Kktc’de En Fazla Kalp Damar Hastalıklarına Bağlı Hastalıklar Görülüyor

Kalp damar hastalıklarında sigara, düzensiz beslenme, obezite, aşırı alkol tüketimi, aşırı stres gibi pek çok risk olduğunu söyleyen Kardiyoloji Anabilim...

Kalp damar hastalıklarında sigara, düzensiz beslenme, obezite, aşırı alkol tüketimi, aşırı stres gibi pek çok risk olduğunu söyleyen Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, KKTC'de en fazla kalp damar hastalıklarına bağlı hastalıklar görüldüğünü ifade etti.

Kalp hastalıkları birden fazla faktöre bağlı olarak günümüzde en sık karşılaşılan sağlık problemlerinin başında geliyor. Bunların birden fazla faktöre bağlı bir hastalık olduğunu söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, sigara, düzensiz beslenme, obezite, aşırı alkol tüketimi ve aşırı stresin kalp ve damar sağlığı için önemli risk faktörleri arasında olduğunu söyledi. Prof. Dr. Duygu, aynı zamanda yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin de kalp ve damar sağlığını bozan risk faktörleri arasında olduğunu belirtti. Yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenlerin değiştirilemez etkenler grubunda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, sigara tüketimine bağlı kalp rahatsızlıkları, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, aşırı alkol tüketimine bağlı rahatsızlıklar, oturgan yaşam, obezite, kan yağları, kan basıncı ve kan şekeri yüksekliğinin ise düzeltilebilir risk faktörleri olduğunu belirtti.

KKTC'de'de en fazla kalp damar hastalığı görülüyor

KKTC'de en sık görülen hastalığın kalp damar hastalıkları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, kalp damar hastalıklarının gençlerde de sık görülebildiğini belirtti. Gençlerde kalp krizi riskini yükselten nedenler olarak uyuşturucu kullanımı, düzensiz beslenme ve düzensiz uyku olarak gösterildiğini söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, gençlerin son zamanlarda sık olarak kullandığı keyif verici maddelerin de kalp krizine neden olduğu bilgisini verdi. Prof. Dr. Hamza Duygu sözlerine şöyle devam etti: "Gençler son zamanlarda enerji içecekleri veya keyif verici maddeler kullanmakta. Gençlerin tükettiği enerji içecekleri kalp krizine neden olmakta. Özellikle de gençlerde kalpte ritim bozukluğuna neden olmakta. Genel olarak bilgi verecek olursak yakınlarında kalp damar tıkanıklığı olan kişiler özellikle çok dikkatli olmalı ve önlem almalıdır. Kişiler; sigara, enerji içeceği, keyif verici maddeler kullanmamalı fazla olan kilolarından kurtulmalıdır. Kalp damar hastalığında düzenli uyku çok önemlidir. Kişiler en az yedi saat uyku uyumalıdır. Az uyku uyuyan kişilerde özellikle kalp damar tıkanıklığı ve ritim bozukluğu çok fazla yaşanmaktadır.

Yeni yaşam tarzı, beslenme alışkanlığını kötü yönde etkiliyor

Modern hayatın ve teknolojinin hızla getirdiği değişimler nedeniyle toplumun gün geçtikçe farklılaşan bir yaşam tarzı sürdürmeye başladığını söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, insanların artık daha az hareket eder hale geldiğini belirtti. Yeni yaşam tarzı ile beslenme alışkanlığının kötü yönde etkilendiğini de söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, bu dönemde beslenmenin daha çok hayvansal kaynaklı gıdalara dayandığını belirterek, "Kişiler yeterince sebze ve meyve tüketmiyor. Bu durum fiziksel aktivite eksikliği ile birleştiğinde kalp damar hastalıklarına yakalanma riski artıyor. Son yıllarda yirmili veya otuzlu yaşlarda kalp damar tıkanıklığına günlük pratikte daha sık rastlanmaktadır. Bunun en önemli nedeni ise sigara alışkanlığıdır. Buna ek olarak fiziksel aktivitedeki azalma, kilo artışı, beslenmeye yeterince dikkat edilmemesi ve stres de katkıda bulunan faktörler arasındadır" ifadesini kullandı.

