"İnmenin üç erken belirtisinde hemen 112'yi arayın" uyarısı

Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu: "Yüzde kayma, kolda güçsüzlük, konuşma bozukluğu varsa hemen 112 Acil aranmalı. Ekipler hastayı doğrudan inme merkezine getirecektir. Bu, tedavi için çok önemli süre kazanımı sağlar"

"İnme görülme sıklığı son 20 yılda neredeyse iki katına çıktı, sadece yaşlılarda değil, gençlerde de görülüyor. 30-45 yaş aralığında inme sıklığında yıllar içinde hep yükselme var"

Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, yüzde kayma, kolda güçsüzlük ve konuşma bozukluğunun inmenin ilk belirtileri olduğuna dikkati çekerek, "Bu belirtilerde hemen 112 Acil aranmalı. Ekipler hastayı doğrudan inme merkezine getirecektir. Bu, tedavi için çok önemli süre kazanımı sağlar." dedi.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı da olan Topçuoğlu, 29 Ekim Dünya İnme Günü öncesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, inmenin beyin damarlarında tıkanma veya beynin içine olan kanamalar sonucu meydana gelen, ani gelişen bir hastalık olduğunu anlattı.

Genellikle yaşlılarda görülen inmenin yürüme, konuşma, yemek yeme, yutma gibi fonksiyon kayıplarına yol açabildiğine dikkati çeken Topçuoğlu, inmenin dünyada en sık ölüm nedeni olduğunu, Türkiye'de ise ilk dört sırada yer aldığını belirtti.

Topçuoğlu, "Sağlık Bakanlığının 2019 verilerine göre, yılda yaklaşık 150 bin kişi inme nedeniyle hastanede yatarak tedavi görürken, yaklaşık 40 bin kişi de kaybedildi. Neredeyse vefat eden kişi sayısı kadar da yatağa bağımlı kalan hasta var. Ülkemizde inme geçirdikten sonra yaşamına devam eden hasta sayımız da 1 milyonun üzerinde. İnme görülme sıklığı son 20 yılda neredeyse iki katına çıktı." diye konuştu.

Dünya Global Hastalık Yükü çalışmasının 2019 verilerinde bu oranların yer aldığına dikkati çeken Topçuoğlu, inme nedeniyle işine dönemeyen, yürüyebilse bile yaşamını başkalarına bağımlı olarak devam ettiren kişilerin oranının da yüzde 20-25 civarında olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Topçuoğlu, inme geçiren bir kişinin bu rahatsızlığı tekrar geçirme riskinin de bulunduğunu vurgulayarak, "Altta yatan hastalığın şiddetine ve bertaraf edilmesine bağlı olarak değişiyor ama inme geçirenlerin en az 3'te 1'i tekrar inme geçiriyor. Hastalar bir süre sonra ilaçlarını kullanmayı bırakabiliyor. Bu, inmenin tekrarlamasında çok önemli bir etken." dedi.

- "Gençlerde de inme görülme sıklığı artıyor"

İnmenin genetik faktörlerinin de bulunduğunu ve sadece yaşlılarda görülmediğini aktaran Topçuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnme artık sadece yaşlılarda görülen bir hastalık değil, yaklaşık 5'te 1 oranında gençlerde de görülüyor. 30-45 yaş aralığında inme sıklığında yıllar içinde hep yükselme var. Beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, hazır ve işlenmiş gıdaların fazla tüketilmesi damar sağlığımızı tehdit ediyor, masa başı işlerin giderek artması nedeniyle fiziksel aktivite azalıyor. Bu olumsuzluklar nedeniyle önümüzdeki süreçte inme sıklığının artacağını ve biraz daha gençlere doğru kayacağını düşünüyoruz."

- "Rakamlarınızı bilin, inme riskini azaltın"

İnme riskinin önüne geçmek için boy ve kilonun yanında kan basıncı, kolesterol ve kan şekerinin de düzenli takip edilmesi gerektiğini belirten Topçuoğlu, "Bir kişi kendine özel bu rakamları bilmek mecburiyetinde. Ayrıca orta yaşlardan başlayarak düzenli aralıklarla sağlık kuruluşlarına damar sağlığı kontrolü için gidilmesi gerekiyor. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigara ve alkolden uzak durmak da inmenin önüne geçiyor." ifadesini kullandı.

Prof. Dr. Topçuoğlu, tansiyonda hedef değerin 12-8 olduğuna ve bunun üzerindeki oranın mutlaka kontrol altına alınması gerektiğine işaret ederek, tüm bu etkenlerin inmeyi önlemek için en az ilaç tedavisi kadar önemli olduğunu söyledi.

- İnme tedavisinde ilk 4,5 saat kritik

Sağlık Bakanlığının 2019'da yayımladığı tebliğ çerçevesinde her ilde inme merkezleri ve ünitelerinin belirlendiğini ve böylelikle etkili bir sistemin oluşturulduğunu anımsatan Topçuoğlu, "Toplam merkez sayısı 130 civarında ve her ay yeni merkezler ilave ediliyor. Bu merkezler nüfusun şu an yüzde 90'ını kapsıyor." bilgisini paylaştı.

İnmede ilk 4,5 saatin büyük önem taşıdığının vurgulayan Topçuoğlu, "İnmede çare erken müdahaledir, tıkalı damarı açmak için biz damardan ilaç kullanabiliyoruz ve bunun uygulama süresinin standardı ilk 4,5 saat." dedi.

- "İnme belirtileri varsa derhal 112 aranmalı"

Ayrıca hastaya anjiyo yöntemiyle damar açma işlemi de uygulandığını anlatan Topçuoğlu, şunları kaydetti:

"Bir kişinin inme geçirip geçirmediğini anlamanın çok temel belirtileri var, bu yöntem İngilizce baş harflerinden yola çıkarak kısaca 'FAST' olarak adlandırılıyor. Yani bir kişide yüzde kayma, kolda güçsüzlük, konuşma bozukluğu varsa hemen, tereddüt edilmeden 112 Acil servisin aranması gerekiyor.

Bazen hasta yakınları, hastayı kendileri hastaneye getirmeye çalışıyor ki, bu yanlış. Çünkü inme her hastanede tedavi edilmez, inme merkezlerinde tedavi edilir. 112 ekipleri o gün ilde hangi inme merkezinin nöbetçi olduğunu bilir ve inme geçiren kişiyi doğrudan bu merkeze götürür. Nöbetçi merkezde inmeye müdahale edecek ekip hazırdır ve hastalar için gereken yer ayrılmıştır. Bu nedenle inme belirtileri olduğunda kişiler hızla 112'yi aramalı. Bu tedavi için çok önemli bir süre kazanımı sağlar."

Prof. Dr. Topçuoğlu, bakanlığın illerde inme merkezleriyle ilgili eksiklikleri de hızla giderdiğinin altını çizerek, Türkiye'de inmeye müdahale konusundaki sistemin gayet iyi çalıştığını, ücretsiz olduğunu ve uygulamaya Avrupa ülkelerinde gıpta edildiğini söyledi.

 

Manşetler

DUYURU-4