İzmir’de 50’ye yakın aile hekimi, hastayı görmeden ilaç yazdıkları gerekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin incelemesi sonucu soruşturma geçirdi. Aile hekimlerinin bir kısmına da dava açıldı.
İzmir Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cemal Selcan, yaptığı açıklamada, hastalar yaşlı ya da kronik ilaç kullanım raporları bile olsa, kişi olmadan, kişiyi görmeden, muayene etmeden ilaç yazılması durumunda, aile hekimlerinin soruşturma geçirdiğini kaydetti. Bu durumdaki hastalara eczacı kalfası aracılığıyla ilaç yazan aile hekimleri için ise örgütlü suç ve dolandırıcılık kapsamında işlem yapıldığını belirten Selcan, aile hekimlerine uyarıda bulundu. Selcan, aile hekimlerinin kapılarına bu yönde yazılar asmaları gerektiğini söyledi.
Dr. Cemal Selcan, SGK’nın İzmir’de A-tipi kronik ilaç ve yüksek meblağlı reçeteleri
İncelemeye aldığını, SGK müfettişlerince kişilerin evlerinde yapılan yüz yüze görüşmelerde, yaşlı vatandaşlara aile hekimlerinden memnun olup olmadıklarının ve ilaçlarının kimler tarafından yazıldığının sohbet şeklinde sorgulandığını kaydetti. Bazı yaşlı vatandaşların müfettişlere, ilaçlarının bir yakınları tarafından yazdırıldığını söylediklerini dile getiren Selcan, “Tabii SGK müfettişi tutanağını tutuyor. Aile hekimi hakkında kişiyi görmeden, kimlik tespiti yapmadan usul ve mevzuata aykırı ilaç yazdığı, devleti zarara uğratıp menfaat sağladığı iddiasıyla soruşma açılıyor. Bir de eczacı kalfası, eczanesinden ilaç alan yaşlı teyze ve amcaların ilacını yazdırdığında ve eczanede reçete verilirken reçetenin arkasına hasta yerine bir başkası ilaçları aldığına dair imza attığında, bunlar SGK karafından delil olarak hekimin aleyhine kabul ediliyor” dedi.
“Kamuyu zarara uğrattıkları” iddiası
Dr. Selcan, SGK’nın soruşturma ve inceleme sonucu konuyu il sağlık müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığına bildirdiğini, Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin incelemeyi devam ettirdiklerini ifade etti.
Aile hekimliği mevzuatına göre yaşlı ve ilaç kullanım raporu olsa bile kişiyi görmeden kimlik tespitini yapmadan ilaç yazmanın mevzuata aykırı olduğunu vurgulayan Selcan, bu hekimler hakkında “menfaat sağlama, kamuyu zarara uğratma, görevini kötüye kullanma”; ilaç eğer eczane kalfası tarafından yazdırmış ise “örgütlü suç ve dolandırıcılık” kapsamında aile hekimliği mevzuatı, 657 Devlet Memurları Kanunu Disiplin Yönetmeliği ve Türk Ceza Kanunu’na göre işlem yapıldığını söyledi.
Bunun sonucunda aile hekimlerine aile hekimliği mevzuatına göre ihtar ve ceza puanı verilebileceğini ve hatta sözleşme feshine kadar gidebilecek yaptırımlar uygulanabildiğini belirten Dr. Selcan, Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği 125. maddeye göre de uyarı, kınama, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memurluktan çıkarılmaya kadar çeşitli cezalar verilebileceğine dikkat çekti. Dr. Cemal Selcan, şöyle devam etti:
“4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında, SGK ve Sağlık Bakanlığı müfettişlerin teklifi sonucu ilde valilik, ilçelerde kaymakamlık makamının aile hekiminin yargılanması için ilkin aile hekiminin bu konuda savunmasını alıyor. Dosya hakkında bölge idare mahkemesine 7 gün içinde itirazda bulunma hakkını tanınıyor. Karar ret çıktığında aile hekimi hakkında Cumhuriyet Savcılığına dosya gönderilerek asliye ceza mahkemesinde yargılanması devam ediyor. İzmir’de 50’ye yakın aile hekimi bu konuda soruşturma geçirmiş, geçirmekte veya davaları devam etmektedir.”
Bakanlık yeni düzenleme yapmalı
Aile hekimlerine, kapılarına hastayı görmeden ilaç yazamayacaklarına ilişkin yazılar asmaları tavsiyesinde bulunan Dr. Selcan, aile hekimlerinin, “hasta sayım azalır” diye kaygılanmaması gerektiğini kaydetti.
Dr. Cemal Selcan, Sağlık Bakanlığına da çağrıda bulunarak, hasta memnuniyeti açısından yaşlı, kronik ilaç kullanan kişilerin, sağlık kuruluşuna gelemeyecek düzeyde olan vatandaşların ilaçlarının hasta yakınları tarafından hekimlere yazdırılabileceğine dair yeni bir düzenleme yapılmasını istedi. Selcan, “İdealist veya dürüst davranıp da kişi olmadan ilaç yazmayan hekimler fiziki ve sözlü şiddete maruz kalmaktadır. Bakanlığın bu sorunu ek bir yeni mevzuat çıkararak acilen çözmesi gerekmektedir. Bu konuda aile hekimi de hasta ve hasta yakını da mağdur olmaktadır” diye konuştu.
Helin Aygün , MEDİMAGAZİN