Hasta Kayıtlarının Saklanması

Kamu hastanelerinde hastanın hikâyesinin dinlenmesi ve yazıya geçirilmesi (anamnez), başta hasta dosyası olmak üzere hasta kayıtlarının düzenli tutulması ve arşivlenmesi hususu birden fazla yönetmelikle düzenlenmiştir.

Fakat buna rağmen bu hususlara gerekli dikkat ve özen gösterilmemekte ve bu nedenle açılan pek çok davada ispat problemleri ve ciddi mağduriyetler yaşanmaktadır.
Kamuda memur disiplini anlayışına bağlı olarak hasta kayıtlarının bir ölçüde sağlıklı tutulabildiğinden söz edilebilir. Bu konuda asıl problem özel hastanelerde yaşanmaktadır.
Özel hastanelerde hasta kayıtlarının tutulmasında sağlık hizmetini bizzat ifa eden hekimlerin ihmali en önemli faktördür.
Zira hastanın tedavisi ile görevli ve yükümlü olan hekim, özel hastane imkânlarını sözleşme ile kiralamış olsa da, ifa yardımcısı olarak iş akti ile çalışıyor olsa da, hekim tedavisini üstlendiği hastaya ilişkin bilgileri muntazam bir şekilde kayda geçirmek ve saklamak zorundadır.
1219 sayılı Tababet Kanunu (m.72) gibi 3153 sayılı Radyoloji Kanunu da (m.5), röntgen ve radiyom ve elektrikle tedavi müesseselerinde işlem gören hastaların kaydının tutulması zorunluluğunu emretmektedir.
Bu sorumlulukta hekim yalnız değildir. Hastane yönetimi ile birlikte (müteselsil) sorumludur
Muayene için gelişen hastanın, kimlik bilgileri yanı sıra, fiziki durumu, hastalık geçmişi, hastaya uygulanan testler, röntgen filmleri, laboratuar bulguları ve mevcut hastalığına uygulanacak tedavi ve yöntemi, hastanın varsa diğer hastalıkları hakkında konsültasyon raporları hasta dosyasına yazılmalıdır.
1219 sayılı Tababet Kanunu m.73 uyarınca, hasta kayıtlarında tahrifat yapan ve gerçek dışı bilgiler kaydeden hekimler, diş hekimleri ve ebeler, TCK.m.204 ve 210/2’ye göre cezalandırılır.
Özel Hastaneler Tüzüğü m.29’a göre “Özel hastanelerde yatan hastaların kimliğini, doğum yerini, adresini yattığı ve çıktığı tarihi ile derece kâğıdı, tabelası, filmleri, laboratuar raporları vb. hastanın izlenmesi ile ilgili belgeleri içeren bir dosya tutulur".
Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 46. maddesine göre, sağlık kurulusuna başvuran her hasta, protokol defterine kaydedilir.
Her hekim, yönetmelikte belirtilen sağlık kuruluşunun ismini taşıyan reçeteyi kullanır ve bu reçeteye kendi imzasını ve kaşesini basar. Muayenehanelerde ise, hekim adına düzenlenmiş reçete kullanmıştır.
Sağlık kuruluşunda yazışma, kayıt ve benzeri işlemlerin bilgisayar ortamında gerçekleştirilmesi, bu yönetmelik ile öngörülen yazılı kayıt sisteminin bulundurulma zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.
Yönetmeliğin 53 maddesinde ise, hasta kayıtlarının ve ekli belgelerin 5 yıl süreyle saklanması zorunluluğu vardır.
İyi düzenlenmiş hasta dosyaları, çoğu kere ispatla yükümlü tutulan hastane ve hekim açısından sağlam bir ispat vasıtasıdır. Kayıtların düzenli olması, öncelikle hekimin lehinedir.
Sadece, kayıt dışı işlemler yapma ihtiyacı duyan hastane veya hekim hasta kayıtlarında ihmal gösterebilir.
Aynı zamanda hastaya kendisi ile ilgili kayıtları inceleme ve örnek alma hakkı tanınmalıdır.
Özel Hastaneler Tüzüğü m.37’e göre, hasta tarafından getirilip hastaneye teslim edilen belgeler geri verilmelidir.
Hastanede veya dışarıda yapılmakla birlikte, bedeli hasta tarafından ödenmiş laboratuar ve röntgen filmleri ve şemalar da hastaya verilir.
Hastanede kullanılıp bedeli hastadan alınan ilaç ve pansuman malzemesinin tür ve miktarını gösterir liste, dışarıdan satın alınan ilaç ve malzemenin reçeteleri, klinik ve laboratuar bulguları, hastalığın tanısı, gidişatı, yapılan inceleme, tedaviye ve sonucuna ilişkin olarak tabipçe düzenlenecek bir çıkış özeti (epikriz) de, talep eden hastaya ücretsiz olarak verilmelidir.

Yahya Deryal/Hukuk Merceği

Manşetler

DUYURU-4