Türkiye gazetesinin haberine göre, Türkiye günlerdir ilk defa 4 lirayı gören benzin fiyatını konuşuyor. Akaryakıttaki yüksek vergiler sert şekilde eleştiriliyor. 2003 yılında Türkiye’de benzinin litresi 2 liraydı. Şimdilerde ise 4 liraya dayandı. Bu açıdan baktığınızda, eleştirilere (kısmen) katılmak mümkün. Çünkü ortada 2 katına yükselen bir rakam söz konusu. Peki, tamamen dış kaynaklı bir üründeki fiyat artışını, eleştiri sınırlarını zorlayacak şekilde tartışırken; aynı süre içerisinde ilaç fiyatlarında yaşanan değişimden hiç söz etmemek ne derece doğru? İşte, haberimizin konusu da burada başlıyor...
NEREDEN NEREYE
Pek çoğumuz farkında değiliz belki ama; ülkemizde ilaç fiyatlarında son 7 yılda yaşanan inanılmaz değişim, başlı başına bir ‘devrim’ niteliğinde. Çünkü, 2004 yılına kadar Avrupa’da ilacın en pahalı olduğu ülkeydi Türkiye. Bugün ise Avrupa halkları arasında ilaca en az para ödeyen milletiz. Ülkemizde ilaç fiyatları 2003’ten bu yana, tam 2500 gündür sürekli düşüyor. Bugün ortaya çıkan fiyatlara baktığımızda, yıllarca ‘ilaç’ yerine “hapı yuttuğumuzu” söylemek yanlış olmaz.
İLK ADIMI DEVLET ATTI
İlaç fiyatlarındaki anormalliği tespit eden hükümet, ilk adımı bizzat attı. Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla 2004 yılı mart ayında KDV yüzde 20’den yüzde 8’e çekildi. Aynı gün ithal ilaçlar için de kur ayarlaması yapıldı. Böylece birçok ilacın fiyatı yüzde 20 oranında ucuzladı. Kısa süre sonra da ikinci ve en önemli adım atıldı...İlaçta ‘eşdeğer’ uygulamasına geçildi. Avrupa Birliği ülkeleri referans alınarak, “Türkiye’de, bu ülkelerdeki fiyattan daha pahalıya ilaç satılamaz” denildi. Bu kararla, binden fazla ilacın fiyatı yüzde 50 oranında düşürüldü. Firmalar da mecburen fiyatlarını geri çekti.
DEVLET EN BÜYÜK İLAÇ MÜŞTERİSİ
Sağlık reformu çerçevesinde önce Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur tek çatı altında toplandı. Ardından işçi ve esnafın da tıpkı memurlar gibi serbest eczanelerden ilaç almasının önü açıldı. Kamu ve özel hastanelerde yazılan reçete sayısında bir anda büyük patlama yaşandı. İlacın parasını ödeyen devlet, doğal olarak ilaç üreticilerinin en büyük müşterisi haline geldi. İlaç fiyatlarında esas pazarlık da bundan sonra başladı. Üretilen her 100 ilaçtan 90’ını satın alan devlet, ilaç üreticileri üzerinde baskıyı arttırdı. Sonuç olarak, kimi firmalar ‘kuzu kuzu’ kimileri de ‘mecburen’ fiyatlarını Avrupa ülkeleri seviyesine indirdi.
İNDİRİM REKORTMENİ ZOCOR FORT
Son 7 yılda fiyatında inanılmaz düşüşler yaşanan ilaç sayısı o kadar fazla ki. Bir sıralama yaptığımızda ilk sırayı kolesterol ilacı Zocor fort alıyor. Bugün fiyatı 10 lira olan kolesterol ilacını, 7 yıl önce tam 95 liradan yutturmuşlar bize. Cebimizden tam 9 kat daha fazla para çıkmış... İkinci sırada ise Cipram isimli antidepresan geliyor. Bugün 10 liraya satılan bir kutu depresyon ilacına 2003’te 69 lira ödüyorduk. Yani neredeyse 7 kat fazla... En fazla ucuzlayanlar listesinde üçüncü sırayı 100 mg Augmentin alıyor. Bugünkü fiyatı 11 lira olan antibiyotiki tam 34 liradan yutmuşuz.. .Aynı firmanın aynı ilacına 3 katından daha daha fazla ödemişiz senelerce. Son 7 yılda fiyatı yarı yarıya düşen veya bir başka deyişle 7 yıl önce bugünkünden iki kat daha fazla para ödediğimiz ilaç sayısı o kadar fazla ki... Buna gazetenin bu sayfası bile yetmez...
İNANILMAZ PARA KAZANIYORLAR
7 yıl önceki rakamlara bakıldığında bugün ilaçlar çok ucuzlamış gibi görünüyor. Ancak eczacı ve ilaç depolarının payı çıktıktan sonra geriye kalan para, bu hâldeyken bile ilaç üreticilerine yine ciro ve kâr rekoru kırdırıyor. İlaç aynı ilaç. Alan aynı, satan aynı. Şimdi cevabı aranan soru şu; ilaç üreticileri bugün bile çok iyi kâr ediyorsa; şimdikinden 8-10 kat daha pahalı ilaç sattıkları zamanlarda acaba yüzde kaç (bin) kâr ediyorlardı?
İlaç 2003 (TL) Bugün(TL)
ZOCOR FORT 95 10
CİPRAM 69 10
AUGMENTİN 34 11
NORVASC 39 13
NEXİUM 42 15
DETRUSİTOL 85 32
FOSOMAX 67 26