Birçok kadını etkileyen polikistik over ile de ortaya çıkan akne sorunu ile ilgili önerilerde bulunan Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadiye Kuş, rahatsızlığın kökeninin cilt altında biriken ve dışarıya atılamayan yağ olduğunu belirterek her durumda farklı seyir izleyen aknenin tedavisinde de hastalığın şiddetine bağlı olarak farklı çözüm yolları olduğunu belirtti.
Her 10 ergenden 9’unu etkileyen akne problemi, gençlerin en önemli estetik problemi olarak ön plana çıkarken hormonal dengesizlikler yaşayan kadınlarda akne sorunu ile karşı karşıya kalıyor.
Temelinde erkeklik hormonu olarak bilinen testesteron hormonu olan akne sorunu aslında sadece erkeklerde değil az da olsa kadınlarda da bulunuyor. Böbrek üstü bezleri, yumurtalıklar ve testislerden salgılanan testesteron hormonu yağ bezlerini uyarıp büyümesine ve yol açıyor böylece daha fazla yağ salgılanmaya başlıyor. Bu da cildi akneye ve yüzeyde yağlanmaya meyilli hale getiriyor. Akneye asıl yol açanın cildin yüzeyindeki değil, kıl köklerinde birikip dışarıya atılamayan aşırı yağ olduğunu belirten Dr. Sadiye Kuş, tedavi için hastalığın şiddetine bağlı özel çözümler üretilmesi gerektiğini söyledi.
Aknenin şiddeti hafifse sadece cildi kurutmadan nazikçe temizleyen bir yıkama ürünü ve dermokozmetiklerin yeterli olabileceğini belirten Dr. Sadiye Kuş, "Ancak şiddetli ve genci rahatsız eden durumlarda hekime başvurmakta fayda var. Aknenin şiddetine göre dışarıdan deriye uygulanacak kremler, losyonlar, ağızdan ilaçlar hekim tarafından uygun görülebilir" şeklinde konuştu. Dr. Kuş, yağlanma ve siyah-beyaz noktaların tedavisi için medikal cilt bakımı yöntemlerinin ya da ilaç tedavilerine dirençli olgularda lazer tedavilerin de etkili olduğunu sözlerine ekledi.
HER İKİ GEBEDEN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR
Gebeliğin ilk üç ayında artan hormon düzeylerinin ciltte yağlanmayı tetiklediğini ve aknelerin ortaya çıkabildiğini belirten Dr. Kuş, bu sorunun her iki gebeden birinde görüldüğünü söyledi. Hamile kadınların akne tedavisi için doktorlarına danışmadan kullanacakları reçeteli ya da reçetesiz bir herhangi bir ilacın bebeklerine zarar verebileceğini söyleyerek, "Nazik bir yıkama ürünü ile cildi kurutmadan temiz tutmak, yağlı, gözenekleri kapatıcı kozmetik ürünlerden uzak durmak önemli" diye konuştu.
MENEPOZ DÖNEMİNDE FONDÖTEN KULLANIMI SAKINCALI
Menopoz döneminin akne sorununun sıkça yaşandığı bir dönem olduğunu belirten Dr. Kuş, "Kanda östrojen miktarının keskin bir şekilde azaldığı ve testosteronun yüksek kaldığı menopoz döneminde özellikle çene çizgisi hizası ve boyunda baş vermeyen, derin yerleşimli, ağrılı, kaşıntılı akne lezyonları görülüyor" dedi. Bu dönem için tedavi yöntemi olarak gözenekleri tıkayan ağır fondötenler ve cildi yağlandıran ürünlerden uzak durulması gerektiğini sözlerine ekleyen Kuş, önerilerine "Cildi kurutacak yıkama ürünleri ve tonikler cildi ilaçlara tahammülsüz hale getireceğinden cilde nazikçe temizlemeye özen gösterilmelidir. Bu dönemde lezyonlar derin yerleşimli olduğundan dışarıdan sürülecek ilaçlara dirençli olabilirler. İnatçı durumlarda dermatoloji uzmanına başvurulmasında fayda vardır" şeklinde devam etti.
Dr. Kuş, bu dönemde düzenli medikal cilt bakımları ya da kimyasal peelinglerin de problemi kontrol altında tutmaya yardımcı olabileceğini sözlerine ekledi.
HORMONAL HASTALIKLAR VE AKNE SORUNU
Hormonal dengeyi bozan hastalıkların başında gelen ve doğurganlık çağındaki kadınların yüzde 10-15’inde görülen polikistik over sendoromu yağ bezlerinin aşırı çalışmasına ve dolayısıyla akne oluşumuna neden oluyor. Polikistik over sendromunda problem tedavi edilmeden sadece aknenin giderilmeye çalışılmasının gerçekçi bir yaklaşım olmayacağını dile getiren Dr. Kuş, “Endokrinoloji ya da kadın doğum uzmanının düzenleyeceği tedavi ile beraber dermatoloji uzmanının düzenleyeceği ilaç tedavisinin hastaya yardımı olacaktır. Ancak polikistik over problemi kronik bir rahatsızlık olduğundan buna bağlı gelişen aknenin de sık sık nüks etme eğiliminde olacağı unutulmamalı bu nedenle akne tedavisinde inatçı olunmalıdır” diye konuştu.