İlaç şirketlerini Fransa sevindirdi, Yunanistan üzdü

2008-2013 yıllarında en fazla Fransa'ya bağlı referans fiyat artışı, Yunanistan'a bağlı da en fazla referans fiyat düşüşü oldu.

SELMA BIYIKLI ADABAŞ

Sağlık Bakanlığının raporuna göre, ilaçla ilgili politikalarda fiyatlandırmadan reçetelendirmeye, geri ödemeden üretime kadar tepeden tırnağa yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var.

Türkiye'de, ithal ilaç hakimiyetinin göze çarptığı, yerli ilaç üretimi ve eşdeğer ilaç kullanımının teşvik edilmesi gerektiği bulgularına yer verilen çalışmada, ilaç fiyatlarındaki değişiklikler değerlendirilerek, 2008-2013 yıllarında en fazla Fransa'ya bağlı referans fiyat artışı, Yunanistan'a bağlı da en fazla referans fiyat düşüşü olduğu belirtildi.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından ilk kez kapsamlı "Kamu Müdahalelerinin 2008-2013 Dönemindeki Değer Bazında İlk 100 İlaç Üzerine Etkilerinin Analizi" çalışması hazırlandı.

Araştırmada, Türkiye'de 2008 ile 2013 yılları arasında ilaç piyasasındaki gelişmeler, özellikle kamu kurumları kaynaklı düzenlemeler ve diğer etkiler dikkate alınarak değerlendirildi. Bu amaçla, söz konusu yıllar arasında, değer bazındaki ilaç satışları esas alınarak yıllık ortalaması en yüksek satış tutarına sahip ilk 100 ilaç incelendi.

-İlaç piyasasında yerli üretimin artırılmasına ihtiyaç var

Ülkede pazar dağılımı yıllara göre değişiklik göstermekle birlikte, araştırmada incelenen grupta çok uluslu firmaların hakimiyeti dikkati çekti. Araştırmada yer alan ilaçların ruhsat sahibinin, toplamda 40 firma olduğu görüldü. Bu firmalardan 15'i, pazar payının yüzde 75'lik kısmına sahipken, Novartis , Astrazeneca ve Roche yüzde 8'lik pazar payıyla ilk 3 firma oldu.

Bu ilaçların toplam Türk Lirası bazındaki hacminin yüzde 77,7'lik kısmını ise çok uluslu firmaların ruhsat sahibi olduğu ilaçlar oluşturdu.

Araştırmada incelenen ilk 100 ilaçta, orijinal (referans) ilaç hakimiyeti olmakla birlikte, orijinal (referans) ilaçların yüzde 58,9'unun jenerikleri (eşdeğer) piyasada mevcut.

İncelenen 100 ilacın 40'ı yurt içide üretilirken, 60'ı ithal ediliyor. Bu nedenle, ilaç Ar-Ge ve yerli üretim politikalarının hızla gözden geçirilmesine ihtiyaç var.

Toplam ilaç harcamasında ithal ilaçlar çok yüksek pay oluşturduğu için imal eşdeğer ilaç üretimini ve kullanımını yaygınlaştıracak politika değişikliklerine ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca Türkiye'nin ilaç hammaddesi üretiminde de kendi kendine yeter hale getirilmesi gerekiyor.

2008 yılından itibaren Türkiye ilaç pazarı incelendiğinde, değer bazında imal ve ithal ilaçların pazar hakimiyeti birbirine yakın olmakla birlikte, dağılım tüm yıllarda ithal ilaçlar lehine.

2008 ve 2011'in ilk çeyreğinde imal ilaçlar, değer bazında pazar dağılımında ithal ilaçları kısa süreliğine de olsa yakaladı fakat bu durum devamlılık gösteremedi.

2013 yılı ilk çeyreğinden itibaren ise ithal ilaçlar ile imal ilaçlar arasında değer bazındaki fark, ithal ilaçlar lehine artış gösterdi. Kutu bazında ise imal ilaçların satış hacmi, tüm yıllarda ithal ilaçlardan yüksek seyretti.

Araştırmada incelenen ilaç grubunun azımsanamayacak kısmını (yaklaşık 5'te birini) biyoteknolojik ilaçlar oluşturdu.

Çalışmaya göre, bu ilaçların tamamı ithal ilaçlar ve ilk 100 ilacın pazar payının yüzde 20,8''ini oluşturuyor.

Ayrıca araştırmada incelenen ilk 100 ilacın 14'ü onkolojik ilaç, 2'si de kan ürünü.

Çalışmada, biyoteknolojik ilaçların, onkolojik ilaçların ve kan ürünlerinin imalatının öncelikli yatırım konuları arasında yer aldığı belirtilerek, yatırım teşvik sistemiyle ilgili mevzuata göre, Sağlık Bakanlığından alınacak proje onayına istinaden gerçekleştirilecek asgari 20 milyon lira tutarındaki biyoteknolojik ilaç, onkoloji ilaçları ve kan ürünleri üretimine yönelik yatırımların, 5. bölgede uygulanan bölgesel desteklere tabi olduğu anımsatıldı.