Sağlıklı beslenme kalp sağlığı için önemli

Kalp sağlığını korumak açısından düzenli beslenme alışkanlığının büyük önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, düzenli ve sağlıklı beslenme ile kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinden de uzak durulabileceğini söyledi. Prof. Dr. Duygu açıklamalarında, "Sağlıklı beslenme ile kalp damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinden aşırı kilo, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gelişimini geciktirmek ve azaltmak mümkün. Toplumda giderek batı tipi diyet ve fastfood alışkanlığı artıyor. Bu durumla ancak sağlıklı yaşam hedeflenerek mücadele edilebilinir" dedi.

Düzenli beslenme kalp damar hastalığı risklerini azaltıyor

Yeme düzeninin çocukluk yaşlarından oturmaya başladığını söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, bu yaşlardan itibaren sağlıklı diyet alışkanlığının yerleştirilmesi ile toplumun kalp damar hastalığı riskinin azaltılabileceğini belirtti. Aşırı kalori ve tuz tüketiminin önlenmesi, hayvansal yağların azaltılarak bitkisel yağların, taze sebze, liften zengin yiyecekler ve balığın daha çok tüketildiği bir yeme düzeninin benimsenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Duygu, zeytinyağı ve balık tüketiminin daha fazla olduğu bölgelerde kalp ve damar hastalıklarından ölümlerin daha az görüldüğünü söyledi. Prof. Dr. Hamza Duygu, "Toplam tüketilen enerjinin yüzde 30'dan azının hayvansal yağlardan alınması gerekiyor. Öncelik verilmesi gereken bir diğer konu da şeker hastalığı sıklığındaki korkutucu artıştan sorumlu olan şişmanlık ve hareket azlığı ile mücadeledir. Bu konuda toplum düzeyinde verilmesi gereken mücadele topluma eğitim yoluyla şuur kazandırmak suretiyle gerçekleşebilir. Okullarda fiziksel aktivite derslerinin yanında beslenme ile ilgili eğitimler de verilmesi gerekir. Okullarda öğrencilere günde 1 saat beden eğitimi yapma olanağı sağlanmalıdır. Erişkinlerin ise beden eğitimi yapabileceği merkezlerin sayısı ve kalitesinin arttırılması devletçe desteklenmelidir" dedi.

Sigara tüketimi kalp damar hastalıklarındaki en önemli risk faktörü

Kalp damar hastalıklarında en önemli risk faktörlerinin başında sigara tüketimi geldiğini söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, sigara tüketiminin kalp damar tıkanıklığı ile birlikte birçok hastalığa da neden olduğunu belirtti. Prof. Dr. Duygu, "Sigara tüketimi maalesef ömrümüzden yirmi yıl çalıyor. Kalp damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın yaşanmasına neden olmaktadır. Bu yüzden sigara kullanan kişilerin bu alışkanlıklarından vazgeçmesi gerekmektedir. Aktif içicilik gibi ayni zamanda pasif içicilik de çok önemli bir durumdur. Kişiler mutlaka sigara içilen ortamdan uzak durmalıdır" ifadesini kullandı.

Sigara tüketenlerin yüzde 50'si hayatını bu nedenle kaybediyor

Düzenli olarak sigara içenlerin yüzde 50'sinin sigara tüketiminden kaynaklı olarak kaybedildiğini söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, bu ölümlerin yaklaşık olarak yarısının orta yaş grubunda görüldüğünü belirtti. İçilen sigara miktarının kalp damar hastalıkları, kanser ve solunum sistemi hastalıkları ile doğrudan ilişkili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Duygu, pasif içicilikte de benzer riskler olduğunu belirtti. Sigara kullanımının önlenmesinde ilk basamağın eğitim olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, bu konuda okullarda, işyerlerinde ve sağlık kuruluşlarında da yoğun çabalar harcanması gerektiğini ifade etti.

Manşetler