Kesikleri yara bandı ile geçiştirmeye çalışmayın uyarısı

Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Rıdvan Dumlu, yaptığı açıklamada, kesici ve delici aletlerle oluşan yaralanmalar nedeniyle başvuran kişilere yönelik koruyucu önlemlerin zamanında alınması gerektiğini söyledi.

Medipol Mega Enfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Rıdvan Dumlu, Kurban Bayramı'nda yaşanan yaralanmalar esnasında bulaşabilecek hastalıklara işaret ederek, "Bu hastalıklar için erken dönemde koruyucu tedavi yöntemleri mevcut olduğundan, bu kesikleri önemsememek, bir yara bandı ile geçiştirmeye çalışmak sağlığımız için oldukça riskli durumların oluşmasına sebep olacaktır." dedi.

Dumlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kesici ve delici aletlerle oluşan yaralanmalar nedeniyle başvuran kişilere yönelik koruyucu önlemlerin zamanında alınması gerektiğini söyledi.

Dumlu, "Bu kişiler; belirli bir süre takibi gereken, toprakta spor dediğimiz koruyucu yapıları ile yıllarca canlı kalabilen bakterilerin neden olduğu tetanoz ve şarbon gibi enfeksiyon hastalıkları ile açık yaralardan deri altına girerek burada çeşitli deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarına neden olabilecek birçok bakteriyel ve viral hastalık açısından risk altındadırlar." dedi.

Yaralanma esnasında bulaşabilecek hastalıklara ilişkin bilgi veren Dumlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu hastalıklar; zoonoz olarak bildiğimiz, hayvan ve insanlarda hastalık yapabilen mikroorganizmaların oluşturduğu bir hastalık grubudur. Bunların içinde Kurban Bayramı ve sonrası dönemde en sık karşılaştığımız hastalık şarbon hastalığıdır. Şarbon; genellikle hastalıklı hayvanın etlerinin kesilmesi sırasında yanlışlıkla oluşan kesilerden girerek en sık hastalık oluşturduğu yer olan cilt bölgesinde, genellikle ortası koyu renkli ülserlerle seyredebilen veya yumuşak doku şişliğinin görülebildiği cilt tutulumlarına veya hasta hayvanın tam pişmemiş etlerinin yenilmesiyle oluşan, hızlı ve ağır seyreden sindirim sistemi tutulumuna neden olabilir. Ayrıca, şarbon basillerinin biyolojik silah olarak toz şeklinde kullanımı sonucu akciğerlerde zatürre tablosuna neden olduğu da bilinmektedir. Hastalık, penisilin grubu antibiyotikler ile tedavi edilebilmekte olup, hastalık riski oluştuğu zaman hekiminizin değerlendirilmesi ile seçilen hastalıktan koruyucu tedaviler de mevcut olması nedeni ile riskli durumlarda zaman kaybetmeden hekime başvurulmalı ve bu tür yaralanmalar asla ihmal edilmemelidir."

- "Hayati tehlike oluşturabilecek enfeksiyonlar gelişebilir"

Rıdvan Dumlu, bu tür yaralanmalar sonucu sadece şarbon değil, tetanoz ve diğer bakteriyel hastalıklar gibi tedavisiz kaldığında ilerleyerek kişide hayati tehlike oluşturabilecek enfeksiyonların da gelişebileceğine işaret ederek, "Bu hastalıklar için erken dönemde koruyucu tedavi yöntemleri mevcut olduğundan, bu kesikleri önemsememek, bir yara bandı ile geçiştirmeye çalışmak sağlığımız için oldukça riskli durumların oluşmasına sebep olacaktır." dedi.

Bu bakterilerin sağlam deriden geçemediğini ve sadece deri üzerindeki yara veya çatlaklardan cilt altına girebildiğini vurgulayan Dumlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bakımdan kurbanlık etleri mutfakta kesecek olan kişi, ellerinde yara veya çatlak gibi lezyonlar olmadığından emin olmalı, bu durumda et kesimi yapacaksa eldiven kullanmalıdır. Yine kesim yapılırken bıçak ile oluşan yaralanmalar da bakteriler için giriş kapısı oluşturacağından, etlerin doğranılması sırasında yaralanma oluşmaması için azami özenin gösterilmesi koruyucu bir yöntem olacaktır. Bu işlemler sonrası ellerin tüm enfektif hastalıklar için en iyi korunma yöntemi olarak kabul edilen su ve sabunla yeterli miktarda yıkanması yeterlidir."

Kesim işleminin acemi kişiler tarafınca yapılmaması uyarısında bulunan Dumlu, "Bu işlem, bu konuda gerekli ve yeterli eğitim almış, yetkili kişiler tarafından, belediyelerin uygun gördüğü, kesim sonrası artıkların çevre sağlığı tehdidine neden olmadan imha edilebileceği, insani, vicdani ve dini şartlara uyum gösteren kesim için oluşturulan ruhsatlı kesim merkezlerinde yapılmalıdır." dedi.

Kurban etlerinin eve getirildikten sonra oda sıcaklığında bekletilmemesi gerektiğine işaret eden Dumlu, şunları kaydetti:

"Etler eve getirildikten sonra mümkünse erken dönemde bekletilmeden, üzerindeki enfektif mikroorganizma ve sporların etkisiz hale gelmesi için yeterli miktarda ısı ve zamanda pişirilerek tüketilmelidir. Oda sıcaklığında fazla bekletilen ve az pişmiş etlerin tüketimi besin zehirlenmesi tablolarına neden olabileceğinden, dış ortamda fazla beklemiş, çürüme riski oluşan etler kesinlikle tüketilmemelidir. Yakın zamanda tüketilemeyeceği durumlarda ise derin dondurucu içerisinde ve mutlaka yeterli derecede soğuk ortamda muhafaza edilmelidir."

Manşetler

DUYURU-4