Hasta güvenliği kültürünün oluşması ve gelişmesi adına ümitlenmemize katkıda bulunan bazı gelişmeler de bulunmaktadır.
Sağlık hizmet sunumunun karmaşık bir yapıya sahip olması hastaların hizmet almaları sırasında zarar görebilmelerine neden olmakla birlikte kültür oluşumunu da olumsuz etkilemektedir.
Özellikle 2003 yılına kadar Türkiye’de hasta güvenliğini destekleyen merkezi bir otorite olmadığı gibi yıllar içinde oluşmuş bir sağlık kültürü de bulunmamaktadır. Ülkemiz sağlık kültürünü veya sağlık bilincini ortaya koymak adına bir örnek vermek yararlı olacaktır. Ülkemizde sağlık hizmetleri birisi tarafından diğerlerine hediye edilen ısmarlanan bir hizmet durumundadır. Bunun ne demek olduğuna gelince. Bizler yakınlarımız ziyaretimize geldiğinde sağlık sorunu olmasa da, ihtiyaç duyulmasa da onlara mutlaka bir kontrol veya muayene ısmarlamak isteriz. Annesi yanına gelen memur, babası yanına gelen işçi böyle bir talep olmasa da yakınlarını bir sağlık kuruluşuna görtümeyi, etraflıca muayene ve tetkik yapılmasını sağlamayı arzular. Bunun nedeni ne olursa olsun aslında toplumun genelinde yaygın olarak karşılaşılan bu davranıştır. Başka bir ifadeyle sağlık kültürümüzün göstergesidir.
Evrensel düzeyde genel kabul görebilecek bir sağlık kültürümüzün oluşmamış olması hasta güvenliği kültürünün oluşmasını ve gelişmesini zorlaştıran en önemli nedendir. Bunun yanında sayılabilecek başka nedenler de vardır. Bunlardan bazılarını sıralayacak olursak: Hasta güvenliği konusunun kurumların kendi inisiyatiflerine bırakılması, sağlık hizmet sunumunda rehberlerin ya da standardize edilmiş süreçlerin kullanılmaması, kayıt sistemlerinin ve kaydetme kültürünün yetersiz olması, eğitim altyapısının çeşitlilik göstermesi, kalite bilincine sahip sağlık yöneticisi sayısının yetersiz olması, hasta güvenliği kültürünün oluşmasını ve gelişmesini zorlaştırabilecek faktörler bunlardan bazılarıdır.
Hasta güvenliği kültürünün oluşması ve gelişmesi adına ümitlenmemize katkıda bulunan bazı gelişmeler de bulunmaktadır. Sağlık çalışanların iyi eğitimli ve nitelikli olması, Türkiye’de kalite bilincinin yayılmaya başlaması, uluslararası hastane standartlarını kullanan hastane sayısının gittikçe artıyor olması, ulusal sağlık standartlarının belirlenmesine yönelik çalışmaların başlamış olması, sağlık tesislerinin uluslararası düzeyde hasta kabülünün giderek artıyor olması, bu kültürün yayılmasını kolaylaştırabilecek faktörler arasında görülebilir.
Hasta güvenliği kültürünün bir kurumda yayılabilmesi için kurum en üst yöneticisinin (lider) rolü oldukça önemlidir. Ülkemizde başlatılan uygulamanın başarısından bahsedilecekse bu başarı büyük ölçüde Sağlık Bakanlığı üst yönetiminin özellikle Sayın Sağlık Bakanı’nın kararlılığı, konuya yaklaşımı ve doğru personel seçimi sayesinde gerçekleşmiştir. Lider konumundaki Sağlık Bakanı ve Müsteşarı bu konuda atılan ve atılacak adımların tamamına sınırsız destek sağlamıştır.
Hasta Hakları ve Hasta Güvenliği Kültürünün Oluşması için Yapılması Gerekenler
Hasta hakları uygulamalarının yaygınlaşması ve hasta güvenliği kültürünün oluşması için yapılması gerekenler ulusal düzeyde ele alınmalıdır. Sağlık hizmet sunumunun farklı kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekelştiriliyor olması konunun ulusal düzeyde ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca konunun önemi ve sıkı takibi, yaptırımların uygulanması açısından da gereklidir.
Hasta hakları uygulamalarının yaygınlaştırılması ve hasta güvenliği kültürünün oluşturulması için ulusal düzeyde yapılması gerekenler şunlardır:
1- Hasta güvenliği sorununun boyutunun büyük olduğuna ilişkin farkındalığı yükseltmeye ve bu konuda eyleme geçileceği hakkında politik kararlılık ve politika yapıcıların taahhüt vermesine gerek vardır.
