Kalp cerrahisi sayesinde ortalama yaşam 10 yıl arttı

Kalp cerrahı Prof. Dr. Melih Us, "Kalp cerrahisi konusunda Avrupa'dan iyiyiz, Amerika ile yarışıyoruz" diyor ve ekliyor: "Kalp ve kardiyoloji cerrahisi, Türkiye'de ortalama yaşam süresini 10 yıl yükseltti. Toplum bilinci de gün geçtikçe artıyor."

Kalp cerrahı Prof. Dr. Melih Us, "Kalp cerrahisi konusunda Avrupa'dan iyiyiz, Amerika ile yarışıyoruz" diyor ve ekliyor: "Kalp ve kardiyoloji cerrahisi, Türkiye'de ortalama yaşam süresini 10 yıl yükseltti. Toplum bilinci de gün geçtikçe artıyor."

Kalp ameliyatı için yurt dışına gidilen günler çok gerilerde kaldı. Türkiye'de her yıl 50-60 bin açık kalp ameliyatı yapılırken, İngiltere'de bu sayı 18 bin. Şu anda Türkiye'de kalp cerrahisi ile ilgili teknik donanım pek çok Avrupa ülkesinde yok. Kalp cerrahı Prof. Dr. Melih Us, "Kalp cerrahisi konusunda Avrupa'dan iyi olduğumuzu yürekten söyleyebilirim" diyor. Yaptığı pek çok ameliyat ile literatüre giren Us, yeni dönem kalp ameliyatlarını ve bu ameliyatların geleceğiyle ilgili sorularımızı yanıtladı...

YAŞAM SÜRESİ UZADIKÇA KALP CERRAHİSİNE İHTİYAÇ ARTIYOR
Sizce açık kalp ameliyatları yakında tarih mi olacak ?
Teknoloji geliştikçe ve ortalama yaşam süresi uzadıkça; hem kalp cerrahisi şekil değiştiriyor, hem de insanlığın kalp cerrahisine ihtiyacı artıyor. Minimal invasiv yöntemler dediğimiz küçük cerrahi kesilerle kalp ve damar ameliyatları giderek daha yaygın hale geliyor. Bu yöntemler Türkiye'de birçok merkezde başarı ile uygulanıyor. Ancak bu tip işlemler, yapılan tüm cerrahi işlemlerin az bir kısmını oluşturuyor ve ancak seçilmiş hasta gruplarında uygulanabiliyor.

TÜRK CERRAHLAR ÇOK BAŞARILI
Amerika'da kalp kapakçığı değiştirme ameliyatları artık daha çok kapalı olarak yapılıyor. Türkiye'de ise bu yöntem çok az uygulanıyor. Sizce Türkiye bu konuda geri mi kaldı?
Türk kalp cerrahları, en az Amerika'daki meslektaşlarımız kadar başarılı. Bahsettiğiniz yöntem; kasık bölgesinden atar damara girilerek, kalbin aort kapağına suni kapak yerleştirilmesi. Bu yöntem ülkemizde de uygulanıyor. Ama açık kalp ameliyatına göre daha basit bir yöntem olmasına rağmen, yeni teknolojik aparatlar kullanıldığı için maliyeti daha yüksek. Ve bu yöntemin de sınırlamaları var, ayrıca her hastaya uygun değil. Bu yöntemle uygulanan kapakları; biyolojik kapak olduğu ve orta-uzun dönem sonuçları da henüz belli olmadığı için sınırlı hasta grubunda kullanmakta fayda var.

ROBOT BULAŞICI HASTALIĞI OLANLAR İÇİN İDEALDİR
Robot artık kalp cerrahisinde çok kullanılıyor; sizce robot ne zaman tercih edilmeli?
Kalp cerrahisi son derece yetenek gerektiren ve hataya yer olmayan ince bir iştir. Robot; kapak ameliyatı ve doğuştan rahatsızlıkların tedavisinde, biraz daha kaba cerrahi olduğu için rahatlıkla kullanılabilir. Ancak kalbi besleyen damarların ameliyatında, 1-2 mm'lik damarlara bypass yaparken tercih edilmemesi gerekir. Ancak hastanın bulaşıcı hastalığının olması gibi özel durumlarda kullanılabilir. Robot cerrahisine alternatif olarak kapak ve doğumsal kalp hastalıklarında 8-10 santimlik minimal kesilerle bu ameliyatları yapmak mümkün. Her ne kadar robot cerrahisinde gelişmeler yüz güldürücü olsa da, kalp cerrahisinde kullanım oranı çok düşüktür.

