Hipertansiyonda 10 efsaneye dikkat

Hipertansiyon, ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan kalp ve damar hastalıklarının en önemli tetikleyicisi. Ülkemizde hipertansiyon sıklığı % 30 ile dünya ortalamasının biraz üzerinde görülmekle birlikte, yaşa bağlı olarak artıyor.

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, 50 yaş üzerindeki her iki kişiden birinin yüksek tansiyon hastası olduğuna dikkat çekerek "Kontrolsüz hipertansiyon temel olarak beyin, kalp, böbrek ve vücuttaki tüm damar yapısına zarar verip önemli sağlık sorunlarına yol açmaktadır" diyor.

Toplumda hipertansiyon efsanelerinin yaygın olduğunu ve bu yanlış inanışların kimi zaman hayati riske yol açtığını belirten Dr. Karabulut, hipertansiyonda öne çıkan 10 efsaneyi anlattı, hem uyarılarda bulundu hemde önerilerde bulundu. İşte 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Gününde yüksek tansiyondaki 10 efsane:

"Tansiyonum düzeldi ilacı kesebilirim"

Çok sık yapılan ve büyük tehlike oluşturan yaygın inanışlardan biri "Tansiyonum düzeldi ilacı kesebilirim!" Oysa bu yanlış inanış hayati riski de beraberinde getiriyor. Zira hipertansiyon ilaçlarla tamamen tedavi edilip ortadan kaldırılabilen bir hastalık değil. İlaçlar tansiyonu istenilen değerler arasında kontrolde tutuyor. İlaçlar kesildiğinde tansiyon değerleri yeniden yükseliyor.

"Yemeklere tuz atmıyorum, tuz kısıtlamasına uyuyorum"

Günlük tuzun sadece % 20'si sofradan alınıyor. Hazır gıda ve ekmeklerde tuz tadı olmasa bile, belirgin oranda tuz bulunuyor. Tuz diyetine uymak için tuzsuz ekmek tercih etmek ve özellikle işlenmiş gıdalardan uzak durmak gerekiyor.

"Hipertansiyon erkeklerde daha sıktır"

Hipertansiyon cinsiyet gözetmiyor. Menopoz öncesi kadınlarda sıklığı daha az olmasına karşın, kadınlarda obezitenin artmasıyla, her iki cinsiyette görülme riski birbirine yaklaşmış durumda.

"Kişi tansiyon yükselmesini hisseder"

Yüksek tansiyon 'sessiz katil' olarak adlandırılıyor. Belirgin bulgu vermeden uzun süre sessiz seyredip vücutta ciddi tahribatlar yapabiliyor. Halk arasında hipertansiyonun klasik bulgusu olarak bilinen baş ağrısı, hipertansiyona çoğunlukla eşlik etmiyor.

"Küçük tansiyon kalbi daha çok zorlar"

Küçük tansiyonun kalbi daha çok zorladığına yönelik inanış da bir efsane. Hem büyük tansiyon hem de küçük tansiyonun yüksek olması kalbi yoruyor. Ancak yapılan araştırmalar büyük tansiyon değerlerinin kalp hastalığı riskini daha net belirlediğini gösteriyor.

"Hipertansiyon yaşlı hastalığıdır"

Hipertansiyon yaşlılarda daha sık gözlenmesine karşın, günümüzde gençlerin de kapısını çalıyor. 20'li ve 30'lu yaşlardaki nüfusun % 10-15'inde hipertansiyon bulunuyor. 50 yaş üzerinde bu oran % 50'ye çıkıyor.

"Hipertansiyon tanısı tek ölçümle konulabilir"

Hipertansiyon tanısı konulması için uygun ortam ve şartlarda alınacak 2 ya da daha fazla ölçümün yüksek olması gerekiyor. Ciddi bir stres altında ölçülen yüksek değerler hipertansiyon tanısı koymada yeterli değil. Yine hastanelerde yüksek ölçülen değerler 'beyaz önlük' hipertansiyonu açısından değerlendirilmeli ve gerekirse ev ölçümleri izlenmeli.

"Hipertansiyonda tek çare ilaç kullanımı"

Özellikle yeni tanı konulan evre 1 hipertansiyonda etkin yaşam şekli değişikliği ve diyet ile ilaç kullanımı gerekmeden kontrol sağlanabiliyor. İlerlemiş yüksek tansiyonda yaşam şekli değişikliği ve diyet ile ilaç sayısı ve dozlarında azalma sağlanabiliyor.

"Sofra tuzu dışındaki tuzlar zararsızdır"

Piyasada bulunan rafine edilmiş sofra tuzu dışındaki tuzlarda da (Kaya tuzu, Okyanus tuzu, Himalaya tuzu vb.) sodyum oranı yüksek olduğundan, bu tuzların tüketilmesi tansiyon değerlerinde artışa yol açıyor.

"Hipertansiyonum var spor yapamam"

Düzenli egzersiz ve spor sanılanın aksine tansiyon değerlerinin kontrol edilmesine katkı sağlıyor. Olumlu etki genellikle ikinci ayda ortaya çıkıyor. Egzersizin düzenli ama hafif ve orta seviyede yapılması gerekir. Ağır egzersiz temposu tansiyon değerlerini artıracağından tercih edilmemesi gerekiyor.

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