Kanserin yan etkilerini azaltıyor

Binlerce yıldır tıpta tamamlayıcı unsur olarak kullanılan aromaterapiyle; hoş kokulu yağlar aracılığıyla iyileşme sağlanması amaçlanıyor. Bu teknik; kemoterapi gören hastaların bulantı, ağrı gibi şikayetlerini hafifletirken bağışıklık sisteminin güçlenmes

Aromaterapi; esansiyel yağ içeren bitkiler ile kokulu maddelerin, duygu değişikliği yaratmak ve sağlığı geliştirmek için kullanıldığı bir yöntemdir. Konsantre aromatik ürünlerin kullanımı; damlacıkların solunması veya masaj ile vücuda sürülmesi şeklinde olur. Aromaterapide sıkça kullanılan 40 farklı esansiyel yağ vardır. En popüler olanlar; lavanta, okaliptüs, papatya, marjoran, yasemin, nane ve geranyumdur.

DOLAŞIMI DÜZENLER
Aromaterapinin, kanserin önlenmesinde veya tedavisinde etkili olduğuna dair bilimsel bir kanıt yoktur. Ancak İngiltere'de yapılan çalışmalar; bu tekniğin kanser hastalarının ağrı, depresyon ve gerginlik gibi sorunlarını gidermede faydalı olduğunu gösteriyor. Uzmanlar genelde aromaterapiyi; bakteriyel enfeksiyonların giderilmesi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, gribin önlenmesi ve dolaşımın düzenlenmesi amacıyla kullanır. Bunun yanı sıra sistit, akne, baş ağrıları, hazımsızlık, kas gerginliği ve kanser tedavisinde yardımcı unsur olarak ayurvedaya başvurulur.

MASAJLA UYGULANIR
Aromaterapinin nasıl etki gösterdiğini açıklayan iki yol vardır. Buna göre; burundaki koku reseptörleri, hoş kokuları sinirler yoluyla beyne gönderir. Örneğin lavanta yağının kokusu beyne ulaştığında; spazm, anksiyete ve uykusuzluğa karşı olumlu etki eder. Diğer yol ise aromatik yağların doğrudan deri aracılığıyla emilmesine dayanır. Kişi aromaterapiyi tek başına uygulayabileceği gibi, bir uzmana da başvurabilir. Kaynayan suyun içine birkaç damla esansiyel yağ atılarak nemlendiriciler aracılığıyla buhar-yağ karışımı elde edilir. Bu karışım, solunarak vücuda alınır. Bu kokulu yağlar; masajla da cilde uygulanabilir veya banyo suyuna karıştırılabilir. Deriye uygulama için yağlar, genelde ayçiçek yağı gibi bir taşıyıcıyla birlikte kullanılır. Birkaç damla yağ, yastığa da damlatılabilir.

KÖKLERİ ESKİ MISIR VE ÇİN'E UZANIYOR
Aromatik yağlar; eski Mısır, Çin ve Hindistan'da binlerce yıldır kullanılıyor. Mısır'da bu tip yağlar; banyodan sonra nemlendirici olarak veya mumya yapımında kullanılırdı. Binlerce yıllık geçmişi olan Çin yazılı belgelerinde de aromaterapik bitkilerle ilgili bilgilere rastlandı. Eski Hindistan'da ise aromatik masaj; ayurvedik tıbbın bir parçasıydı. Yunanlar ve Romalılar; bu kokulu yağları hem tıbbi, hem de kozmetik amaçlar için kullanıyordu. Bu tekniğin ilk olarak, bitkilerden yağ ekstresi elde eden Hipokrat tarafından uygulandığı sanılıyor. 1980'lerde aromaterapinin uygulanma alanları genişlerken, bu yöntem Amerika'nın California eyaletiyle İngiltere, Fransa, İsviçre, Meksika ve Yeni Zelanda gibi birçok farklı ülkede uygulanmaya başladı.

DUYGUSAL VE RUHSAL TEDAVİ: AYURVEDA
Sanskritçe 'avut' (hayat) ve 'veda' (bilgi) sözcüklerinden oluşan ayurveda; 3 bin yıl önce Hindistan'da ortaya çıktı. Ayurveda; bitkisel ve hayvansal öğeler içeren karışımlar ile yoga, meditasyon ve diyetlerden oluşan bir bütündür. Bu teknikte hastalar; fiziki, duygusal ve metabolik özelliklerine göre 'kapha', 'pitta' ve 'vata' adlı sınıflara ayrılır. Tedavi yöntemi bu gruplara göre biçimlendirilir.

YAN ETKİLERE DİKKAT!
İlaçlara başlamadan önce; kan akıtma, kusturma, bağırsak boşaltma gibi toksinleri atmaya yönelik işlemler uygulanır. Ayurvedada amaç; rahatsızlığa yol açan adımları tersine çevirmektir. Anti-mikrobik etkileri olduğu bilinen zerdeçal, zencefil, aloe vera ve sarımsak gibi bitkiler; ayurvedada sıkça kullanılır. Kanser tedavisinde yardımcı unsur olarak başvurulan ayurveda tekniğinden; kardiovasküler hastalıklar, Parkinson, akne, depresyon, diyabet, hepatit, yüksek kolesterol, hipertansiyon, hazımsızlık ve enfeksiyon gibi birçok farklı alanda da yararlanılır. Ayurvedanın bazı yan etkileri de vardır. Bu teknikte kullanılan bitkisel bileşiklere; kurşun, arsenik veya civa karıştırıldığı görülmüştür. Bu gibi durumlarda; baş ağrısı ve cilt lezyonları gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Nadir görülen bazı durumlarda; ayurvedik karışımların zehirlenmeye veya düşüğe neden olabileceği de belirtilmiştir.

Prof. Dr. ERKAN Topuz

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