Kabak, salatalık, ıspanak, avokado, mısır Sarı Nokta’ya karşı!

İleri yaşlarda görme kayıplarının en önemli nedeni olan Sarı Nokta hastalığı (Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu), makuladaki ışığa duyarlı hücrelerin,..

İleri yaşlarda görme kayıplarının en önemli nedeni olan Sarı Nokta hastalığı (Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu), makuladaki ışığa duyarlı hücrelerin yanlış çalışması veya artık çalışamaması durumunda ortaya çıkıyor. Kabak, salatalık, ıspanak, avokado gibi meyve ve sebzeler, mısır gibi sarı bitkiler Sarı Nokta’nın oluşumunu geciktiriyor.

Uzmanlar göz sağlığını korumak ve ileri yaşlarda görme kayıplarına neden olan Sarı Nokta’yı engellemek için yeterli miktarda lutein ve zeaksantin tüketilmesini öneriyor. Lutein kabak, salatalık, ıspanak, avokado gibi meyve ve sebzelerde bulunurken, zeaksantin karakteristik rengi sarı olan mısır ve diğer sarı bitkilerde bulunuyor.

Lutein hem antioksidanlarla direk olarak hem de mavi ışığı absorbe etmesiyle Sarı Nokta’yı yavaşlatmada önemli bir rol oynuyor. Çeşitli araştırmalar, Lutein almanın gözdeki pigmentasyon arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu; mavi ışık hassasiyetini %90’lara kadar azaltabileceğini gösteriyor. Bu durum, aynı zamanda bitkilerin kendilerini güneşe karşı korumalarındaki en önemli neden olarak da biliniyor.

Retinadaki iki karotenoid içereni olan zeaksantin üzerine yapılan araştırmalar, düşük miktarda zeaksantinin ve luteinin göz sağlığını olumsuz etkilediğini ortaya çıkartıyor.

“Beslenme” Sarı Nokta hastalığının ilerleme aşamasını değiştirilebilecek tek faktör olarak gösterilse de, her gün yeterli miktarda lutein içeren meyve ve sebze tüketilmesinin zor olduğu biliniyor. Çünkü yeterli miktarı almak için belirtilen besinlerden günlük olarak çok fazla miktarlarda tüketmek gerekiyor (örn: Günlük 1,2 kg mısır veya 48 adet yumurta gibi). Bu durumda Sarı Nokta hastalığı için özel olarak üretilmiş özel göz vitaminlerini tüketerek, antioksidan açığı tamamlanabiliyor. İçeriğinde göz için yararlı olacak bütün vitamin ve antioksidanları bulunduran mikronutrisyon* ürünleri hastalığın ileri evreye geçme riskini azaltabilmekte.

* Mikronutrisyon, mikro beslenme ile eş anlamlı olup, özellikle vücut için gerekli besin desteklerinin istenen oranda alınması şeklinde tanımlanabilir. Mikro beslenmenin en net örneklerinden birinin lutein ve diğer antioksidanlar içeren vitaminler olduğu söylenebilir.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