Kanser merkezlerine dikkat edin!

2016 Global Sağlık Turizmi Zirvesi ve Fuarı’nda konuşan Prof. Dr. Bülent Menteş, kolorektal kanserler üzerinden cerrahi hakkında bilgi verdi ve kanser merkezlerine dikkat çekti...

Prof. Dr. Bülent Menteş, ABD’de gelişmiş kanser teknolojileri olmasına karşın, hastalıkla mücadele ederken sigortanızın bu hastalığı karşılayıp karşılayamacağı gibi sorularla gelindiğini ve bu tür yaklaşımların sağlık sektörü için yanlışları olduğunun altını çizdi.
 
Bağırsak kanserlerinde çevre faktörü önemli!
 
Prof. Dr. Bülent Menteş,“Bağırsak kanserlerinin çoğu çevre faktörleriyle oluşuyor. Mesela Japonlarda az görülüyor ama Amerika’ya göç etmiş ikinci jenerasyon Japonlar’da aynı Amerikalılar gibi oranlara rastlıyoruz. Demek ki bir takım çevre faktörleri önemli.


Bunlardan iyi bilinenleri; hayvansal gıda, kırmızı et ağırlıklı beslenilmesi, posadan fakir beslenme, yani sebze meyve çok yenmemesi, obezite gibi aslında kontrol edilebilir unsurlar.” dedi.

Kolorektal kanserin öncülleri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Menteş, “Bağırsak kanserleri çoğunlukla poliplerden gelişir. Bir polibin ilk milimetrik boyutta görülebilir halden kansere dönüşmesinin 7-8 yıl aldığı tahmin ediliyor. Dolayısıyla tarama şansımız var.” diye konuştu.
 
ABD kanser taraması yaparken sigortanızın tedavileri karşılayıp karşılayamadığına bakıyor!
 
Özellikle ABD’de bununla ilgili pek çok çalışma yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Menteş, “Mart ayı, kolorektal kanser farkındalık ayı olarak algılanıyor.

Ama hemen göreceksiniz Mayo Kliniğin şu anki internet bilgilerinde; tarama yaptıracaksanız ne kadar tuttuğunun ve sigortanızın bunu karşılıyor olup olmadığının teyidini istiyor. Bu tamamen tarama felsefesine ters. Tarama demeniz için tüm toplumun eşit olarak bundan yararlanması gerekiyor. Hatta Japonya’da bazı kanser türlerinin taramasını yapmak mecburi.

Bu tür bir kapitalist yaklaşım son derece yanlış.ABD’de sigortanız el verdiği kadar tedavi alabiliyorsunuz.Yani sigortanız kadar yaşayabiliyorsunuz” diye belirtti. 

Özellikle kanser cerrahisinde bir bütünsellikle iyi klinik uygulama gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Menteş, tek amacın bu olması gerektiğini, bunun dışında kar-zarar oranları gibi unsurların ancak ikincil unsurlar olabileceğini ifade etti.
 
Prof. Dr. Menteş, “Bundan uzaklaşıyoruz. Tabii sizin açınızdan daha önemli. Yani sağlık sektörünün bu perspektiften ilerlemesi son derece önemli.

Çünkü özellikle kolorektal cerrahi ve kanser cerrahisi bir sanatçı yaklaşımı gerektirir. Olaya bir kapital metası olarak yaklaşamazsınız. Hatta bir geçim kaynağı, bir meslek olarak da yaklaşmamanız gerekir. Tabii bunlardan çok uzağız ama en azından hatırlatmak istiyorum.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Menteş, “Sadece iyilik… sadece bu perspektiften bakmak zorundasınız. Belki bir plastik cerrahide daha subjektif unsurlar gündeme gelebilir. Ama kanserde böyle değildir.” dedi.

 
Kanser merkezlerine dikkat edin!
 
Organ spesifik odaklanma ve becerinin de çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Menteş, “Bazı saçma sapan istismar edilen kavramlar var.