-Fiyat değişikliğinin nedenleri

Araştırmada incelenen ilk 100 ilacın fiyat artış sebeplerinin, Dönemsel Avro Değeri değişikliği, referans fiyat artışı, fiyat düzeltmesi, kan ürünlerinde güncel kur uygulamasına geçiş ve Fiyat Değişikliği Komisyonu (FDK) kararları olduğu belirtildi.

13 Şubat 2009 tarihinden itibaren Dönemsel Avro Değeri güncellemesi yapılmadığı için son 4 yıldır kur nedenli fiyat değişiklikleri görülmediği bildirildi.

Araştırmada incelenen 100 ilacın fiyat düşüş sebeplerinin ise firma talebi üzerine yapılan düşüş, referans fiyat düşüşü, ilk jenerik (eşdeğer) ilacın pazara girişi, Fiyat Karar Değişikliği ve 20 yıllık ilaçların referans fiyata tabi bulunması olduğu kaydedildi.

-Refarans ülkeler

2008 yılında ilk 100 ilacın fiyatı belirlenirken en çok İtalya referans ülke olarak alındı, bu ülkeyi sırasıyla İspanya ve Yunanistan izledi.

2013 yılında ise en çok Yunanistan referans ülke alındı, bu ülkeyi sırasıyla Fransa ve İtalya takip etti.

2008-2013 yıllarında en fazla Fransa'ya (13 ilaç) bağlı referans fiyat artışı olurken, en fazla Yunanistan'a (58 ilaç) bağlı referans fiyat düşüşü oldu.

Yunanistan'a bağlı referans fiyat düşüşleri 2010 yılından itibaren ağırlıklı gerçekleşti.

Bunun sebebinin, bu ülkedeki ekonomik kriz olduğu, 2010 ve 2011 yılında Yunanistan hükümetinin, maliyet kontrolü amacıyla AB, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu ile anlaşma yaparak ilaç fiyat indirimi, pozitif listenin yeniden gözden geçirilmesi, eczane ve toptancı kar marjları değişiklikleri dahil birçok karar aldığı anımsatıldı.

İncelenen dönemlerde, beklenildiği gibi referans fiyat uygulamasının, ilaç fiyatlarının düşürülmesi yönünde geniş ölçüde etkili olduğu belirtildi.

-Kamu kurumu iskontoları

İlaç fiyatlarında kamu kurumu iskontosuna bağlı değişiklikler de incelendi.

Bu kapsamda değişim en çok 2008, 2009 ve 2012 yıllarında, en az ise 2010 yılında oldu.

2010-2012 döneminde Orta Vadeli Mali Program kapsamında hesaplanan Global Bütçe'nin aşılması nedeniyle referans fiyatlandırma ve kamu kurumu iskonto oranlarında birden çok değişiklik yapıldı.

-İthal ve imal ilaçlar

Çalışmaya göre, jenerik (eşdeğer) ilaçların üretiminin daha yaygın gerçekleştirilmesine rağmen, orijinal (referans) ilaçların pazar payının daha büyük olduğu görülüyor. Bu durum, yapılan müdahalelerden en fazla jenerik (eşdeğer) ilaçların olumsuz etkilendiğini, orijinal (referans) ilaçların ise 2013 yılı itibarıyla müdahalelerden etkilenmediğini hatta, artış yönünde eğilim gösterdiğini ortaya koyuyor.

-Öneriler

Çalışmada, tüm bu bulgular ışığında, akılcı ilaç kullanımının yaygınlaştırılması, tanı tedavi rehberlerinin geliştirilmesi ve mevcut rehberlerin kullanımının teşviğinin önem taşıdığı vurgulandı.

Çalışmada, ayrıca şu değerlendirmelere yer verildi:

"Mevcut imal üretim kapasitesinin artırılması gerekmektedir. İmal eşdeğeri olan gruplarda ithal ilacın ödeme listesinde bulundurulmaması önemli bir tedbir olarak görülmektedir. Ancak bu tedbir uygulanırken ilaç tedarikinde aksama olmamasına azami düzeyde dikkat edilmelidir. Farklı özellikte ve statüde olan ilaç grupları için tek tip bir kamu müdahalesinin yapılmaması ve yapılan müdahalelerle ülkemizde üretilen ilaçlara baskı oluşturulmaması gerekmektedir."

10. Kalkınma Planı çerçevesinde hazırlanılan "Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm Programı Eylem Planı" ve "Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2014-2017)" çalışmasında birçok çözüm önerilerinin oluşturulduğu, bu iki önemli politika belgesi ile ilgili çalışma sonlandırıldıktan sonra ilgili sorumlu kurum ve kuruluşlar tarafından kararlılıkla uygulanması tavsiyesine de yer verildi.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