İnsülin iğnesi tarihe mi karışıyor!

İngiltere’de bilimsel araştırmalar sonucu geliştirilen yeni bir implant sayesinde, insülin iğneleri tarih olabilir.

İngiltere’de bilimsel araştırmalar sonucu geliştirilen yeni bir implant sayesinde, insülin iğneleri tarih olabilir.

 

Karın bölgesine yerleştirilen kol saati büyüklüğündeki implant, iğnesiz bir şekilde vücuttaki insülin oranını kontrol altına alıyor. Uzmanlar insanlar üzerindeki deneylerin 2016’da başlayacağını ve implant’ın 10 yıl içinde kullanıma hazır olacağını belirtti. 

İnsülin nedir?

İnsülin, vücudumuzda midenin arka tarafına yerleşmiş, yaprak şeklinde bir organ olan pankreasın beta hücrelerinden salınan bir hormondur. Kanda serbest olarak dolaşan şekerin hücre içine girmesini sağlar. Böylece hem kandaki şeker düzeyi normal seyretmiş hem de yaşam için enerji sağlanmış olur.

Yediklerinizden enerji olarak faydalanabilmeniz için vücudunuzdaki insülin yeterli ve etkili olmalıdır. Çünkü hücrelere glikozun girişi için kapıyı açan anahtar insülindir. Diyabetlilerde ise pankreas yeterli insülini üretemez ya da üretilen insülin vücutta etkili bir şekilde kullanılamaz. Bu da kan şekerinin yükselmesine neden olur. Bu durumda vücudunuz için hayati öneme sahip olan insülini dışarıdan sağlamanız gerekir.

 


İnsülinleri nerede ve nasıl saklamalısınız?

İnsülin enjeksiyonunda kalem kullanıyorsanız, kalemi buzdolabına koymaya gerek yoktur. Oda ısısında (25 dereceye kadar) saklayabilir, çantanızda taşıyabilirsiniz. Fakat kaleminizi direkt güneş ışığına maruz bırakmayınız. Kalem dışındaki diğer yedek insülin flakon ve kartuşlarınızı buzdolabının kapağında orta tarafında 2 - 8 derece arasında saklayınız.

İnsülinlerinizi asla dondurucu bölümlere koymayınız, dondurmayınız. Donmuş insülinleri de kullanmayınız.

Seyahat esnasında yedek insülinlerinizi, insülin seyahat çantalarıyla muhafaza etmeye çalışınız. Uçak yolculuğu yapacaksanız, hava yollarına bilgi veriniz, insülinlerinizi yanınıza alınız.

Açılmış insülinlerinizi 28-30 gün süre ile kullanabilirsiniz. Eğer bu sürenin sonunda insülininiz bitmediyse kalanını kullanmayınız, yenisini açınız. İnsülin satın alırken de son kullanma tarihine ve insülininizin ticari ismine dikkat ediniz, yanlış insülin almayınız.

İnsülinleri nerelerden ve nasıl uygulamalısınız?

İnsülinler kol, bacak, karın ve kalçadan uygulanmaktadır. İnsülin emiliminin en iyi olduğu bölge ise karın bölgesidir. İnsülini kalbe ne kadar yakın bölgeye enjekte ederseniz, emilimi o kadar çabuk olur. Dolayısıyla kol, bacak ve kalça bölgelerine doğru insülinin emilim hızı giderek azalır.

Enjeksiyon sonrası o bölgeye masaj, ısı uygulaması yapmak, o bölgede geçici ısı artışı olması ve o bölgeye egzersiz uygulanması insülin emilim hızını artırır. Örneğin, ağırlık çalışan birinin kollarına, futbol oynayan birinin bacaklarına, mekik çeken birinin karnına insülin yaptıktan sonra, bu kişinin egzersiz yapması insülinin hızla emilmesine neden olur.

İnsülinler; insülin enjektörü, insülin kalemleri ve insülin pompalarıyla deri altına (subkutan dokuya) uygulanır. Yaptığınız insülinin daha etkili olması için insülin uygulama bölgelerinizi rotasyon tekniği ile değiştiriniz. Giysilerinizin üzerinden kesinlikle insülin enjeksiyonu yapmayınız. Her enjeksiyonda yeni iğne ucu veya yeni insülin enjektörü kullanınız.

