Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pediatrik Kalp Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Eylem Tunçer, son 50-60 yılda hızla gelişen tıbbi teknolojilerle beraber tüm dünyada kalp cerrahisi alanında büyük aşama kaydedildiğini, bu gelişmeler sayesinde kalp anomalisi ile doğan birçok bebek, çocuk ve yetişkinin artık cerrahi tedavi şansına eriştiğini belirtti.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, pediatrik kalp cerrahisi sırasında ve sonrasında hastaları nelerin beklediğine dair görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Tunçer, konjenital kalp defektlerinin tüm canlı doğumlarda binde 5 oranında görüldüğünü aktardı.
Tunçer, "Pediatrik kalp cerrahisi, yaşları yeni doğan döneminden yetişkinliğe kadar olan bir hasta grubu ile ilgilenir. Son 50-60 yılda hızla gelişen tıbbi teknolojilerle beraber tüm dünyada kalp cerrahisi alanında büyük aşama kaydedilmiştir. Bu gelişmeler sayesinde kalp anomalisi ile doğan birçok bebek, çocuk ve yetişkin artık cerrahi tedavi şansına erişmektedir." ifadelerini kullandı.
Kalp ameliyatı planlanan bir çocuğa ameliyat öncesi yapılacak birtakım işlemlerin olduğuna işaret eden Tunçer, şu bilgileri verdi:
"Çocuğunuz ameliyattan birkaç gün önce hastaneye yatırılır. Çocuk doktoru tarafından tüm sistem muayeneleri değerlendirilir. Çocuğunuzun ameliyat öncesi herhangi bir enfeksiyonu olmaması, ameliyat sonrası iyileşme dönemi için çok önemlidir. Bunun yanında kalp hastalığı dışında diğer sistemlerle ilgili hastalıkları tespit edip değerlendirmek, bu hastalıklardan doğabilecek sonuçlara hazırlıklı olunması açısından son derece önemlidir. Birtakım rutin kan tahlilleri ve idrar tahlili yapılır. Çocuk doktoru ya da kalp cerrahisi ve kardiyologlar tarafından gerekli görüldüğü takdirde birtakım görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir. Ameliyat için kan hazırlığı yapılır. Hasta ameliyattan direkt yoğun bakıma çıkar. Bu noktada halen anestezi etkisinde ve solunum cihazına bağlıdır. Hastalığının durumuna göre ameliyat sonrası ilk birkaç günü yoğun bakımda geçirecektir."
Fiziksel ve psikolojik olarak hazırlığın ameliyat öncesi dönemde başladığının altını çizen Tunçer, ailelere "Bu noktada doktorlarınızla düzgün iletişimde olmanız, çocuğunuza ameliyat olacağı konusunda dürüst davranmanız, gerekirse çocukla hastane psikoloğu varlığında konuşmanız ve onu olacaklar konusunda önceden bilgilendirmeniz, çocuğunuzun bu süreci daha kolay atlatmasına yardımcı olacaktır." önerisinde bulundu.
"Kemiğin tekrar kaynama döneminde sabit kalması şarttır"
Tunçer, açık kalp ameliyatı sonrasında çocukların yorgun ve üzgün olabileceğini, hatta ameliyat öncesi doğru bilgilendirilmeyen bazı çocukların ebeveynleri ile ilk birkaç gün iletişim kurmayı reddettiğini belirtti.
