Dünya Hepatit Günü dolayısıyla açıklama yapan Demirdal, "Hepatitlerle ilgili en önemli sorun, genel olarak hastalığın yıllarca sessiz seyretmesi, bu nedenle de hastaların hepatite bulaşmış olduklarının farkında olmamalarıdır. Hepatit A ve E ağız yoluyla, gıda ve sulardan geçmekteyken hepatit B ve C ise kan, cinsel temas ve anneden bebeğe bulaşma şeklinde ortaya çıkabilmektedir." diye konuştu.
Hepatit virüslerinin A, B, C, D ve E olarak sınıflandırıldığını, dünyada yaklaşık 250 milyon hepatit B, 150 milyon civarında ise hepatit C hastası bulunduğunu kaydeden Doç. Dr. Demirdal, mücadelede izlenmesi gerekenler hakkında şunları söyledi: "Hepatite yakalanan hastaları ortaya çıkarmak ve tedavilerini sağlamak için tarama kampanyaları düzenlenmelidir. Bunun yanında hepatit A ve B türlerinden korunmak için aşı uygulaması yapılabilmektedir. Üstelik hepatit B için yapılan aşı, hepatit D'den de korunmayı sağlıyor."
Hepatit C'nin henüz koruyucu bir aşısı olmadığını belirten Demirdal, "Ülkemiz adına sevindirici olan hepatit B aşısının uzun zamandır, hepatit A aşısının da yakın zamandan itibaren ulusal aşı takviminde yer almış olmasıdır. Böylece çocuk ve gençlerimiz, bu hepatit türlerine karşı korunmuş oluyor. Yetişkin nüfusun da hepatit B açısından taranması ve aşısız olanların aşılanması, bu hastalıktan korunmak adına oldukça önemli. Viral hepatitler nedeniyle gelişen siroz ve karaciğer kanseri yüzünden her yıl yaklaşık 1 milyon insanın hayatını kaybettiği düşünülürse hastalığın farkında olmanın ne kadar değerli olduğu ortaya çıkmaktadır." diye konuştu. Hepatit B ve C virüsü tespit edilen kişilerin tedavi edilebileceğini hatırlatan Tuna Demirdal, hastalığa yakalananların tam teşekküllü bir hastanenin enfeksiyon hastalıkları kliniğine başvurmaları gerektiğini belirterek, günümüzde hepatit için oldukça etkili ilaçlar bulunduğunu sözlerine ekledi.