Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, son yıllarda artan virüs kaynaklı hastalık türlerinin uluslararası seyahatlerle hızla yayıldığını söyledi.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Kuş gribi ve Domuz gribi gibi Batı Nil virüsünün de seyahat yoluyla Türkiye'ye geldiğini ifade eden Prof. Dr. Leblebicioğlu, gribal hastalıklardan korunmak ve yayılmasını önlemenin en akılcı yolunun seyahate gidilecek ülkelerdeki enfeksiyon hastalıkları konusunda bilgili olup tedbir alınması olduğunu kaydetti.
Sivrisinek ısırmasıyla insana bulaşan hastalığın Yunanistan ve Avusturya gibi yakın ülkelerde görülüyor ve artıyor olmasının, yaz aylarında Türkiye için bir potansiyel oluşturabileceğinin düşünülmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, Batı Nil gribinin özellikle yüksek ateşi olan, kanama ve kan düşüklüğü gözlenen durumlarda akıllara gelebileceğini anlattı.
SİVRİSİNEKLERE DİKKAT
Prof. Dr. Leblebicioğlu, "Burada önemli olan nokta, bu hastalıklar konusunda gerek halkın gerekse hekimlerin kendilerini bilgilendirmesidir. Çünkü hastalıkların tanısı akla gelirse koyulabilir. Yeni bir hastalık olduğu için sivrisinek ısırıkları konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Kene olduğu gibi 'Bizi daha önce de keneler tutuyordu" deyip umursamazlık yapmamak lazım. Yani değişen bir durum var. Dolayısıyla mutlaka bireysel önlemler alınmalıdır. Aksi hastalık yaygınlaşabilir." dedi.
CİDDİ BİR DURUM
Batı Nil gribinin insandan insana bulaşmamakla birlikte iklim, ekolojik değişiklikler ve seyahatlerle hızla yayılabileceğine işaret eden Leblebicioğlu, şöyle devam etti: "Seyahatle ilişkili enfeksiyonlar dediğimiz bir hastalık grubu var ki bu çok ciddi bir durum. Bir kişinin bir yere giderken alacağı önlemler de, rahatsızlanıp geldiğinde yapılacak yaklaşımlar da farklı. Çünkü insanlar artık çok yaygın seyahat ediyorlar. Gittikleri ülkelerde görülen hastalıklar bizim ülkemizde görülen hastalıklardan tamamıyla farklı olabilir. O yüzden orada hangi hastalıkların görüldüğüne dair hekimin ve kişinin mutlaka önceden bilgi sahibi olması lazım. Örneğin Batınil virüsü, ülkemizde sık değildir ama belli bir ülkede sıksa o zaman hemen akla gelmesi lazım. Yani önceden tedbir almakta fayda var."
KORUNMA ÖNLEMLERİ
Aşısının ve net bir tedavi yönteminin olmamasının bu hastalıkların görülmeyeceği anlamına gelmediğine de değinen Prof. Dr. Leblebicioğlu, hastalığın yaygınlığı konusunda bir saha çalışması yapılmadan halk arasında yaygın olup olmadığının anlaşılamayacağını da sözlerine ekledi.
OMÜ Veteriner Fakültesi Viroloji (Virüs Bilimi) Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Zafer Yazıcı ise virüs hakkında bilgi verdi. Virüsün özellikle Akdeniz'e sınırı olan ülkelerdeki insanlar ile köpek, at ve kuş gibi çeşitli hayvanların ölüm nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yazıcı, şöyle devam etti: "Batı Nil Virüsü, birçok olguda hafif şiddetle seyreder. Baş ağrısı, ateş, vücutta ağrı, deride kızarıklık şeklinde görülür. Daha şiddetli olgularda baş ağrısı ile birlikte görülen yüksek ateş, vücut kaslarında zayıflık, boyunu dik tutamama, uyuşukluk, zihinsel karışıklık, koma, kas titremeleri şekillenir. Korunmak için kenelerin beslendiği yerler yok edilmeli, sivrisineklerin geçişine engel olacak önlemler alınmalıdır. Uzun kollu giysiler ve pantolonlar tercih edilmeli, haşere kovucular kullanılmalıdır."
Cihan