Bunlara lütfen itibar etmeyiniz. Mesela bir tane PET cihazı, bir tane de radyoterapi cihazı alıp mevcut sağlık çalışanlarıyla oraya ‘Cancer Center’ demek çok modadır. Böyle kanser merkezi olmaz. Veya ‘kanser cerrahisi’ veya ‘cerrahi onkoloji’ gibi.

Bilimsel gerçeklik böyle değil. Bir hekim bir organın cerrahisiyle ilgilidir. Onun tanı yöntemlerine de tedavisine de hakimdir. Biz anal ultrasound da yaparız, kolonoskopi de yaparız, hemoroid de yaparız, rektum kanseri de yaparız. Organ spesifik konsept ve becerinin iyi ilerlemesi gereklidir. Bütün branşlarda aşağı yukarı bu gerekli.” diye vurguladı.

Kanser konusunda en önemli ilerlemenin adjuvant (yardımcı) yöntemlerin gelişmesiyle daha küçük ve koruyucu cerrahi girişimler, noninvaziv fonksiyonel girişimler yapılması ve yaşam kalitesine odaklanılması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Menteş, “Siz harika bir ameliyat yapıyorsunuz.

Harika bir kemoterapi ve radyoterapi uyguyorsunuz. Hasta binlerce dolarlık bir ücret ödüyor… Ancak hasta çalışamıyor, hasta mutsuz, hasta depresyonda, eşinden ayrılmış, intihar eğilimli. İşte iyi klinik uygulama bu değil” diye vurguladı.
 
Gereksiz ve fazla yapılan ameliyatlar hastaları yıpratıyor
 
Surgical Overdo yani gereksiz ve fazla ameliyat yapmanın da çok ciddi bir sorun teşkil ettiğini işaret eden Prof. Dr. Menteş, “Tıbbi uygulamalarda zaten genel olarak artan gereksiz tetkik ve tedavi eğiliminin bir parçasıdır bu da. Sizlerin halletmesi gerekiyor.

Biz yapmayız aslında. Kapital işletme etkisi yani özel hastanelerde ciro, hak ediş, devlet ve üniversitelerde performans kaygısı bunu yaptırıyor. ABD’de bile böyle. Kolerektal kanseri tamamıyla temizlemezseniz hiç yapmayın daha iyi.

Ancak ABD’de bile evre 4 vakaların yüzde 65’ince cerrahi müdahale uygulandığı bunların önemli bir kısmında hekimi zorlayacak durumların olmadığı gözüküyor” diye anlattı.
 
Hekimlerin tüm ileri teknik ve teknolojiyi hastalar için kullanabilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Menteş, her hasta için en uygun, en basit ve en ucuz olanı kullanmak zorunda olduklarını söyledi. “Yoksa teknoloji var diye, bundan bir rant elde edelim diye her hastaya bunu giydirmeye çalışmak son derece yanlıştır ama ne yazık ki son derece yaygın.” diye vurguladı.
 
Takım çalışmasının çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Menteş, takım çalışması olmazsa her şeyin eksik kalacağını, aynı dili konuşan, aynı update bilgiye hakim bir doktor ekibinin olmasının şart olduğunu ifade etti.
 
En önemli noktanın hastanın yaşam kalitesini yakalamak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Menteş,“Hastayı çok güzel ameliyat ettiniz ama sakat bıraktınız. Bunun olmaması lazım. Özellikle bağırsak cerrahisinde daha önemli.

Çünkü biliyorsunuz bir grup hastada eskiden çok daha fazla kolostomi, ileostomi, yani bağırsağın dışarı alınması zorunluluğu oluyordu. Hala daha ekstrem bazı vakalarda olmaktadır. Bu hastalar için çok ciddi bir sorundur. Bir stomaterapi üniteniz, stomaterapi vizyonunuz yoksa tedaviniz eksiktir. Stomaterapi o kuruma para olarak müthiş bir şey kazandırmayabilir.

Ama prestijdir ve hastaya çok şey kazandırır. Biz 2000 yılında Gazi Üniversitesi’nde kurduk. Şimdi Türkiye’nin pek çok yerinde bizim yetiştirdiğimiz stomaterapi hemşireleri ve üniteleri vardır.” şeklinde konuştu.

 

Manşetler

DUYURU-4