209 Sayılı Yasa’da döner sermaye gelirlerinin nitelemesinde “personelin katkısıyla elde edilen” nitelemesi çıkartılarak sanki döner sermaye havuzu büyütülüyor gibi yapılırken, “İkinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarında ise personelin katkısı ile elde edilen döner sermaye gelirlerinden, o birimde görevli personele yapılacak ek ödeme toplamı, ilgili birimin carî yıldaki döner sermaye gelirinin yüzde 50'sini aşamaz” şeklindeki hüküm de değiştirilip döner sermaye ödemesinin sıfırlanması riski oluşturuluyor.
Maddenin yeni hali şöyle: “Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesislerinin bağış, faiz ve kira gelirleri ek ödeme dağıtımında kullanılamaz ve bu birimlerde görevli personele yapılacak ek ödeme toplamı, ilgili birimin cari yıldaki hizmet bedelinden ayrı olarak faturalandırılan ilaç ve her türlü tıbbi sarf malzemesi gelirlerinin yüzde 45'ini, diğer döner sermaye gelirlerinin ise yüzde 50’sini aşamaz”
Gerekçesi yok, ne anlama geldiği belli değil. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan açıklama, görüşün Maliye Bakanlığı’na ait olduğu yönünde. Şimdi bize düşen iki resim arasındaki farkları bulmak!
Deneyelim…
Demek isteniyor ki, bağış, faiz ve kira gelirlerini ödeme yapılacak havuzdan çıkarıyorum. Ayrıca hizmet bedelinden ayrı olarak faturalandırılan ilaç ve her türlü tıbbi sarf malzemesi gelirlerinden de ancak yüzde 45’ini dağıtacağım. Diğer döner sermaye gelirlerinin ise ancak yüzde 50’sini dağıtacağım.
Anlayabildik mi? Henüz değil.
Personele yapılacak ek ödemeye ilişkin temel madde olan 5. Maddeden “personelin katkısıyla elde edilen” ibareleri çıkarılıyor. Ancak diğer değişiklikle bağış, faiz, kira geliri zaten kapsam dışına çıkartılıyor; ilaç ve tıbbi malzeme gelirinin de yarısından azı ödenince bu değişikliğin lehe bir anlamı olmadığı ortaya çıkıyor.
Yapılan değişikliğin ruhunu kavrayabilmek için, bir de döner sermayenin gelir elde edeceği kalemlere göz atalım o halde.
1) Muayene, teşhis, tedavi, laboratuvar, tetkik ve tahlil işlerini,
2) Aşı, ilaç, serum, insan kanı ve kan ürünleri imâli ile istihsal veya imâl edilecek diğer maddeleri,
3) Bastırılan veya yaptırılan her nevi belgeleri,
4)Yabancı hastalara verilen sağlık hizmetlerini,
5) Sağlık alanında verilecek kurs, eğitim, araştırma, yayın ve danışmanlık hizmetlerini,
6) Diğer kamu ve özel sektör kuruluşlarının sağlık alanında sunduğu hizmetlere kredi notu verilmesini ve akredite edilmesini,
7) Atölye, tamirhane ve depolarda gerçekleştirilen sağlık hizmetleriyle ilgili montaj, demontaj ve proje işlerini,
8) Sağlık kurum ve kuruluşlarında üçüncü şahıslarca yapılacak sağlık alanı dışındaki tanıtım hizmetlerini,
9)Bakanlık sağlık kurum ve kuruluşlarının 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması, uzmanlık belgesi, sertifikasyon ve sınav hizmetlerini,
10)Gecikme zamları ve faiz gelirleri,
11) Diğer gelirler
Şimdi bakalım; yukarıda sayılan 11 madde içinden, personelin katkısıyla elde edilenlerden -personelin emeği olmadan gelir elde edilebilirmiş gibi-, bağış, faiz ve kira gelirleri çıkınca geriye ne kalıyor? Peki en büyük gelir nasıl elde ediliyor?
209 sayılı Yasa’nın 5. Maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikte iki risk görülüyor. Birincisi döner sermayeden yapılacak ödemelere ilaç gelirlerinin %45’i ve diğer döner sermaye gelirlerinin %50’si şeklinde iki ayrı baraj getirilmesi; ikincisi de diğer röner sermaye gelirlerinin Yasa’nın 3. Maddesinde sayılan gelirlerin 11. kalemindeki “diğer gelirler” şeklinde yorumlanıp uygulanması.
Yukarıdaki hesaba göre, özet olarak sabit döner sermayeler dışında sağlık çalışanlarına ödenecek ek ödeme kalıyor mu? Kalmıyor. Zaten de bu değişikliğin yapıldığı Tasarı, Kamu Özel Ortaklığı Kanun Tasarısı. Kamunun hastanesini kamunun arsasında yapan şirkete ödenecek kira ve benzerlerinin döner sermayeden ödeneceği planlandığı için bu değerleri üretenlere bir şey kalmamasının hedeflenmesi anlaşılabiliyor. Ancak bunun kelime oyunlarıyla yapılması yerine açıkça söylense de hepimiz de tam olarak anlasak ne yaptıklarını…
Daha geçtiğimiz haftalarda sağlık çalışanlarına “döner sermayeyle ilgili yönetmeliği yetiştiremedik, yeni yönetmelik çıkana kadar ödemeler için bekleyin” deyip, tepkileri görünce apar topar yönetmelik çıkaran Sağlık Bakanlığı belli ki çalışanların döner sermaye gelirlerine göz dikmiş durumda. Türk Tabipleri olarak yapılanları yakından takip ettiğimizi ve sağlık çalışanlarının emeklerine el koyma girişimlerine göz yummayacağımızı, bu tür girişimlerin TBMM Genel Kurulu’nda geri çekilmesini beklediğimizi kamuoyuyla paylaşırız.
Türk Tabipleri Birliği