Her derde deva bitkiler!

Prof. Dr. Ahmet Maranki anlatıyor: Hangi sebzeleri, meyveleri daha sağlıklı bir yaşam için tüketmeliyiz?

Sağlıklı bir yaşam için düzenli ve en doğru beslenme uzmanların ortak görüşü. En basit rahatsızlıklardan, ciddi sağlık sorunlarına tüm hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların doğadan elde edildiği gerçeğinden yola çıktık bu yazı dizisinde. Daha sağlıklı olmak için neler yapmamız gerektiğini konunun uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki’ye sorduk.

Tabiatın sunduğu meyve ve sebzelerden özellikle hangilerine daha fazla önem vermemiz gerektiğini alanında kabul gören Prof. Dr. Maranki, HABERTÜRK okurları için anlattı. Hangi sebzeleri, meyveleri daha sağlıklı bir yaşam için tüketmeliyiz? Hangi sebze hangi hastalığın tedavisinde kullanılıyor? Güneşin zararlı etkilerinden kurtulmak mümkün mü? Bitkisel arınma nasıl sağlanıyor? Evlerimizde radyasyondan nasıl korunabiliriz? Zayıf, iştahsız çocuklar nasıl beslenmeli, neler tüketmeli? Selülit ve fazla kilolardan hangi kürlerle kurtulabiliriz?

Prof. Dr. Ahmet Maranki, “Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirerek hayatımızda yepyeni bir sayfa açalım. Sağlıklı beslenelim, sağlıklı yaşayalım ki ömrümüzün son günlerini hastanelerde geçirmeyelim. Ben 55 yaşındayım, bugüne dek hiç hastaneye gitmedim. Çünkü kainat eczanesinde aradığım her şeyi buldum” diye söze başlıyor...

TÜRKİYE’nin lokman hekimi şifalı bitkiler uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki, sebze ağırlıklı beslenme, bedensel arınma ve radyasyondan korunma ile sağlıklı bir hayatın kapısının aralanacağını söylüyor. Maranki, “Özellikle bu mevsimde sera ürünlerini hiç tüketmemeliyiz. Kavun, domates ne zaman üretiliyorsa o zaman tüketilmeli, konsantre ürünlerden uzak durmalı. Günde üç yerine iki öğün beslenmeli. Fruktoz bazlı sentetik şekerlerden uzak durmalı. Kesme şeker yerine toz şeker kullanılmalı. Cep telefonları, bilgisayar gibi elektromanyetik alanlardan da uzak durmak gerekiyor” diyor.

10 BİNE YAKIN BİTKİNİN 9 BİN 600’Ü TÜRKİYE’DE
Maranki, Avrupa ve ABD’deki bitkilerden elde edilen ürünlerle sözlerine devamediyor: “Orada bir bitkinin mamul hale getirilmiş 50 çeşidi bulunuyor. Bitkilerin çoğu ise üzerinde araştırma yaptıkları bitki hastanelerine Türkiye’den gidiyor. 10 bine yakın endemik bitkinin 9 bin 600’ü ülkemizde var. Bu bitkiler kaçak yollarla yurtdışına götürülüyor, mamullerini yine bize satıyorlar.”

HER ÖĞÜNDE EN AZ 3 FİNCAN BİTKİ ÇAYI
Maranki, yazın özellikle kiraz tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. Dolunayın çekimkuvvetinden istifade ederek kiraz ve karpuz detoksu yaptıklarını ifade eden Maranki, “Üç gün yemek yemiyoruz, sadece kiraz tüketiyoruz. Bu programın hiçbir zararı yok, her yaşta uygulanıyor, toksit ödemler vücuttan atılıyor, beden selülitlerden kurtuluyor, ayrıca cilde güzellik katıyor. Kiraz detoksunun ilk iki dönemi bitti, üçüncü dönem14-15- 16 Temmuz’da gerçekleştirilecek” bilgisini veriyor.

Maranki, kiraz detoksuna ilişkin tavsiyelerini de şöyle sıralıyor: “Üç gün süren kiraz detoksunda her öğünde en az üç fincan yeşil çay ya da çeşitli bitki çayları (biberiye, karabaş, kantaron, adaçayı vs.) ve pH seviyesi yüksek kaliteli, alkali sular bolca tüketilmeli. En az 1.5-2 litre sıvı alınmalı. Bitki çaylarının içinde tatlandırıcı olarak sadece çiçek balı kullanılmalı. Kiraz seçerken, çok tatlı olan Napolyon kirazı yerine, daha doğal sarımtırak, beyaz ve diğer küçük kirazlar tercih edilmeli.”

DAMAR SERTLİĞİNE KARŞI KİRAZ
Maranki, kirazın faydalarını da şöyle dile getiriyor: “İdrar söktürücü özelliğiyle böbreklerin dostu olan kiraz, vücudu zehirlimaddelerden temizler. Romatizma ve gut hastalıklarıyla eklemkireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de kullanılması tavsiye edilir. Yapısındaki kinik asit ile böbreklerin taş ve kum yapmasını önlediği ve varsa zamanla döktüğü, ayrıca safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olduğu da bilinir. Vücuttaki fazla suyun atılmasıyla, zayıflamaya yardımcı olur. Kiraz suyunun yüz ve boyun kısımlarına sürülmesinin deride kırışıklıkları önlediği ve giderdiği de belirtilir. Karaciğerin dostu olan kiraz; fazla ilaç tüketimi ve zehirlenmeler sonucu zorlanan karaciğerin yükünü hafifleterek iyileşmesine yardımeder. Yapısındaki bol fosforuyla sinirleri kuvvetlendirerek sakinlik sağlar. A vitamini kaynağı karoten içeren kiraz, aynı zamanda gözlerin de dostudur.”

