Son dönemin üzerinde en çok konuşulan konularından biri olan kök hücre, sadece hastalıkların tedavisinde değil, güzelleşmek için de kullanılıyor. Ancak son birkaç aydır magazin sayfalarında sıkça gördüğümüz "ünlülerin yeni gençlik iksiri kök hücre", birçok kan hastalığının tedavisinde kullanıldığı kadar estetik amaçlı kullanımıyla da gündemi fazlasıyla meşgul ediyor. İstanbul İli Anadolu Güney Kamu Hastaneler Genel Sekreterliği Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Mehmet Bozkurt, kök hücre tedavisine başlanmadan önce hastaların nitelikli bir araştırma yapmaları gerektiğini vurgulayarak, ticari sektör haline getirilmiş güzellik merkezlerinde ve laboratuvar çalışması olmayan kliniklerde bu tedavinin kesinlikle yaptırılmaması gerektiğini belirtti.
"Ne yazık ki kök hücre tedavisi ile 'PRP' denilen uygulama çoğu zaman karıştırılıyor. PRP genellikle saç dökülmelerinde ya da cildin gençleştirilmesinde uygulanıyor. Ancak bu uygulamada trombositten zengin hücreler elde ediliyor. Trombositten elde edilen zengin hücrelerin ise ömrü kısadır ve halka anlatıldığı gibi mucizevi bir iyileşme sağlamıyor" açıklamalarında bulunan Doç. Bozkurt, kök hücre tedavisinin ise doku yenilenmesi, cilt gençleştirilmesi, doku eksikliklerinin giderilmesi, iyileşmeyen yaralar, yanık dokuların onarımı gibi durumlarda başarılı sonuçlar sağladığını ifade etti.
KANSER RİSKİ OLUŞTURUYOR
Vücutta bulunan bütün doku ve organları oluşturan kök hücreler, hem kendini yenileyebilme hem de farklılaşma özelliklerini bir arada barındırıyor. "Yüzyılın tedavisi" olarak adlandırılan kök hücre yönteminin, bilinçsiz şekilde uygulanması durumunda nasıl tehlikeli boyutlara ulaşacağını Doç. Dr. Mehmet Bozkurt şu şekilde sıraladı:
Besiyerinde çoğaltılan kök hücreler eğer ikiden fazla pasajlanırsa (saflaştırılma) hücrenin kanserleşme riski artar.
Göz çevresine enjekte edilen kök hücreler, hastanın kör kalmasına sebep olurken aynı zamanda beyin damarları tıkayabilir.
Yağ hücrelerine dönüştürülmek istenen hücreler, kemik hücrelerine dönüşebilir. Bu da istenmeyen taşlaşmalara yol açar.
Meme kanseri olduğu düşünülen veya ailesinde kanser olan bireylerin kesinlikle gen analizi yaptırmaları gerekmektedir. Çünkü bu yöntem meme kanseri oluşumunu artırabilir.
Besiyerinde kullanılan serumlara da çok dikkat edilmelidir. Çünkü bu serumlar alerjik reaksiyon riski taşıyabilir.
Hastalığın tedavisinde henüz kanıtlanmamış tedavi yöntemlerinin uygulanmasının kesinlikle kabul edilmemesi gerektiğini belirten Bozkurt, "Kök hücre ile ilgili yapılacak tedavi yöntemlerinin, Amerika'da FDA, Avrupa'da EMA, Türkiye'de de Sağlık Bakanlığı'ndan onaylı olması gerekmektedir" uyarısında bulunarak kök hücre tedavisinin mutlaka eğitim ve araştırma hastanelerinde yaptırılması gerektiğini ifade etti.