2- Ulusal Hasta Hakları ve Hasta Güvenliği Merkezi kurulmalıdır. Bu merkez sağlık hizmet sunumunda görev alan tüm kurum ve kuruluşlardan bağımsız olmalıdır.
3- Oluşturulacak ulusal merkez aracılığıyla yanlış uygulamalar izlenmelidir.
4- Tüm sağlık kuruluşlarında (kamu/özel) zorunlu Tıbbi Hata Bildirim Sistemi kurulmalıdır.
5- Tıbbi hataların azaltılmasında hastalar karar verme mekanizmasına ortak edilmelidir.
6- Hasta-hekim iletişimini geliştirmek ve hizmet sunumunda saydamlığı sağlamak gereklidir. Hasta-hekim ilişkisi paternalist yaklaşım yerine hastayı koruyan, hastayı ön plana çıkartan “hasta odaklı-katılımcı“ bir yaklaşım benimsemelidir.
7- Dinlemeyi en iyi bilen kurum en az tıbbi hata yapan kurumdur. Kurumsal düzeyde dinlemeyi öngören sistemler oluşturulmalıdır.
8- Sağlık hizmet sunucusu kuruluşlar ile bunların bağlı olduğu Kurumlarda hataların, süreçlerin ve sistemle ilgili sorunların açıkça ve cezalandırılma korkusu olmadan tartışılabildiği bir ortam yaratılmalıdır.
9- Hukukta Sağlık Personelinin malpractice konusunda hukuki ve cezai sorumluluğu olmasına karşın bu konuya özel bir yasal düzenleme yoktur, bundan dolayı gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
10-Hasta veya hasta yakınlarının sürekli eğitimleri yapılarak 'Hasta Hakları' konusunda bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi hasta hakları kültürü oluşana kadar sürdürülmelidir.
11-Geri ödeme kurumlarının hasta hakları ve hasta güvenliği uygulamalarına önem veren, iyileştirme yapan kurumlarla öncelikle sözleşme yapmasına imkân tanınmalıdır.
12-Hasta güvenliğinde iyileşme sağlanması için hastaların karşılaşabilecekleri risklerin azaltılmasına yönelik dikkatli bir şekilde tasarlanmış programlara ihtiyaç vardır. Yan etkilerin önlenmesi, gerçekleşme halinde hızlı bir şekilde anlaşılması, hasta ve yapılan tedavi üzerindeki olumsuz etkilerinin hızlı bir şekilde giderilmesi ve gelecekteki hastaların başına gelmesi muhtemel sorunların en aza indirilmesi çalışmaları için tamamlayıcı eylemlere gereksinim bulunmaktadır.
13-Örnek olaylar ve bilgileri elimizde bulunan güvenlik sorunlarının çözümlerini üretmek gereklidir. Bilinen risklerin giderilmesi için adımlar atılmasına işaret etmek genelde çok zaman alan, yavaş ilerleyen ve uygulamada oldukça zayıf kalan bir süreç olarak tecrübe edilmektedir.
14-Zaman içerisinde ortaya çıkan yeni sorun ve bunların çözümlerinin tanımlanması gerekir. Hâlihazırda öğrenme kültüründen daha güçlü bir suçlama kültürüne sahibiz. Suçlama ve cezalandırma, hasta güvenliğini önler ve iyileştirilmesi konusunda zarar verir. Eğer etkin çözümlere ilişkin tasarımlar geliştirmek hedefini taşıyorsak, bilgi edinmek bizim mutlaka sahip olmamız gereken bir husustur. Bilgi, hasta güvenliğinin tehditlerinin düşmanıdır.
Nihayetinde, bütün bunlar değişimi yönlendirecek olan, sorunların belirlenmesine karşılık olarak yapılan bir eylem planıdır. Şunu önemle belirtmek gerekir ki sorunların denetim yolu ile ortaya konması, herhangi bir sistemde asıl sorun olan konularda güvenliğinin sağlanması anlamına gelmez ve güvenliğin kendisini arttırıcı etki yapmaz. Bu sadece değişimi başlatacak olan çalışmalar uyum sağlamaya karşılık gelecek bir aşaman ibarettir.
Uzm. Süleyman Demirel
www.suleymandemirel.com.tr
Uzm. Süleyman Demirel
www.suleymandemirel.com.tr