ABANOZ AĞACI: Tohumları, bronşit, nefes darlığı, kalp hastalıkları, çarpıntı, göz ağrıları gibi rahatsızlıklarda kullanılıyor. Ayrıca harap olmuş sinirleri uyarıcı etkisi bulunuyor. Mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerekiyor.

ADAÇAYI: Çok iyi bir antiseptik olan adaçayı, kuvvet verici ve uyarıcı etkisiyle tercih ediliyor. Mikrop, virgül mantar ve virüslerin oluşumuna karşı tedavi edici özelliği bulunuyor. Hastalık sonrası kullanıldığında bedeni kuvvetlendiriyor. Mide bulantısını kesip, sindirimi düzenliyor. Göğsü yumuşatır, bademcik ve dişeti iltihaplarına iyi geliyor.

ADAMOTU: İmmün sistemi güçlendici etkisi olan Adamotu, cinsel isteği artırıcı, bitkinliği yok edici, ağrı kesici etkisi olan ve spazm çözücü bir ot olarak nitelendiriliyor. (Taşıdığı alkaloitler nedeniyle bitki ve kökleri zehirlidir, bu nedenle dikkatli kullanılmalı)

AK ASMA: Öksürük, astım ve boğmacaya karşı kullanılan bazı ilaçlarda etkin madde katkısı olarak yer almaya başlayan ak asma, solunum yolları hastalıklarına iyi geliyor.

ALFA ALFA: Özellikle oruç tutanlar için çok değerli bir bitki olan alfa alfa, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, vücudun kendi kendisini onarmasına yardımcı oluyor, hastalık riskini azaltıyor.

ANASON: Balgam söktürücü olan anason, mide, bağırsak şikâyetlerine, hazımsızlığa ve soğuk algınlığına iyi geliyor. Ayrıca ağrı kesici özelliği bulunuyor.

BEYAZ HARDAL: Hazmı kolaylaştırıyor, bağırsakları çalıştırıyor.

BÖĞÜRTLEN: Mide, burun, hemoroit kanamalarında, hazımsızlıkta ve kansızlıkta faydalı olan böğürtlen kökü, ayrık otu köküyle beraber kaynatılıp içilirse böbrek kumlarını dökücü özellik taşıyor. Kökü kaynatılıp suyu içildiğinde, kandaki şeker miktarını düşürüyor. Ağız yaraları, dişeti kanamaları ve boğaz enfeksiyonuna da iyi geliyor.

ÇARKIFELEK: Uykusuzluğa karşı yardımcı olmak amacıyla kullanılan çarkıfelek, sinirleri yatıştırıyor, gerginliği gideriyor. Parkinson gi bi has ta lık lar da sinirsel nöbetleri azaltıyor.

ÇEMEN OTU: Balgam söktürücü ve süt artırıcı özellikte olan çemen otu, diyabet, dizanteri, kronik öksürük, dalak büyümesi ve gastrite karşı etkili.

Ruhsal ve bedensel arınmayı sağlayan 3 günlük kiraz detoksu
Sabah: 3 bardak bitki çayı (Yenilen kirazların sapları da bitki çayının içine katılmalı.) 60-70 kg arasında olanlar 500 gr, 70’ten fazla olanlar ise 1000 gr kiraz tüketmeli.

Öğle: 3 bardak bitki çayı (Yenilen kirazların sapları da bitki çayının içine katılmalı.) Kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gr, 70’ten fazla olanlar ise 1000 gr kiraz tüketmeli.

Akşam: 3 bardak bitki çayı (Yenilen kirazların sapları da bitki çayının içine katılmalı.) Kilosu 60- 70 arasında olanlar 500 gr, 70’ten fazla olanlar ise 1000 gr kiraz tüketmeli.

KİRAZ DETOKSU SIRASINDA YAPILMASI GEREKENLER
Kiraz detoksuna başlamadan 3 gün önce, detoksun etkisini artırmak için hayvansal gıdalardan, (kırmızı et, tavuk eti, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi) kızartma, konsantre gıda, siyah çay, asitli içecekler, beyaz ekmek gibi gıdaları tüketmemeye özen gösterilmeli. İki detoks arasında geçen sürede de bu kurala uyulmalı. Kiraz detoksunun daha etkili olabilmesi için detoks süresi boyunca her sabah lavman uygulaması yapılmalı. Her gece yatmadan önce yarım kahve fincanı zeytinyağı ve taze sıkılmış limon suyu karışımı içilmeli

ÖZLEM YILMAZ- AHT
 

Manşetler

DUYURU-5
EBELİK YÖNETMELİĞİ
HASTANE KOORDİNASYON KURULU YÖNETMELİĞİ