Halk arasında 'sarı nokta' olarak bilinen 'makula dejenerasyonu'; 60 yaş üstü insanlarda sık rastlanan bir görme sorunu. Okuma güçlüğü ve kırık, çarpık, dalgalı görme ile kendini belli eden bu rahatsızlığın tedavisinde son yıllarda olumlu gelişmeler yaşanıyor. Kanserin yayılmasını önlemek için kullanılan ilaç, göze enjekte edildiğinde, sarı nokta nedeniyle görme yetisini yitiren pek çok insan görmeye başladı. Florence Nightingale Hastaneleri Göz Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Bahçecioğlu, 4 yıl önce başladıkları ve şu anda 24 ülkede uygulanan tedaviyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
GENÇLERDE DE GÖRÜLÜR
Sarı noktaya karşı enjeksiyon tedavisi olumlu sonuç verdi mi? Başarı oranınız nedir?
Uygun seçilmiş hastalarda, yüzde 80'lere varan başarıdan söz etmek mümkün. Önünü göremeyen hastalarımız enjeksiyon tedavisinden sonra kitap okur, otomobil kullanır hale geldiler. Örneğin; 15 yıl önce hastalığı başlamış, yavaş yavaş görme kaybına uğramış ve sadece bir metreyi gören hastalarımız şimdi görüyor.
Bu tedavi yalnızca yaşlı sarı nokta hastalarında mı uygulanıyor?
Genç hastalarımız da var. Pek çok insan genç yaşta geçirilen bir kaza sonucunda da bu hastalığa yakalanabilir. Enjeksiyon tedavisi mevcut görmeyi korumak amacıyla uygulanıp bu tür hastalarda da başarılı oluyor.
Enjeksiyon uygulaması bir kez mi yapılıyor yoksa birkaç seans gerekiyor mu ?
Duruma göre birden çok yapılması gerekir. Genelde kişiye özel tedavi şeması uygulanıyor. Bu şemada da seans sayısı hastanın durumuna göre değişiyor. Hastaları sürekli takip ediyoruz. Ne zaman gerekirse o zaman enjeksiyon yapıyoruz.
İşlem nasıl yapılıyor?
Enjeksiyon yapılırken göz, uyuşturuluyor. Gözün beyaz alanından camsı sıvısının içine ilaç enjekte ediliyor. Bu ilaç, hem görmeyi azaltan yeni damar oluşumunu engelleniyor, hem de mevcut olan damarlar ortadan kalkıyor. Hastanın merkezi görmesi açılıyor. Hasta bu sırada hiçbir ağrı duymuyor. Gözler kapatılmıyor ve hasta günlük yaşantısına geri dönebiliyor.
BAŞKALARINA BAĞIMLI OLURLAR
Bu tedavi yönteminin riski var mı?
Sarı nokta hastalığı, başka bir hastalık üzerine eklenmezse körlükle neticelenmez. Ancak kişiyi başkalarına bağımlı olarak yaşayan, yarım metre önünü göremeyen bir insana da dönüştürebilir. Bu da yaşam kalitesini oldukça düşürüp kişiyi tüm sosyal yaşantısından uzaklaştırır. Bu tedavinin enfeksiyon riski, diğer kalçadan yapılan iğnelerle aynı orandadır.
Tavuk karası hastalarında da aynı yöntem denenebilir mi?
Tavuk karasının belli formlarında da bu yöntemi kullanıyoruz.
100 YAŞINA KADAR YAŞARSAK HERKESTE SARI NOKTA OLUR
Sarı nokta hastalığı çok sık görülüyor mu?
Bu hastalık Türkiye'de yaklaşık 1 milyon kişiyi etkiliyor ve 50 yaşından sonra ortaya çıkıyor. Sarı nokta; 60 yaşın üzerinde görme problemine neden olan hastalıkların başında yer alıyor. 70 yaşından sonra her dört kişiden birini, 80 yaşından sonra her iki kişiden birini körlüğe götürebiliyor.
Sonuçta herkesin başına gelebilir...
Anti-aging'in ardından insan ömrünün uzaması, sarı nokta hastalığının gün geçtikçe daha büyük problem olmasına neden oldu. Bu yüzden "Benim başıma gelmez" demeyin. Pek çok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilen hastalığın, gerçekten trajik sonuçları var. İnsanların yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürüyor.
PASİFLEŞİYORLAR
Hastaların morali de bozuluyor değil mi?
