E.Mehmet YILMAZ
ERZURUM (İHA) - Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, son zamanlarda internetten hastalık ve tedavi araştırma hastalığının çoğaldığını belirterek hastalık belirtilerine internet üzerinden tanı arayan kişilerin genellikle kaygılı, yakınlarını kaybetmekten korkan, özgüveni düşük, dayanıksız, karamsar kişiler olduğunu söyledi.
Uzmanı Dr. Orhan Karaca; "Hipokondriazis (Hastalık Hastalığı) bir takım bedensel belirtilerin, ısrarcı bir şekilde, olumsuz ve felaket habercisi gibi yorumlandığı bir hastalıktır. Bu hastaların, kendilerinde olduğunu düşündükleri tıbbi sorunlarıyla ilgili tatmin edici cevap arama davranışları abartılı düzeydedir. Yapılan tetkikler ve muayeneler onları ikna etmez ve cevap arayışları daha ileri merkezlerde, daha ileri tetkikleri denemeyi amaçlayarak devam eder. Siberkondri de bunun değişik bir versiyonudur.
Bu durumu yaşayan kişi internet arama motorlarına merak ettiği her şeyi yazıp, araştırır. Forumlar, doktor-hasta arasında geçen soru-cevap görüşmeleri, hastalıklarla ilgili film ve tetkik bilgileri, tıbbi bilgileri içeren diğer medikal siteler, ilaç bilgileri, ilaçlarla ilgili yorumlar, alternatif tıp, bitkisel çözüm önerilerinin yer aldığı siteler bu hastalar için başlıca başvuru kaynaklarıdır. Bu hastalar yaşadıkları belirtilerin hangi hastalıklarda görülebileceğini öğrenmeye çalışırlar. İhmal ettikleri şey tanı koymak için sadece belirtinin yetmediğidir. Hatta yaşadıkları belirti başka hastalıklarda da görülebilir. Örneğin baş ağrısı, beyin tümörünün de belirtisi olabilir, sinüzit, göz tansiyonu, görme kusurları, tansiyon, omurga sorunları, diğer romatolojik hastalıklar ve stresin de belirtisi olabilir.
Ayrıca bir hastalığın sıklığı, yaygınlığı, hastalığın ortaya çıkmasını sağlayan diğer risk faktörlerinin de gerekliliği ihmal edilmemelidir. Kimi zaman kaygılarını azaltmak için tetkik yaptırma yolunu seçen hastalar zaman, enerji ve para da kaybetmektedirler. Zira tetkik düşünülen sebebe yönelik yapılır. Körlemesine yapılmaz.
Örneğin kimi tümörlerin tespiti için MR, kimi tümörler için anjiyografi, kimi tümörler için de bir başka tetkik daha uygun olabilmektedir. Belirtilerine internet üzerinden tanı arayan kişiler genelde kaygılı, evhamlı, olumsuza odaklanan, yakınlarını kaybetmekten korkan, özgüveni düşük, dayanıksız, karamsar kişilerdir. Asıl tehlike kişinin hastalığı yokken hastaymış gibi önlemler alması, hastalığı varken belirtilerini ihmal edip önemsemeyebilecek yanlış verilere odaklanması, kullanması gereken ilaçları forumlara bakarak kullanmamaya karar vermesi, kullanmaması gereken ilaç ve destek ürünlerini de kullanmaya çalışıp kendine biyolojik, psikolojik ve ekonomik yükler ortaya çıkarmasıdır.
Kimi zaman bu kişiler bakım verdikleri çocuklarını da internetteki doğruluğu belli olmayan bilgilerle tedavi (!) etmeye çalışabilirler. Bu davranışları ile atlayacakları ciddi bir hastalık kadar, önemsiz olan bazı belirtilerden dolayı birçok gereksiz ilaç kullanımının yolunu da açılabilirler. Bu hastalar çoğu zaman başka psikiyatrik belirtileri nedeniyle psikiyatra başvurduklarında, diğer branş hekimlerinin yönlendirmesiyle ya da eşinin önerisi ve ısrarı ile psikiyatra başvurduklarında fark edilirler.
Unutulmamalıdır ki; Belirtiden tanı koymak yeterli olsaydı tıp eğitimi uzmanlıkla birlikte 11-12 sene olmazdı. İnternet yararlı olduğu kadar zararlı bilgileri de içermektedir. Bunu ancak bu konuda eğitim almış biri ayırt edebilir. Bitkisel çözüm yolları içinde denenmemiş ve riskli yöntemler de olabilmektedir. Kimi bitkisel yöntemler organ kayıplarına bile yol açabilmektedir. Aşırı sağlık kaygısı nedeniyle kendine ve yakınlarına zarar veren kişiler profesyonel psikiyatrik destek almalıdırlar. Aşırı internet kullanımı ve hastalık kaygısı hem kişiye hem de çevresindekilere bedel ödetebilmektedir.
KİMİ HASTALARA HEKİMLERE FİKİR VERMEYE ÇALIŞIYOR.
Karaca, “Kimi hastalar kendilerini muayene eden hekimlere fikir vermeye(!) çalışmakta, tetkik alternatifleri sunmakta, yapılan önerilere ve çıkarılan tedavi planına “ama Google’a baktığımda farklı şeyler okumuştum” şeklinde itiraz edebilmektedir. Bir ilacın birçok rahatsızlıkta kullanılabileceği unutulmamalıdır. “Ben X ilacını kullandım ve iyi bir ilaç olduğunu düşünmüyorum” diyen bir kişinin bu ilacı hangi gerekçeyle aldığı, ilacı bir doktorun verip vermediği, ne kadar ve hangi dozda kullanması gerektiği de dikkat edilmesi gereken önemli noktalardandır. Benzinli arabası olan birinin dizel yakıtı kötülemesi, dizel araba kullanan birinin benzini kötülemesi bu yakıtların kötü olduğunu göstermez. Sadece kötüleyen kişilerin bu yakıtları muhtemelen kullanmaması gereken yerde, yanlış kullandığını gösterir. Siberkondri tedavisi psikoterapi ve gerekiyorsa ilaç tedavisidir. Özellikle kişinin bu kaygılı tutumunun zeminini anlayabilmesi ve bununla ilgili süreci yönetebilmesi, farkındalığının artması oldukça önemlidir.” dedi.