Sağlık Bakanlığı, son yıllarda artan kanserler ve bulaşıcı hastalıklar üzerine, benzerine rastlanılmayan önemli bir çalışmaya imza attı. İçerisinde onlarca projenin yer aldığı dev proje ile bulaşıcı hastalıkların bitirilmesi, kanser hastalarının önüne geçilmesi planlanırken, halkın sağlık konusunda ciddi düzeyde bilinçlendirilmesi, beslenme koşullarının geliştirilmesi ve aile planlaması gibi sorunların çözümünde de önemli mesafe kat edilmesi hedefleniyor.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından çevre ve sağlık koşullarının düzeltilmesi, halkın sağlık konusunda eğitilmesi, bulaşıcı hastalıkların yok edilmesi, beslenme koşullarının geliştirilmesi, ana çocuk sağlığı ve aile planlamasını öngören koruyucu sağlık hizmetleri alanında geniş kapsamlı bir projeyi hayata geçiriyor. İçerisinde yüzlerce alt projenin yer aldığı çalışma hem ülkede, hem de Avrupa'da ilk kez hayata geçirilmiş olacak. Önceden tespit edilen pilot illerden alınacak yüzlerce numune laboratuvar ortamında incelenerek bilimsel anlamda koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesini etkileyen durumlar belirlenirken yapılması gerekenler tespit edilecek. Proje ile koruyucu sağlık hizmetleri stratejisinin geliştirilmesi planlanıyor.
AĞIR METALLERİ BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRACAK
Proje kapsamında Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu ile Bülent Ecevit Üniversitesi(BEÜ) arasında koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesini etkileyen durumların ve yapılması gerekenlerin belirlenmesi, koruyucu sağlık hizmetleri stratejisinin geliştirilmesi ve eylem projesi kapsamında protokol imzalandı. "Çevresel Ağır Metal Maruziyeti Değerlendirme ve Araştırma Hizmet Alımı" protokolü ile sanayinin yoğun olduğu 5 üzerinde ilde yaşayan 20 yaş ve üzeri 3 bin kişiye ait 6 bin biyolojik numunede 23 element düzeyi tespit edilecek. BEÜ Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde son derece modern, bilimsel ve ileri teknolojiyle yapılacak ölçümlerde ICP-MS metodu kullanılacak. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç.Dr. Ferruh Niyazi Ayoğlu, projenin alanında Avrupa ülkeleri arasında gerçekleştirilen ilk büyük proje olduğunu ifade etti. Bülent Ecevit Üniversitesi laboratuvarlarında gerçekleştirilen çalışma sonuçlarının protokol kapsamında Sağlık Bakanlığı'na düzenli bildirileceğini anlatan Ayoğlu, çalışmalarına başlanılan proje ve yapılacak çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Sağlık Bakanlığı'nın koruyucu sağlık hizmetlerini geliştirmek istediğini anlatan Ayoğlu, şunları söyledi: "Çevresel etkenlerini ve çevrenin insan sağlığına etkisini değerlendirmek istiyor. Bu oldukça büyük ve geniş kapsamlı bir proje. Biz bu projenin alt bölümlerinden birinde, çok önemli olduğunu düşündüğüm, laboratuvar tetkiklerinin yapılmasını üstlenmiş durumdayız. Proje ülke genelinde, ulusal bir proje. Biz bu proje kapsamında bakanlığın çalışmalarında, alandan aldığı örneklerin laboratuvar testlerini yapmakla yükümlüyüz. Üniversitemizin yeni kurulan ve teknik donanımı sağlanan merkez araştırma laboratuvarında, bakanlık tarafından alınan örneklerin kimyasal analizlerini yapacağız. Bu kapsamda 6 bin kadar örnek alınması planlanıyor. Merkez laboratuvarımızdaki uzmanlar ve akademisyenler, bu protokol kapsamında proje içerisinde görev aldılar, çalışıyorlar. Biz 23 adet elementin, bakanlığın bize gönderdiği biyolojik numunelerde, çalışılmasını planlıyoruz. ICP-MS yöntemi dediğimiz, son zamanlarda tümüyle bilimsel alanda kabul edilmiş, geçerli olan en son teknolojik donanımla, numuneler çalışılacak."
Sağlık Bakanlığı'nın çok kapsamlı bir proje yürüttüğünü vurgulayan Enstitü Müdürü Ayoğlu, projenin Türkiye için çok önemli olduğunu, Avrupa ülkeleri için de örnek teşkil edeceğini anlattı. Projenin içerisinde de yüze yakın akademisyen görev alacağını ifade eden Ayoğlu, projenin alt dallarından birinde ise Bülent Ecevit Üniversitesi ile protokol imzalanmasının hem üniversite hem de bölge adına önemli olduğunu söyledi.
Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Özer ve üniversite yönetim kurulu üyelerinin bu tür projelerde yer alınmasını önemsediğini anlatan Ayoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle büyük bir projede, tabii ki pek çok laboratuvar, bu hizmeti verebilecek düzeydedir. Bizim tercih edilmiş olmamız, bizim için çok sevindirici. Hem sağlık bakanlığına, hem de ülkemize karşı çok ciddi bir sorumluluk yüklüyor.Bu projede yer almamız, üniversite için iki yönden önemli. Birincisi yapılan bu işbirliğinde, böylesi bir etkinlikte üniversitemizin akademisyenlerinin yer alması, çok onur verici. İkincisi ise üniversitemizde kurulan Bilim, Teknoloji ve Araştırma Merkezimizdeki Merkez Laboratuarının sahip olduğu makine parkuru ve insan gücü ile bu projede, böyle önemli bir hizmetlerini üstlenmiş olması da, ayrıca mutluluk vericidir. Üniversitemiz için önemli bir gelişme, önemli bir atılım. Üniversitemizin rahatlıkla bu projenin altından kalkacağına inanıyorum." BEÜ Rektörü Prof.Dr. Mahmut Özer ise, 900 bin TL bütçe ile imzalanan projenin son derece önemli olduğunu ifade etti.