Hastalar, genellikle hayattan el-ayak çektikleri için çok daha çabuk yaşlanıyorlar. Dünya ile bağlantılarını kopararak tamamen pasif hale geliyorlar. Eğer bir gün yaşam süresi 100 yaşına kadar uzarsa, hepimiz sarı nokta hastalığına yakalanacağız demektir.
TELESKOPİK GÖZLÜKLER RAHAT KULLANILMIYOR
Sarı nokta tedavisinde gözlüğün etkisi oluyor mu? Alternatif yöntemler deneniyor mu?
Teleskopik gözlüklerle biraz görme artışı sağlanabilir. Fakat çoğu hasta bu gözlükleri takamıyor. Hem görüntüyü büyüttüğünden hem de şekil olarak kullanışlı olmadığı için zorlanıyor. 10 yıl öncesine kadar hastalara fotodinamik terapi adlı bir tedavi uygulanıyordu.
Fotodinamik terapi nasıl yapılıyordu?
O tedavide, ışığa duyarlı bir madde kişiye damardan veriliyordu. Daha sonra hasta belli bir dalga boyundaki lazere tabi tutularak damarları kurutulmaya çalışılıyordu.
KÜÇÜK YA DA EĞRİ GÖRÜRLER
Görme merkezinin yaşa bağlı hasarına, sarı nokta hastalığı denir. Hastalığın belirtileri; görme keskinliğinde azalma, cisimleri eğri ya da küçük görme, görme alanında siyah bir alan görülmesidir. Yaşa bağlı gelişen hastalık; hasta dokuda oluşan anormal damarlara sahip zarlı dokunun retinaya doğru ilerlemesi ile meydana gelir.
50 YAŞIN ÜSTÜNDEKİ KADINLARI SEVİYOR
Sarı nokta hastalığı kalıtsal mı, yoksa kendiliğinden mi oluşuyor?
Maalesef ailesinde sarı nokta hastalığı olan kişilerin yakalanma riski çok daha fazladır. Üstelik onlarda çok daha erken yaşta görülebiliyor. Sarı nokta hastalığı için en önemli risk faktörü yaştır. Yani ne kadar yaşlı olunursa, bu hastalıkla karşılaşma riski o kadar yüksektir. Bu hastalık 50 yaşından sonra ilerliyor. Türkiye'de 1 milyonun üzerinde kişi yaşa bağlı sarı nokta hastalığına yakalanmış durumda. Bu insanlar yavaş yavaş görme kaybına uğruyor ve günlük yaşantıları kısıtlanıyor. Kadınlarda daha sık görüyoruz bu hastalığı.
HASTALIK BAZEN ÇOK HIZLI İLERLER
Hastalığı nasıl teşhis ediyorsunuz?
Rutin göz muayenelerinde doktorlar, gözdibi taramasında sarı noktada lekeyi görerek şüphelenebilir ve ileri tetkik yöntemi isteyebilir. Özel muayene yöntemleri ile yapılan inceleme, hastalığın 'kişiye özel ilerleme hızı' hakkında bilgi verir. Çünkü kimilerinde bu hastalık yıllar içinde yavaş yavaş ilerler. Bazı hastalarda ise aylar içinde olgunlaşır ve çok daha hızlı ilerleme gösterir.
İKİNCİ GÖZDE DE OLUNCA ANLAŞILIYOR
İnsanlar sarı nokta hastası olduklarını nasıl anlayabilir?
Kişi önce cisimleri eğri görmeye başlar. Örneğin, pencere kenarı, kapı ve çerçevelerde eğilmeler başlar. Düz çizgiler yamulmaya başlar. Cisimlerin ortasını karanlık görür. Neticede, hasta baktığı yeri göremez. Sürekli bir görme bozukluğu ortaya çıkar. Kişi bir süre sonra kitap bile okuyamaz. Bu hastalık genellikle ikinci gözde de belirdiğinde hissedilir.
TESADÜFEN FARK EDİYORLAR
Bu hastalık nasıl erken teşhis ediliyor?
Tesadüfen fotoğraf çekerken ya da gözlerini kaşırken, bir gözlerindeki görüntünün diğer gözden farkı olduğunu hissederler ki; bunlar şanslı hasta grubuna girer. Böyle bir durumda hemen göz doktoruna gitmelerinde fayda var. Çünkü iki yıl içinde diğer gözleri de yüzde 90 oranında, birinci gözleriyle aynı duruma gelecektir...
Esra Tüzün