Eylem Tunçer, ameliyat sonrasında yapılması gerekenlere de değinerek, şöyle devam etti:
"Çocuğunuz servise boynunda büyük bir damar yolu, göğüs kafesinden çıkan 'göğüs tüpü' dediğimiz drenleri ile gelecek. Drenler 2-3 gün içinde alınır. Çok nadir durumlarda uzamış göğüs drenajı gerekebilir. Çocuğunuzun göğüs ön yüzünde yukarıdan aşağı uzanan ameliyata ait yarası (sternotomi) olacak. Ameliyat yarası kapalı kalp ameliyat yapılan bazı hastalarda göğüs yanında olur (torakotomi). Sternotomi yapılan hastalarda aynı zamanda olası ritim bozukluklarına müdahale etmek için yerleştirilen pace telleri olacak. Sternotomi yapılan hastalarda kalbe ulaşma için gördüğünüz yaranın altındaki sternum dediğimiz kemik kesilir ve ameliyat sonrası çelik tellerle yaklaştırılır. Bu kemiğin tekrar kaynama döneminde sabit kalması şarttır. Bu nedenle çocuğun 2 ay süre ile sırtüstü yatması, yan dönmemesi, yatıp kalkarken mutlaka sizin yardımınız ile düz bir şekilde doğrulması gerekmektedir. Elbette çok küçük çocuklarda ve bebeklerde bu düzeni sağlamak zordur ama yine de azami özen göstermek işe yarayacaktır."
Ameliyatın ilk günlerinde iştahsızlığın çok yaygın bir bulgu olduğunu fakat endişe edilmemesi gerektiğini anlatan Tunçer, ağrı kontrolünün servis döneminin konforu açısından çok önemli olduğunu, bu amaçla düzgün aralıklarla çocuğa ağrı kesici verileceğini aktardı.
Tunçer, bunun çocuğun hareketlendirilmesi, ayağa kaldırılması, yürütülmesi ve solunum egzersizlerinin yapılabilmesi için gerekli olduğunu, bu ufak egzersizlerin iyileşme sürecinde çok büyük etki yaratacağını vurguladı.
Süt çocuklarının anne ile iletişiminin korunması ve emzirmenin teşvikinin yoğun bakımda çocuk emebileceği duruma geldiği andan itibaren hastanede anne sütü hemşireleri tarafından uygulandığını kaydeden Tunçer, ememeyen çocukların annelerinden çocuğa mide tüpü ile ulaştırılmak üzere sütlerini sağıp getirmelerinin istendiğini bildirdi.
Doç. Dr. Tunçer, hastanın servis döneminin ardından normal koşullarda ortalama bir hafta içinde taburcu edilmeye hazır hale geleceğini, taburcu edildikten bir hafta sonra ise dikişlerinin alınarak, ilk eko ve muayenenin yapılacağını belirtti.
"Evinize çok ziyaretçi kabul etmeyin"
Evde tedavisi devam eden çocukların ailelerine ise Tunçer, şu tavsiyelerde bulundu:
"Halen çocuğunuzun yatış ve kalkış pozisyonuna dikkat ediyor olacaksınız. Unutmayın. Çocuğunuzun beslenmesi için özel kısıtlamalar yok. Tavsiye edilen genel sağlıklı beslenme kuralları çerçevesinde olmak koşulu ile çocuğunuzu yaşına uygun şekilde besleyebilirsiniz. İlaçlarını önerildiği şekilde düzgün kullanın. Banyo yapabilir ama yarayı keselemeyin. Yarada beklenmedik bir akıntı veya kızarıklık olması halinde doktorunuza danışın. Yaranın çok kabarmadan iyileşmesi için plastik cerrahlar tarafından kullanılan kremler var. Doktorunuzdan isteyebilirsiniz. Böylece çocuğunuzun yarasından duyacağı rahatsızlık azalacaktır. Kontrollerinizi aksatmayın. Evinize çok ziyaretçi kabul etmeyin. Çocuğunuzu sosyal hayattan kısıtlamayın. Temiz havaya çıkarın. Hayata karışmasına izin verin ama bunu yaparken çok kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçının. Okul çağı çocukları taburculuktan sonra ortalama 1 ay içinde okullarına dönebilir. Öğretmenlerini ameliyatı konusunda bilgilendirin. Ameliyat sonrası 3 ay içinde kardiyoloğunuzun izni dahilinde çocuğunuzu spor aktivitelerine yönlendirebilirsiniz."
Ailelerin çocuklarından ameliyat olacağını saklamamaları gerektiğini ifade eden Tunçer, ameliyat öncesi ve sonrası serviste ziyaretçi kabul edilmemesi gerektiğine dikkati çekti.