Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım, "Kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) sahip kişiler salgın sürecinde aldıkları tedbirleri sürdürmeli ancak Kovid-19 korkusu nedeniyle tedavilerini aksatmamalılar. Ateş yüksekliği, öksürük, solunum sıkıntısı veya nefes darlığında artış gibi belirtiler başlaması durumunda KOAH'lıların en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım, her yıl kasım ayının üçüncü çarşamba günü olarak belirlenen Dünya KOAH Günü kapsamında yaptığı yazılı açıklamada, "Kronik solunum rahatsızlıkları olan hastalar Kovid-19 salgını kapsamında öncelikli risk grubunda yer alıyor ve KOAH'lılar sağlıklarını korumak adına pandeminin başından itibaren kalabalıklardan ve risk taşıyan alanlardan kendilerini olabildiğince uzak kalmaya dikkat ediyor. Ancak pandemi kaygısıyla KOAH hastalarının takipli muayenelerini ve devam eden tedavilerini aksatması sağlık durumlarını riske atıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Tüm dünyada aşılamanın hızlanması ile başlayan normalleşme sürecine rağmen, birçok hastada virüs korkusuyla hastaneye gidememe durumu gözlemlendiğini ve bu durumun hastalıkların takip ve tedavisini etkilediğini kaydeden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Özellikle düzenli tedavi ve takibin büyük önem taşıdığı KOAH vakalarında, hastalar kendilerini virüsten koruma konusunda salgın başındaki hassasiyetlerini sürdürmeli ancak tedavilerini aksatmamalılar. Hekimler, sıkı hasta takibi ile hastalarını düzenli muayeneye teşvik etmeli.
Kronik solunum rahatsızlıkları olan hastalar salgında daha fazla risk altında. Kovid-19 enfeksiyonu belirtileri, KOAH hastalarında başka enfeksiyon veya nedenlere bağlı akut alevlenme ve zatürre tipi belirtilere benziyor. Ateş yüksekliği, öksürük, solunum sıkıntısı veya nefes darlığında artış gibi belirtiler başlaması durumunda KOAH'lıların en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor."
"KOAH ölümle sonuçlanan hastalıklar arasında üçüncü sırada"
Yıldırım, Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, dünyada ölümle sonuçlanan hastalıklar arasında üçüncü sırada bulunan KOAH'ın özellikle 40 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 10'unda görüldüğünü ifade etti.
KOAH'ın sık görülen, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen ölüm nedeni olarak üst sıralarda yer almasına, hastaların doktora geç başvurmasının sebep olduğunu aktaran Yıldırım, "KOAH hastalığının ilk belirtileri sigara kullanımı sonucu görülen öksürük ve sabahları balgam çıkarma ile ilgili olduğu yorumu yapılarak önemsenmiyor. Hastalığın erken teşhis edilmesi ve tedavi sürecinin başlatılabilmesi adına, belirtiler görülmeye başladığında hekime başvurulması gerekiyor. Belirtilerin göz ardı edilmesi sebebiyle hastaların teşhislerinde gecikme yaşanıyor. Oysa hastalığın ilk belirtiler sonrasında saptanması oldukça önemli. Erken evrede hastalık tespit edilir ve sigara kullanımı bırakılırsa hastalık durdurulabilir ve akciğerlerdeki fonksiyon kaybı önlenebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Salgın döneminin henüz sonuna gelinmediğini ve tedbirlerin elden bırakılmaması gerektiğini belirten Yıldırım, KOAH’lılar için şu uyarılarda bulundu:
"Kovid-19 virüsü ile gelişen enfeksiyona yakalanma ihtimalini en aza indirmek ve enfeksiyondan korunmak için mümkün oldukça evde kalınmalı. Kovid-19 enfeksiyonuna yakalanma riskini azaltmak için el hijyenine dikkat edilmeli, temizlenmemiş ellerle göz, burun ve ağza dokunulmamalı, çantada el dezenfektanı taşınmalı. Hastaneye gidilmesi gereken durumlarda mutlaka maske takılmalı. Hastaneye yalnız gidemeyen kişiler tek refakatçi ile hastaneye gitmeli.
Randevu saatinde orada olunup bekleme odasında çok fazla vakit geçirilmemeli. Kıyafetler mutlaka yüksek derecede en az 25 dakika yıkanmalı. Eve misafir kabul edilmemeli. Ev ortamı düzenli olarak havalandırılmalı. Eğer çevrelerinde ateşli, öksüren bir erişkin ya da çocuk varsa onlardan uzak durulmalı."