Kanlı beyaz yakalar

Bir hasta yakınınca bıçaklanan Dr. Ersin'in ölümü, sağlıktaki dönüşümün yol açtığı hasta-hekim ilişkisindeki anlayış değişiminin bir sonucuydu.

Sağlıkçıların ve eğitimcilerin ölüm haberleri geliyor ülkenin dört bir yanından. Kapitalist sermaye birikiminin ihtiyaçları doğrultusunda hayata geçirilen kamuda dönüşüm programının sonuçlarını kamu çalışanları hayatlarıyla ödüyor.

Ölümü hisseden hekimler
17 Nisan’da Gaziantep’te 30 yaşındaki Op. Dr. Ersin Aslan hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Dr. Ersin’in ölümü, sağlıktaki dönüşümün yol açtığı hasta-hekim ilişkisindeki anlayış değişiminin bir sonucuydu. Türk Cerrahi Derneği’nin açıklaması, sağlıktaki dönüşümün hekimlik mesleği üzerindeki etkisini çarpıcı biçimde ortaya koyuyor: “Sağlıkta dönüşümle birlikte hekimlik mesleğinin varoluşsal temeli değiştirildi ve genetiğine müdahale edildi.” Piyasalaşma ve metalaşma süreciyle birlikte, hizmet sektöründeki metalaşmanın mantığına uygun olarak hizmet alanlar ve sunanlar karşı karşıya bırakıldı. Müşteri memnuniyeti söylemiyle tüm sorunların sorumluluğu hizmet sunanlara yıkıldı. Metanın realizasyonunun gerçekleştiği yer, yani tüketim süreci esas haline geldi. Müşteri ve hizmet sunan için memnuniyeti sağlama esas kılındı. Memnuniyeti sağlayamadığı oranda her türlü şiddete uğramanın yolu açıldı; adeta ölüme giden taşlar birer birer döşendi.

Dr. Ersin’in ölümünü duyan on binlerce hekim sokaklara döküldü. Çünkü her biri sağlıktaki dönüşümün hasta-hekim ilişkisinde yarattığı zihinsel dönüşümü ve bunun sonucu olan şiddeti farklı düzeylerde de olsa çalışma yaşamlarında yaşamakta. Şiddetin en son noktası ölümü de hissederek çalışmak, mesleki faaliyetlerinin bir parçasına dönüştü.

Hasta yakını torunun, dedesinin ölümüne üzüntüsünden değil, dedesinin sosyal güvenliğinin kendisine miras kalması arzusuyla bu cinayeti işlemesi ise başka bir kapitalist dönüşüm hikâyesi.

18 Nisan’da Kütahya’da öğrencisi derse geç kaldığı için öğrenciyi derse almayan ve bu nedenle bıçaklanan Öğretmen Hakan Gülhan ise Dr. Ersin’e göre daha şanslı, çünkü hayatta kalmayı başarabildi. Eğitimdeki dönüşümün kendisine dayattığı ‘müşteri memnuniyeti’ ilkesini unutarak öğrencisini sınıfa almamış ama bilinçli tüketici olan müşteri/öğrenci T. D. hakkını arayarak öğretmenini bıçaklamıştı. Kütahya’da öğretmen ve öğrenci arasında yaşanan bu olayın münferit bir olay olmadığını, eğitimde yaşanan tüm sorunların kaynağı ve tek sebebi olarak gösterilen ve her defasında bakanlık düzeyinde tehdit edilerek aşağılanan milyonlarca eğitim emekçisi bilir.

Eğitim ve sağlıktaki dönüşüm, sadece hizmetin niteliği ve hizmet alanlarla verenler arasında dayatılan gerilimde yaşanmıyor. Sağlıkta ve eğitimdeki emek süreci de dönüşüm geçiriyor. Kamudaki kadrolu ve güvenceli istihdam terk ediliyor, yerine güvencesiz istihdam modelleri geçiriliyor. İstihdam yapısındaki bu dönüşümde de KPSS adlı sınav, adeta dönüşümü gizleyen bir illüzyon yaratıyor. Güvenceli istihdama geçememenin sorumluluğu, sınavı geçip geçmemek üzerinden kişinin kendi yetersizliğine yükleniyor. Temmuz 2010’da Bursa’da intihar eden Öğretmen Fikret Ercan, ailesine bıraktığı notta şöyle yazıyor: “Artık yoruldum. Çalışıyorum ama olmuyor. Sizleri sıkıntıya sokacak, onurunuzu zedeleyecek bir şey yapmadım. Yaşamış olsam bile KPSS’de yine başaramayacaktım.”

Atanamayan öğretmenler
Bugün Türkiye’de 300 bin atanmamış öğretmen var. Bugüne kadar 32 atanamayan öğretmen, intihar ederek hayatını kaybetti. 5 Nisan’da Trabzon ve Diyarbakır’da ataması yapılmayan iki öğretmen intihar ederek yaşamını yitirdi. Diyarbakır’a bağlı Hıdır Köyü’nde yaşayan 26 yaşındaki Türkçe öğretmeni Mustafa Kaya kendini kravatla tavana astı. İnşaat işçiliği yapan Öğretmen Mustafa, beyaz yakasının üstüne takamayacağını anladığı anda ölüme giden yolda boğazına taktı kravatını. Ailesi taziye çadırını oğullarının mezun olduğu ilköğretim okulunun yanına kurdu. Mustafa’nın babası, “Mustafa burada okudu, öğretmeni onu hep takdir etti, derslerinde hep başarılı, mutlu biriydi. Bu okulda öğretmenlik yapmak ona nasip olmadı, taziyesine mi nasip olacaktı!” diyerek öfkesini dile getirdi.

Kamudaki dönüşüm, istihdam edilebilenler için de farklı sorunlarla devam ediyor. Çalışma saatlerinin uzunluğu ve artan iş yükü, özellikle sağlık çalışanlarının hayatlarını tehdit ediyor. 15 ay içerisinde Erzurum’da Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’nde görevli anestezi uzmanı Dr. Buket Tasmacıoğlu, 26 yaşındaki araştırma görevlisi Dr. Muhammed Fındık ve 33 yaşındaki acil tıp uzmanı Dr. Fatih Bilge hayatlarını kaybetti. Yapılan adli değerlendirmelerin sonucunda, uzun çalışma süreleriyle çalışan doktorların ayakta kalabilmek için bazı ilaçlar kullandığı görüldü. Ayakta kalabilmek, rahatlamak ve uyuyabilmek için kullanılan bu ilaçların bağımlılık yaptığı ve ilaçların aşırı düzeyde kullanımının ölümlere yol açtığı uzmanlarcs ifade edildi. Sağlık hizmetlerinin metalaşmasıyla birlikte daha fazla meta üretebilme ve daha fazla kâr elde edebilmek için çalışma saatlerinin uzaması ve iş yoğunluğunun artması saldırısı karşısında ayakta kalabilmek için geliştirdikleri stratejiler, doktorların ölümüyle sonuçlandı.
Kapitalist sermaye birikiminin kendi işleyişini ve mantığını dönüşüm programıyla kamuda da uygulamaya geçirmesinin sonuçlarını sağlık ve eğitim çalışanları, ölümlerinin yanında birçok fiziksel ve psikolojik hastalıkla ödüyor. Çalışanların yaşam hakkı için kamudaki dönüşüm programının acilen sonlandırılması gerekiyor. 

ESER SANDIKÇI /Radikal

Manşetler

DUYURU-4