Amerikan Tıp Derneği’nin dergisinde yayınlanan araştırmaya VOA (Amerika'nın sesi)'da yer verildi. Araştırmaya göre kilo kaybını sağlamak ve verilen kiloları koruyabilmek için en uygun beslenme şekli, düşük glisemik indeksli gıdaları yemekten geçiyor.
Metabolizmanın yavaşlamasının vücudun iç mekanizmasını etkilediğini söyleyen uzmanlar bu yüzden düşük glisemik indeksli gıdaların metabolizmada gerekli hızlanmayı sağlayarak kilo vermeye yardımcı olduğunu belirtiyor.
Araştırmada düşük glisemik indeksli gıdalarla beslenenlerin, diğer beslenme tiplerini uygulayanlara oranla günde 125 kalori daha fazla yaktıkları belirtiliyor.
Uzmanlar, düşük karbonhidratlı beslenme şeklinin aslında metabolizma üzerinde en çok hızlandırıcı etki yapan diyet tipi olduğunu söylüyor. Ancak düşük karbonhidratla beslenmenin stres hormonu olarak bilinen kortizolü yükselttiği ve iltihap göstergesi olarak bilinen C reaktif proteinde de artışa neden olduğu belirtiliyor.
Düşük glisemik indeksli gıda diyeti ise az sayıda yan etkisi ve kan şekerini düzenleme konusundaki yardımıyla iltihap, stres hormonları ya da kalp sağlığı için daha olumlu sonuçlar verebilecek etkilere yol açıyor.
Beyaz Ekmek ve Beyaz Pirinçten Uzak Durmak Şart
Yüksek glisemik indeksli beyaz ekmek, beyaz pirinç, patates ve şekerli unlu gıdalar hızla sindirilip kan şekerinde de hızlı bir yükselişe neden olduklarından kısa sürede yeniden acıkmaya yol açıyor. Ancak daha düşük glisemik indekse sahip fasulye türleri, mercimek ve bazı sebzeler daha uzun sürede sindirilip kan şekerinin de dengeli biçimde yükselmesine yardımcı oluyor. Sonuç olarak da kilo verme hızının artmasını sağlıyorlar. Bunların yanı sıra yine düşük glisemik indeksli yağsız et (balık, derisi alınmış tavuk gibi) ile badem, fındık, avokado gibi gıdalar da kilo kontrolünde yardımcı oluyor.