- Sürekli aynı bölgeden ve aynı iğne ucu ile insülin yapmak, 
- Enjeksiyon bölgesinde şişlik, sertlik ve morarmalara,
- Enjeksiyon bölgesinde insülin birikimine,
- Lipoatrofi(enjeksiyon bölgesinde yağ dokusu kaybı ve erimesine bağlı oluşan çukurlar) ve lipohipertrofilere (yağ dokusu birikimi sonucu enjeksiyon bölgesinde oluşan sertlikler) yol açmaktadır.
Dolayısıyla hem canınız daha çok yanar, hem enfeksiyon riskiniz artar, hem de insülininizin etkinliği azalmış olur.

 


İnsülin enjeksiyonunuzu nasıl yapmalısınız?

• Öncelikle ellerinizi ılık su ve sabunla yıkayınız.
• Yapacağınız insülin dozunuzu hazırlayınız (insülin kalemi / insülin enjektörü ile)
• Enjeksiyon yapacağınız bölgeyi alkollü pamukla siliniz ve kurumasını bekleyiniz.
• Enjeksiyon yapacağınız yeri iki parmağınızla kıstırarak kaldırınız (çimdikleme tekniği) ve iğnenin metal kısmını bu bölgeye dik olarak, sonuna kadar batırınız.
• Pistonu sonuna kadar iterek ayarladığınız insülin dozunuzun hepsini enjekte ediniz ve iğneyi çekmeden önce yavaş yavaş 10’a kadar sayınız.
• Daha sonra iğneyi yine dik olarak çekiniz ve kuru pamukla enjeksiyon yerine sadece bastırınız, ovuşturmayınız. 
•Kullandığınız insülin enjektörü veya kaleme taktığınız iğne ucunu çıkartarak atınız ve kaleminizin kapağını kapatınız.
• Kısa ve uzun etkili insülinler berrak görünümlü, orta etkili ve karışım (mix) insülinlerin ise bir çoğu bulanık görünümlüdür. İnsülininizin hangi gruptan olduğunu hekim veya hemşirenizden öğreniniz. Eğer insülininiz bulanık görünümlü ise enjeksiyonunuzu yapmadan önce tamamen karışması için insülin kaleminizi veya insülin şişesini ellerinizin arasında 10 kez yavaş yavaş yuvarlayarak iyice karışmasını sağlayınız, daha sonra insülin dozunuzu ayarlayınız.
• İnsülininizi hangi vakitlerde, yemekten ne kadar zaman önce ya da hangi saatlerde, nasıl yapmanız gerektiğini mutlaka öğreniniz.

Eğer insülininizi insülin enjektörü ile yapacaksanız

• İnsülin şişenizin tepesini alkollü pamukla siliniz.
• Kullanacağınız doz kadar havayı enjektörünüze çekip, sonra bu havayı insülin şişesine boşaltınız.
• İstenilen insülin dozunu enjektörü şişeden hiç çıkartmadan, şişeyi ters çevirerek enjektöre çekiniz.
• Kesinlikle insülin enjektörü dışında bir enjektör kullanmayınız.
• Hazırladığınız insülini yukarıdaki uyarıları dikkate alarak enjekte ediniz.
• İnsülin enjeksiyonunu asla giysilerinizin üzerinden yapmayınız.


Kimler insülin enjeksiyonuna ihtiyaç duyar?

• Tip 1 Diyabetliler (insüline bağımlı şeker hastaları)
• Gebe diyabetlilerin bazıları
• Ağızdan alınan şeker düşürücü haplara yanıt vermeyen Tip 2 diyabetliler
• Akut ve kronik komplikasyonları olanlar
• İdrarda şeker pozitifliği olanlar
• Acilen cerrahi girişim yapılmasına karar verilip şekeri yüksek seyreden hastalar
• Pankreadektomi geçiren tüm hastalar
• Diyabete bağlı olarak sinir sistemi göz ve böbreklerinde hasar oluşmuş diyabet hastaları.

