Karaciğeriniz ne âlemde?

Sağlık konusunda size bir iyi, bir de kötü haberim var.

Sağlık konusunda size bir iyi, bir de kötü haberim var. İyi olanı söyleyeyim önce: Türkiye‘de kronik karaciğer hastalığının en sık rastlananlarından biri olan Hepatit B virüsü azalıyor. Kötü olan ise yağlı karaciğer hastalığının artıyor olması. 1980 ile 90 arasında yapılan araştırmalarda yüzde 6 civarında Hepatit B virüsü tespit edilmişti. Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği‘nin yeni tamamlanan araştırmasında ise bu oranın yüzde 3.9’a indiği görüldü.


Yapılan aşı ve hijyen şartlarındaki iyileşmenin olumlu katkısı var hiç şüphesiz bu azalmada. Da... yağlı karaciğer hastalığını ne yapacağız? Yağlı yiyecekler ve fast food beslenme var olduğu müddetçe de artacağa benziyor bu hastalık!.. Burada, “eskiden yağlı yenilmiyor muydu” sorusu akla gelebilir tabii. Unutmamak lazım ki, eskiden kas gücü çalışma çok yaygındı. Yağlı da yese, kişi yediğini eritiyordu. Şimdi, masa başı çalışma arttı ama beslenme hususunda henüz elle tutulur bir değişme yok. Aynen devam ediyor. Haliyle, vücut aldığı kaloriyi yakamıyor. Bunun tek çaresi var; o da spor ve egzersiz. Ama yapan kim?


Yağlı karaciğer hastalarının yaklaşık yüzde 15’inde iltihaplı yağlı karaciğer (steatohepatit) hastalığına rastlanıyor. Onunla kalsa yine iyi. Steatohepatit, karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri ile de neticelenebiliyor. İstanbul Tıp Fakültesi Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu, “Sanayileşmiş kentlerde sık görülen diyabet hastalıklarının önüne geçmek için toplumun doğru beslenme alışkanlıklarını kaybetmemesi ve spor yapması yönünde uyarılması lazım” dedi. Aslında, doğru beslenme hususu, toplum hayatında tıpkı hijyen gibi çok önemli bir faktör. Hele sanayileşmiş kentlerde yaşayanlar için!..


Kentte yaşayan insanların bir problemi de hazımsızlık! Midede ekşime-yanma... gaz ve şişkinlik... mide ağrısı... midede rahatsızlık hissi... bulantı ve kusma... gibi şikâyetlerin tamamına dispepsi, yani hazımsızlık deniyor. Spor ve doğru beslenme ile bu şikâyetlerin bir kısmı, düzene sokulabiliyor. Sokulamayanlar da ilaçla tedavi ediliyor. Fakat, burada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Kullanılan ilacın dozu. Ve bir de tabii süresi. Bir nevi ilaç bağımlısı olmamak için dozu mümkün olduğu kadar düşük tutmak ve zaruri hallerin dışında kullanmamak gerekiyor.


Özetleyecek olursak, hastalanmamak için tedbiri elden bırakmamak lazım. Bunun en kolay ve en emin yolu da spor, doğru beslenme ve mümkün olduğunca stresten uzak kalmaktan geçiyor.
 

Manşetler

DUYURU-4