“..Hasta hakları, hekimlerin meslekleri gereği yerine getirmekle yükümlü oldukları etik ve hukuki ilke ve kurallardan oluşur. Oysa hekim hakları doğrudan hastalara bir yükümlülük getirmez. Yani hastaların hakları biz hekimlerin zaten görevidir…”
Hasta hakları konusundaki gelişmeler bazı hekimler tarafından ağır iş gücü, uygun olmayan çalışma koşulları ileri sürülerek itiraz ediliyor. Hükümete yönelik muhali politik duruş ve Sağlık Bakanlığının uygulamalarından kaynaklanan rahatsızlıklar da hekimlerin konuya eleştirisel yaklaşmalarına yol açıyor.
Sorunların bir kısmı uygulamaya konulan yönergeden bir kısmı lokal uygulayıcılardan kaynaklanıyor. Hasta Hakları Birimleri başta olmak üzere uygulamada görev alan personelden hiç biri hasta hakları konusunda yetişmiş bir uzman değil. Ancak hizmet içi eğitimlere katılarak bu konuda bilgi sahibi oldular.
Ayrıca hekimlerin çalışma şartlarının ağırlığı; iş yükünün fazlalığı meslek onuruna yakışır şekilde gelir elde etmemeleri; sağlık kurumlarında alt yapı, ekipman v donanım eksiklikleri, işletmecilikten kaynaklanan sorunlar, özlük haklarındaki kısıtlamalar, hekim örgütlerinin başı derde düşen hekimlere yeterince sahip çıkmaması, yerel yönetici ve hukukçuların hekimler bakışlarının sorunlu olduğuna dair hekimlerdeki yaygın kanaat, siyasetçilerin, hekimleri politik gelecekleri için bir yatırım aracı biçiminde kullanmak istemeleri ve sağlık sisteminden kaynaklanan diğer birçok olumsuz faktör, hekimlerim hasta haklarında alanındaki gelişmelerden ürkmelerine neden oluyor.
Aslında hasta hakları başlığı altında adı geçen ilke ve kurallar hekimlik meslek ilkelerinden başka bir şey değildir.
Bu ilke ve kuralları tanımlayanlar, hastalar veya başkaları değil; biz hekimleriz.
Modern anlamda hasta haklarıyla ilgili belgeleri yayınlayanlar hekim örgütleridir. Ülkemizde de Türk Tabipleri Birliği hasta haklarıyla ilgili çalışmalar yapıyor ve yapılan çalışmalara destek veriyor.
Biz hekimler hastalarımız için varız. Hasta olduğu için, hastanın sorununu çözmek için bizler hekim olduk.
Kuskusuz her hekimin meslek onuruna yakışır bir şeklide kazancının olması hakkıdır.
Ama para veya ün kazanmak için hekim olunamaz. Sağlık çalışanları hasta karşısında kendilerine ait motivasyonlarla hareket edemezler. Sadece hastanın yararına ve onun gereksinimini karşılamak için çalışırlar.
Bu nedenle hastalarla sağlık çalışanları arasında sıradan bir satıcı-müşteri ilişkisi kurulamaz. Hekimler ile hasta ve hasta yakınları, asla birbirinin rakibi değildir. Aksine hastayı sağlığına kavuşturmak üzere çalışan bir ekibin çok yakın işbirliği yapması gereken doğal elemanlarıdır. Bu konumda bir hekimin hasta haklarından rahatsızlık duyması ise işin doğasına aykırıdır.
Hasta hakları, hekimlerin meslekleri gereği yerine getirmekle yükümlü oldukları etik, ve hukuki ilke ve kurallardan oluşur.
Oysa hekim hakları doğrudan hastalara bir yükümlülük getirmez. Yani hastaların hakları biz hekimlerin zaten görevidir.
Oysa hekimlerin haklarını vermek hastaların yapabilecekleri bir şey değildir.
Hekimlerin hak talep etmeleri gereken taraf hastalar değil, kendi haklarını ihlal eden sağlık sistemi, sağlık politikaları ve bunların mimarı olan politikacı ile yöneticilerdir.
Yazan:Prof. Dr. Tevfik ÖZLÜ
KTÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD Başkanı
Sağlığın Sesi