Kaplıca suyu sıcaklığının, analjezik ve kas gevşetici etki nedeni ile kas iskelet sistemi hastalıklarının tedavisinde önemli yarar sağladığı belirtildi.
Sıcaklık sayesinde yumuşak dokuların uzama kabiliyetinin arttığı ve eklem kısıtlılıklarının çözüldüğü ifade edilirken, kronik hastalıkların aktif döneminde ise kaplıca tedavisinin sakıncalı olduğu kaydedildi.
Adıyaman Devlet Hastanesi Fizik Tedavi Uzmanı Arafe Yıldırım, kaplıca tedavisinin insan vücudunu strese sokup daha sonra buna uyum sağlamasını gerektiren bir tedavi şekli olduğunu vurguladı. Yıldırım, şöyle dedi:
`İnsan vücudu, çevreden sürekli uyarılar almakta ve uyarılar sonunda vücut içindeki dengeyi korumaya çalışmaktadır. Kaplıca tedavisinde, kaplıca suyu, kaplıca tedavisinin tabiat ve mikroklima özellikleri ile psikososyal çevrenin değişimi insanda bir çok sistemi harekete geçirmekte ve etkilerini böyle göstermektedir. Sepesifik etkileri; kaplıca suyunun sıcaklığı, hidrostatik basınç, suyun kaldırma kuvveti, içerdiği mineral ve gazlar ve kaplıca çevresinin mikroklima özelliklerinden faydalanılır. Kaplıca suyunun sıcaklığı analjezik ve kas gevşetici etki ile özellikleri nedeni ile kas iskelet sistemi hastalıklarının tedavisinde önemli yarar sağlamaktadır. Sıcaklık sayesinde yumuşak dokuların uzama kabiliyeti artar ve eklem kısıtlılıkları çözülebilir.`
Hareket sisteminin çalışmasında önemli bir etken olduğuna dikkat çeken Yıldırım, kaplıcaların etkisini şöyle dile getirdi: `Hidrostatik basınç su içine giren insan vücuduna su moleküllerinin çevresel olarak yapmış olduğu basınçtır. Bu etki yumuşak dokularda venöz dönüşü azaltarak, motor nöron aktivitesini artırarak ve analjezik etki göstererek hareket sistemi hastalıklarında kullanılmasına imkan sağlar. Suyun kaldırma kuvveti insan vücudunu yer çekim etkisinden kurtardığı için hareketlerinin daha kolay yapılmasına imkan verir. Bu nedenle kas kuvvetsizliklerinde ve ağrı nedeni ile eklem hareketlerinin zor yapıldığı eklem hareketlerinin kısıtlandığı durumlarda tedavi edici egzersizlerin daha rahat yapılmasına imkan verir.`
Doktor Yıldırım, kaplıca tedavisinin amaçlarını ise şu şekilde sıraladı: `Vücut direncini artırmak, genel durumu düzeltmek, hastanın şikayetlerini azaltmak, hastanın bulgularını ortadan kaldırmak, kalıcı hasarları önlemek. genel durumda düzelme, kan dolaşımında artma, solunum hızlanması, iç organ işlevlerinde artma, vücut ısısında artma-terleme, bozulmuş hormonal ve sinirsel dengelerde düzelme, ağrılarda azalma ve kas spazmlarının çözülmesi, hareket kapasitesinde artırma, eklem ve kaslardaki kalıcı hasarların önlenmesi, psikolojik rahatlama.`
Kaplıcanın hangi hastalıklarda kullanılacağını da belirten Yıldırım, kaplıca tedavisi uygulanabilmesi için hasta organizmanın, verilecek uyarılara cevap verebilir durumda olması gerektiğini söyledi.
Yıldırım, `Yani kişinin vücut rezervinin tümünün tüketilmemiş olması gereklidir. Buna göre tüm dekompanse, organ yetersizliği olan hastalar kaplıca tedavisi göremezler. Ayrıca, hastanın maksimum stresle karşılaştığı durumlarda ek bir uyaran verildiğinde bu strese karşı koyacak gücü olması gereği vardır. Yani kronik hastalıkların aktif döneminde kaplıca tedavisi sakıncalıdır. Kireçlenmeler, iltihabi romatizmalar (inaktif dönmeleri), yumuşak doku romatizmaları, mekanik bel ve boyun problemleri, çalışma şart ve ortamına bağlı ağrılı tablolar, ortapedik problemler; kırık sekelleri, ameliyat komplikasyonları, spor yaralanmaları, kas hastalıkları, nörolojik asarlaşmalara bağlı problemler.` açıklamasını yaptı.