yaşı büyüdükçe düzelir diye beklemek yerine ne düzeyde bir sorun olduğunun tespit edilerek gerekli terapilere başlanmasının önemine dikkat çekerek, "1. Sınıfa başlamadan önce belirli bir düzeye getirilmesi okul başarısı için önemlidir” ifadesini kullandı.
Münevver ÇAKIRTAŞ