İkinci Dünya Savaşı sırasında ülkemizde geliştirilmiş olan çiçek hastalığı aşısı, modifiye edilerek, son yıllarda popüleritesi gittikçe artan ve kanser tedavisinde hastaların bağışıklık sistemi yanıtını güçlendirerek hastalık ile mücadele etmeyi amaçlayan immünoterapi ilaçlarından biri haline getirilmeye çalışılıyor.
Bu yeni tedavi yöntemini değerlendiren Onkoloji uzmanı Emsey Hospital Prof. Dr. Hakan Karagöl, ilacın Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa’da gırtlak kanseri gibi baş-boyun kanserlerinde ameliyat sonrasında hastalığın tekrarlama riskini azaltmada ve yumurtalık kanseri tedavisinde etkinliğinin araştırıldığını ifade etti.
Bu yeni ilacın, ülkemizde geliştirilmiş bir çiçek aşısından elde edildiğini ifade eden Emsey Hospital Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Karagöl çalışma sonuçlarını beklediklerini belirtti ve “Umarız bu hastalıktan muzdarip hastalarımızın tedavisine katkısı olur. Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu’nca üretilen çiçek aşısı, 2. Dünya Savaşı sırasında savaşan veya savaş dışında olan pek çok ülke tarafından kullanılmış ve hastalığın önlenmesinde çok etkili olması, kullanılabilecek başka aşılara göre en az yan etkiye sahip olması nedeniyle tüm dünyada ünlenmiş ve “Modifiye Virus Ankara” olarak adlandırılmıştır. Son yıllarda artan sıklıkta, özellikle immünoterapi (bağışıklık sistemini uyaran tedavi yöntemleri) ilaçlarının araştırılmasında iyi bir antigen taşıyıcı olması nedeniyle sık olarak kullanılmaya başlanmıştır” bilgisini paylaştı.
Tarihi olarak tamamen bizim kültürümüze ait olan çiçek bağışıklama metodunun, “folklorik” olmaktan çıkartılarak, “bilimsel ve teknolojik” bir üretim metodu haline getirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Hakan Karagöl, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’miz tarafından üretilen çiçek aşısı, ülkemizin tarafsız kaldığı II. Dünya Savaşı sırasında savaşan veya savaşmayan ülkelerde yaygın ve etkin olarak kullanılmıştır.
İnsan sağlığına hizmet eden bir yaklaşımla ülkelerin aşı gereksinimi bu kaynaktan karşılanmıştır. O günlerde üretilip yaygınlaştırılan aşının virüs suşuna da “Modifiye Virüs Ankara (MVA)” ismi verilerek başkentimiz ve dolayısıyla ülkemiz kalıcı bir onur kazanmıştır. Bu suş “Modified Virus Ankara” adıyla günümüzde de bu isimle dünyada bilimsel çalışmalarda kullanılmaya devam edilmektedir” dedi.
“Kanser gen yapısı virüsün içine yerleştirilecek”
Yapılan çalışmalarda kullanılan TG4050 isimli immünoterapi ilacının, kanserli kişinin tümörüne ait antijenik özellikleri taşıyan genlerin, yapay zeka sistemi ile belirlenip, ayrıştırılarak Modifiye Virüs Ankara’nın gen yapısı içine yerleştirilmesi ile oluşturulacağını söyleyen Prof. Dr. Hakan Karagöl, böylece vücut savunma sistemi, bu ilacın damardan verilmesi ile uyarılınca kanser hücresinin özellikleri öğrenip, bu özelliklere sahip hücrelere saldırarak hastalığı yok etmesi amaçlanıyor’’ dedi.