Talasemi Dayanışma Derneği (TADAD) Genel Başkanı Dr. Duru Malyalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendi kızının da talesemi hastası olduğunu belirterek, Türkiye'de 4 bin talasemi hastası bulunduğunu, bunun bin 500'ünün Hatay'da yaşadığını söyledi.
Evlilik öncesi eşlerin yaptıracağı testlerle talaseminin kader olmaktan çıkarılabileceğini ifade eden Malyalı, şöyle devam etti:
''Akdeniz Anemisi (talasemi) dünyanın birçok ülkesinde görünen kalıtsal bir kan hastalığıdır. Akdeniz bölgesinde, Yunanistan, İtalya, Kıbrıs, Tunus, Cezayir, Mısır ve Ortadoğu ile uzakdoğu ülkelerinde daha sık rastlanılan hastalık baba ile annenin taşıyıcı olmasından kaynaklanmaktadır. Evlilik öncesinde eşlerin 15 ile 30 TL karşılığında yaptıracağı test ile riski belirlemek mümkündür. Türkiye'de 36 ilde Sağlık Bakanlığı'nın denetiminde evlilik öncesi zorunlu test uygulanıyor. Bunu ülke geneline yaymalıyız. Talasemi hastası olan çiftlerin çocuklarının da bu hastalığa taşıyacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumdaki çiftlerin asla çocuk sahibi olmamaları gerekir. Talasemi pahalı ve kurallı olmayı gerektiren bir hastalıktır. Her bir talasemi hastasının tedavisi için yılda 40 bin Avro harcanmaktadır.''
-KIZLAR EVDE KALIR KORKUSUYLA HASTALIK SAKLANIYOR-
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) talasemi testi yaptırmayanların evlenmesine izin verilmediğine dikkati çeken Malyalı, ''KKTC'de 1983 yılından bu yana alınan önlemle talasemi tamamen bitirildi. Hatta okullarda ders olarak da anlatıldı. Bizde halen 4 bin hasta var. Bunlardan bin 500'ü Hatay'da. Türkiye'de 1992 yılında ilk tanı merkezi, 1994 yılında da ilk hıfzısıhha kurulu kararıyla evlilik öncesi zorunlu test Hatay'da gerçekleştirildi. Buna rağmen Hatay'daki hasta sayısının Türkiye ortalamasının üzerinde olması bizi düşündürüyor. Bu durum genelde 'kızlarımız evde kalır' düşüncesiyle hastalığın saklanması ve akraba evliliklerinden kaynaklanıyor'' dedi.
-KURULACAK MERKEZ BÖLGEDE SAĞLIK TURİZMİNİ GELİŞTİREBİLİR-
Talasemi hastalarının her ay düzenli olarak 1 ile 3 ünite kan almak zorunda kaldıklarına dikkati çeken Malyalı, kan bulma konusunda hastaların büyük sorunlarla karşılaştıklarını, bu nedenle çocuklara ilköğretim okulundan itibaren ''Gönüllü Kan Bağışçılığının'' bilincinin aşılanması gerektiğini söyledi.
Mustafa Kemal Üniversitesi'nde (MKÜ) doğum öncesi prenatal tanı merkezinin yeterli olmadığını ifade eden Malyalı, şöyle devam etti:
''Hatay'da talasemi hastaları kan ve diğer sorunlar için Adana'ya Çukurova Üniversitesi'ne gidiyorlar. Bölgede kısa zamanda büyük atılım yapan MKÜ Tıp Fakültesi'nde zaman geçirilmeden 'Doğum Öncesi Tanı Merkezi' genişletilmeli. Talaseminin sık görüldüğü komşumuz Suriye testlerini Kıbrıs Rum kesiminde yaptırıyor. MKÜ kuracağı laboratuvar ile bölgede sağlık turizminden önemli gelir sağlayabilir. Hatay'da havaalanının da hizmete girmesi, vizenin kalkmasıyla sağlık turizminde patlama yaşanabilir.''
Malyalı, önümüzdeki yılın başlarında Hatay'da Talasemi Derneği Şubesi'nin 20. kuruluş yıl dönümü nedeniyle, 5 Şubat 2011 tarihinde Suriye, Irak, Lübnan ve Ürdün'ün katılımıyla ''Talasemide Yeni Gelişmeler ve Tedaviler'' konulu kongreye ev sahipliği yapacaklarını, TADAD Hatay Şube Başkanı Burhan Kerimoğlu ile bunun hazırlıklarına da başladıklarını sözlerine ekledi.