İnsülin tedavisinin amaçları nelerdir?

• Diyabetin diğer organlarda oluşturacağı sorunları önlemek,
• Kan şekerini normal düzeye getirmek ve bu düzeylerde tutmak,
• Önlenemeyecek düzeyde sorunlar oluşmuşsa ilerlemelerini durdurmak,
• Hamilelik ve bebekle ilgili komplikasyonları önlemek,
• Çocuklarda büyüme ve gelişmeyi sağlamak.

İnsülin çeşitleri nelerdir?

• Çok kısa etkililer
• Kısa etkililer
• Orta etkililer
• Uzun etkililer
• Karışık insülinler 

Kullandığınız insülinin hangi gruba girdiğini, hangi zamanlarda, nasıl kullanmanız gerektiğini doktorunuzdan veya diyabet eğitim hemşirenizden öğreniniz.



Kan şekeriniz beklenmedik bir şekilde düştüyse

Hipoglisemi, kan şekerinde düşüş (60 mg/dL) olması durumudur. Yüklü dozda ilaç, insülin, egzersiz, yetersiz beslenme ve stres hipoglisemiye yol açabilir.

Eğer hasta baygın değilse ve bir şeyler yutabilecek durumda ise, tedavi olarak ağızdan glukoz (kesme şeker, bal, reçel, meyve suyu veya glikoz tablet) verilmelidir. Hipoglisemi çikolata ile tedavi edilemez. Çünkü çikolatanın içindeki yüksek miktardaki yağ şekerin emilimini yavaşlatır. Dolayısıyla kan şekerini hızlıca yükseltemezsiniz. Oysa amaç o anda kan şekerinin hızlıca normale dönmesini sağlamaktır.

Hastanın bilinci kapalıysa doğrudan glucagon enjeksiyonu uygulanır. İnsülin enjeksiyonundaki cildi kabartma işlemi bu enjeksiyonda yapılmaz.

Direkt kas içine enjekte edilir. Diyetisyeninizin önerdiği ara öğünü vaktinde almayı ve yanınızda mutlaka kesme şeker ya da meyve suyu bulundurmayı ihmal etmeyiniz. Yanınızda diyabet kimlik kartınızı taşımayı da unutmayınız.

Aile bireylerinizin, arkadaşlarınızın ve yardımcılarınızın düşük kan şekeri belirtilerinin neler olduğunu ve nasıl tedavi edildiğini öğrenmeleri, sizin için hayati önem taşır.

Hipoglisemi belirtileri

• Görme bozukluğu
• Anksiyete
• Titreme
• Başağrısı
• Açlık
• Güçsüzlük / yorgunluk
• Aşırı sinir
• Terleme
• Kalp çarpıntısı
• Baş dönmesi

Kan şekerinde yükselme: Hiperglisemi

Günlük açlık kan şekerinin 125 mg/dL’nin üzerinde ve günün herhangi bir saatinde kan şekerinin 200 mg/dL ve üzerinde olması durumudur.

Belirtileri nelerdir?


• Sık idrara çıkma 
• Bulanık görme
• Uyku hali, yorgunluk
• Ayak tabanlarında yanma hissi, karıncalanma, uyuşma hissi
• Deride kuruma ve kaşıntı
• Kesik ve yaraların geç iyileşmesi
• Sık sık enfeksiyon geçirme

Hiperglisemi nedenleri nelerdir?

• İlaçları uygun dozda kullanmamak
• Diyete uymamak, fazla yemek
• Egzersiz yapmamak
• Enfeksiyon, stres



Unutmayın!
• İnsülin hayat kurtarıcıdır, bağımlılık yapmaz.
• En mükemmel tedavi yöntemidir.
• Uygun kullanıldığı takdirde hiçbir zararı yoktur.
• Kullanmakta gecikmeyin. Eğer bir sorununuz olursa mutlaka sağlık görevlinize başvurun ve diyabet kimlik kartınızı yanınızda taşımayı ihmal etmeyin.



Dr. Tahir Haytoğlu - Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü
 

Manşetler

DUYURU-4