VEJETARYENLİK SORUN OLABİLİR
Vejeteryanlık kalp sağlığı için zararlı mı?
Bazı kişiler vejetaryenliği iyi tolere edebiliyor, ancak bazılarında problem çıkabiliyor. Bu konudaki genellemeler son derece sakıncalıdır, her şey kişiye özel değerlendirilmelidir.

CERRAHIN HIZINDAN ÖNCE TECRÜBESİ ÖNEMLİ
Kalp cerrahının başarısı elinin hızında mı saklıdır, ameliyatı ne kadar çabuk bitirirse o kadar iyi midir?
Cerrahın elinin hızlı olması, dolayısıyla ameliyatın kısa sürmesi; hasta için oluşabilecek komplikasyonları en aza indirmesi açısından son derece önemlidir. Özellikle kalbi durdurduğumuz ameliyatlarda; kalp, makinaya ne kadar az maruz kalırsa, makinaya bağlı oluşabilecek yan etkiler de o kadar az olur. Ancak bence hızdan daha da önemli olan, beklenmeyen bir komplikasyon geliştiğinde cerrahın tecrübesi ve olayı yönlendirebilme yeteneğidir.

YURT DIŞINDAN HASTA GELİYOR
Sizce Tür hastalar hangi tedaviler için yurt dışını tercih edebilir?
Şu anda Türkiye'nin, kalp cerrahisi ve kardiyoloji alanlarında Avrupa'dan iyi olduğunu yürekten söyleyebilirim. Ancak Amerika ile karşılaştırdığımızda, yardımcı sağlık personelinin sayısı konusunda ülkemizde eksiklik mevcut. Ancak genetik yapımızdan dolayı damarlarımızın çapı ince ve bu tip ince damarlarda Türk kalp cerrahları son derece tecrübeli. Ülkemizde dünya üzerinde uygulanan tüm kalp cerrahisi tedavileri başarı ile uygulanıyor ve Türk cerrahlar yeniliklere açık olduğu için tüm yenilikleri anında Türkiye'ye getiriyorlar. Hatta son zamanlarda ülkemiz yabancı hastaları da çekiyor.

STRES KALBİ YORAN ETKENLERDEN BİRİ
Uzun yıllardır kalp cerrahı olan biri olarak, kişinin psikolojinin kalp sağlığını etkilediğine inanıyor musunuz? Büyük üzüntüler, stres, sıkıntılar, yoğun işler sizce gerçekten kalp ameliyatlarına yol açıyor mu, yoksa bu yerleşmiş bir mit mi?
Stres, kalp hastalıklarında direkt etkili ancak tek başına bir etken değil. Genetik faktörler, tütün kullanımı, beslenme alışkanlıkları gibi birçok faktörün etkilemesi sonucu bu hastalıklar oluşuyor ve bu süreç 10-20 yıllık uzun bir dönemi kapsıyor.

TOPLUM BİLİNCİ GİDEREK ARTIYOR
Kalp cerrahisinde son bir yıldaki en büyük yenilik sizce nedir?
Aslında son 10 yılda kalp cerrahisi ve kardiyoloji sayesinde ülkemizde ortalama yaşam 10 yıl arttı. Son bir yıldaki en önemli gelişme ise, toplum bilincinin artmasıdır. Kalp hastalıklarının kader olmayıp önlenebilir olduğunun işlenmesi ve bu konudaki derneklerin başarısı en büyük yenilik bana göre.

Şişman hastalara kalp ameliyatı yapma konusunda tereddütler yaşıyor musunuz?
20 yıl önce bu tip yaklaşımlar mevcuttu. Hastaların bazıları, zayıflaması beklenirken kaybediliyordu. Hasta şişman olsa da, gerektiği anda ameliyat edilmelidir. Bizim işimizde riski azaltmak önemlidir ama en büyük risk, ölüm riskidir.

DİYET DÜZENLEMEK DİYETİSYENLERİN İŞİ
Her türlü diyetin kalp sağlığı için çok yararlı olduğuna inanıyor musunuz?
Diyet konusunda genellemelere son derece karşıyım. Her kişinin metobolizması farklı çalışır. Öncelikle kan tetkikleri ile kişinin yapısı ortaya konmalı ve kişiye özel diyet düzenlenmelidir. Kişinin tüketemediği gıdalar diyetinden çıkarılmalı ve kolay tüketebildiği gıdalar ile diyeti düzenlenmelidir. Biz de metabolizmayı ortaya koyup, diyetin tarzını belirleyip diyetin düzenlenmesini diyetisyenlere bırakmalıyız.

 

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