Horlama yüksek tansiyon habercisi!

Memorial Kayseri Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Op. Dr. Murat Koç, tıkayıcı uyku apne sendromu hakkında şu bilgileri verdi:

Nefes alma sırasında havanın dar bir alandan geçerken yumuşak dokuları titreştirmesiyle horlama ortaya çıkar. Yumuşak damak, dil kökü, küçük dil ve bademciklerin geniz bölgesiyle birleştiği alan dardır. Kilolu insanlarda kalın ve yağlı boyun dokusu, çocuklarda ise büyük bademcik ve geniz eti horlamaya neden olmaktadır. Erkekler ve şişman kişilerin daha çok horladığı artık bilinmektedir. Burun tıkanıklığı da horlamanın başka bir nedenidir. Burnu sürekli tıkalı olan kişiler havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Oluşan vakum boğazda büzüşebilen dokuları hava yoluna doğru çeker ve horlama meydana gelir. Ayrıca burun tıkanıklığı sonucunda oluşan deviasyon problemleri, burun eti büyümesi ve polipler horlamaya neden olabilir. Sırt üstü uyuma durumunda dil ve boğaz kaslarında meydana gelen gevşeme dilin boğaz arkasına kaçmasına engel olamaz. Alkol ya da sakinleştirici ilaç alımı bu gevşemeyi artıracağından horlamanın miktarı da artar.

Erkekler kadınlara göre daha çok horlar

Yağ dokusu kadınlarda kalça bölgesinde, erkeklerde ise boyun ve karın bölgesinde daha fazladır. Özellikle kilolu erkeklerin sırt üstü yatması durumunda karın kitlesinin diyaframa baskısı göğüs içi basıncını artırır. Dilin arkaya kayması ve yumuşak dokuların gevşemesiyle horlama ortaya çıkar. Kadınların kas yapısındaki farklılığın horlamayı azalttığı düşünülmektedir. Özellikle menopoz sonrasında meydana gelen hormonal değişiklikler kadınların kas yapısını değiştirir. Bu dönem sonrasında kadınların kas yapısı erkeklere benzediğinden horlama miktarı da artar.

Horlama yaşam kalitesini düşürür

Uyku sırasındaki nefes kesilmesinin kişiye zarar vermediği düşünülmekteydi. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, uyku sırasında solunum durması ya da ani uyanma, kandaki oksijen miktarı önemli ölçüde azalmasına neden olmaktadır. Kalp, beyin ve diğer organlara yeterli oksijen ulaşamadığından, tıkayıcı uyku- apne sendromuna yakalanan hastalarda yüksek tansiyon daha sık görülmektedir. Uyku apne sendromu vücutta yorgunluğa, buna bağlı olarak halsizliğe ve uykusuzluğa neden olmaktadır. Ayrıca horlama sırasındaki dayanılmaz gürültü çevrede uyuyanları özellikle de eşleri rahatsız ederek, huzursuzluk yaratmaktadır. Horlama önemli sağlık sorunlarına yol açabilmesinin yanında, yaşam kalitesini de önemli ölçüde düşüren bir faktördür.

Horlama tedavi edilebilir

Horlamanın birçok türü tedavi edilebilmektedir. TUAS’ın teşhisi, uyku çalışması ile konulur. Bir gece boyunca uyku odasında polisomnografi cihazına bağlı olarak uyuyan hastanın uykuya ait tüm kayıtları alınarak değerlendirme yapılır. Tedavi planı ise her hastanın belirtileri, uyku çalışması sonuçları ve muayene bulgularına göre düzenlenir. Tedavi; alerji veya enfeksiyon tedavisi gibi daha basit ya da bademcik geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi tedavisini gerektirir
biçimdedir. Boğazdaki hareketli dokuların sabitleştirilmesi ve hava yolunun daha genişletilmesini sağlayan horlama ameliyatlarından başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Bu ameliyatlara uvulopalatofarengoplasti ameliyatı (UPPP) adı verilir. Hasta için bademcik ameliyatından çok farklı değildir. Lazerin kullanıldığı laser-assisted uvulopalatoplasti (LAUP) lokal anestezi ile yapılabilen bir başka ameliyattır. Genel durumu ameliyata uygun olmayan, başka bir hastalığından dolayı ameliyat olamayan ya da cerrahiden fayda göremeyecek kadar ileri hastalarda CPAP veya BPAP denilen pozitif basınçlı bir ağız-burun maskesi kullanılmaktadır.

Horlamanın kontrol altına alınması bir dizi önlemle mümkün!

• İdeal vücut kilosuna ulaşılmaya çalışılmalı.
• İyi bir adale tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.
• Horlayan kişiler; uyku, sakinleştirici ve antihistaminik ilaçlarını uykudan önce almalı.
• Uykudan 4 saat önce alkol tüketilmemeli.
• Uykudan 3 saat önce ağır yemek yenilmemeli.
• Uykuda sırt üstü yatmak yerine, yan yatış pozisyonu tercih edilmeli. "

Manşetler

DUYURU-4