Güneydoğu fast food!

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekmel Tezel, gündelik hayatın gereksinimleri nedeniyle ayaküstü, hızlı yemek yemenin ortaya çıkardığı şişmanlığın toplumsal bir ...

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekmel Tezel, gündelik hayatın gereksinimleri nedeniyle ayaküstü, hızlı yemek yemenin ortaya çıkardığı şişmanlığın toplumsal bir sorun olduğunu söyledi.

Türkiye’de hamburger- patates kızartması ikilisi kadar tehlikeli ’Güneydoğu fast food’ olarak isimlendirilebilecek yemek alışkanlığı oluştuğunu belirten Prof. Dr. Tezel, "Lahmacun, dürüm döner, adana gibi ayakta, bir taburenin üzerinde yemek yeme biçimleri ortaya çıktı" dedi.


Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği ve Türkiye Obezite Cerrahisi Derneği’nin birlikte düzenlediği 2’nci Minimal İnvaziv Cerrahi Kongresi ve 3’üncü Ulusal Morbid Obezite ve Metabolik Cerrahi Kongresi sona erdi. Antalya’nın turizm bölgesi Kundu’da Mardan Palace Otel’de düzenlenen ve 250 katılımcının takip ettiği kongrenin ardından soruları yanıtlayan Kongre Genel Sekreteri ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekmel Tezel, obezitenin son yıllarda toplumsal bir sorun olarak ortaya çıktığını söyledi.


GÜNEYDOĞU FAST FOOD


Gündelik yaşamın değişmesi ve evde yeme alışkanlığının yerini ayaküstü, hızlı yeme tarzına bırakmasının bu sürecin sürükleyicisi olduğunu belirten Prof. Dr. Ekmel Tezel, her kültürün kendi ’fast food’unu yarattığını söyledi. Türkiye’de hamburger- patates kızartması ikilisinin dışında ’Güneydoğu fast food’ olarak adlandırılabilecek bir yemek alışkanlığının oluştuğunu belirten Prof. Dr. Tezel, "Lahmacun, dürüm döner, adana dürüm gibi ayakta, bir taburenin üzerinde yemek yeme biçimleri ortaya çıktı" dedi. Gündelik yaşam içinde artık hızlı yemek yemenin kaçınılmaz hale geldiğini kaydeden Prof. Dr. Tezel, Güneydoğu fast food’a karşı Ege’nin fast food’unu önerdi.


KİLO ALIP VERME BİR KISIR DÖNGÜ


ABD’de son yıllarda obezite cerrahisinin en çok başvuralan cerrahi operasyonlar arasında ilk 5’e girdiğini kaydeden Prof. Dr. Tezel, kilonun boyun karesine bölünmesiyle elde edilen vücut- kitle endeksi rakamlarına göre 20- 25 arası değerin normal, 25- 30 arası fazla kilolu, 30’un üzerindeki her rakamın ise kişinin obez olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Vücut kitle endeksi 35’in üzerinde çıkan kişilerin ise morbid obez olarak sınıflandırıldığını kaydeden Prof. Dr. Tezel, "Morbit obez olan kişilerde kilo alma hastalık düzeyine gelmiştir. Hastalar herşeyi yaptıklarını, 3- 5 kilo verdiklerini ama tekrar aldıklarını söyledi. Bu olay aslında bir kısır döngüdür" diye konuştu.


Morbid obez noktasına gelen kişide yüksek tansiyon, şeker, solunum ve kalp gibi yandaş hastalıklar da bulunuyorsa ya da hiç bunlar yokken vücut kitle endeksi 40’ın üzerinde olan kişilerin artık obezite cerrahisinin alanına girdiği belirten Prof. Dr. Ekmel Tezel, cerrahi müdahale yapılacak kişinin bu süreç öncesi fazla kilolarından kurtulmak için ameliyat öncesi herşeyi yapmış olmasının arandığını söyledi. Prof. Dr. Tezel, "Kişinin en az 6 ay sistematik diyet ya da spor yapıp yapmadığına bakıyoruz" dedi. Her hastaya cerrahi operasyon yapılamayacağının da altını çizen Prof. Dr. Ekmel Tezel, "Çalakalem, moda oldu diye her hastaya her ameliyat yapılmamalıdır. Moda oldu diye herkese by-pass ya da kelepçe, tüp mide olmaz" diye konuştu.


TATLI SEVENLERE KELEPÇE OLMAZ


Dünyada son yıllarda en sık uygulanan obezite cerrahisinin halk arasında mide kelepçesi olarak bilinen operasyon olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tezel, bu noktada şu bilgileri verdi:"Bu operasyon tatlı sevenlere ve tatlı içenlere yapılmaz. Çünkü mideyi istediğiniz kadar küçültün, kişi su yerine litrelerce fazla ve şekerli içecekler içiyorsa, kilolarca dondurma yiyorsa, kalorisi yüksek gıdalar alıyorsa isterseniz mideyi 1 santimetre küp yapın hiçbir şey değişmez. Sıvıyı içtikçe o küçük olan mideden süratle aşağı geçer, hasta başarısız bir şekilde, kilo vermemiş olarak karşınıza gelir. Uyumlu hasta olmak şartıyla mide kelepçesi operasyonu tatlı sevmeyenlere ve şerbetli sıvı içmeyenlere uygulanır."
Prof. Dr. Ekmel Tezel, tatlı seven hastalar

için önerilen obezite cerrahisinin gastrik by-pass olduğunu söyledi. Bu uygulamada midenin devre dışı bırakıldığını belirten Prof. Dr. Tezel, bu operasyonun sonucunda hastanın ishal olabileceğine, vitamin eksikliği yaşayabilceğine dikkat çekti. Obezite cerrahisindeki üçüncü yöntemin tüp mide ameliyatları olduğunu belirten Prof. Dr. Tezel, "Tüp midede, midenin yemek borusunun girişinden itibaren çıkışına kadan olan kısım düz tüp haline getirilerek midenin hacmi yüzde 80’e yakın oranda küçültülür. Hasta dolayısıyla tıpkı kelepçede olduğu gibi az yemek yer" diye konuştu.


SÜPER OBEZLER İÇİN ÖNERİ


Bu yöntemlerinin yanısıra süper obezite sınırında, 250- 300 kilogram olan hastalar için ’tek atış’ denilebilecek tek bir girişim şansının olduğu sindirim sistemini kökten fizyolojik olarak değiştiren ameliyatlar da bulunduğunu belirten Prof. Dr. Ekmel Tezel, Türkiye’de tercih edilmeyen mide balonunun da yeni bir teknik olarak dünyada uygulama örneklerinin bulunduğunu anlattı. Bu operasyonda mideye bir balon yerleştirildiğini ve bu balon nedeniyle kişide tokluk hissi ve daha çabuk doyma yaratıldığını belirten Prof. Dr. Tezel, "Balon midede 6 ay kalabilir. Ancak 6 aydan fazla bir yabancı madde midede tutulamaz" dedi. Mide balonunun hastada ilk bir hafta oldukça eziyetli bir dönem yaşamasına neden olduğunu ve kusma, ağır kramplar görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Tezel, balonun mideden çıkarılması sonrası verilen kiloların tekrar alındığına işaret ederek bu yöntemin süper obez hastalarda ameliyat öncesi kilo vermesi açısından daha uygun olacağını söyledi.


İDEAL KİLOYA 5 YILDA ULAŞIN


Obezite cerrahisinde doktorun hastaya "Hemen ameliyat olacaksın, hemen inceleksin" gibi umut verici sözler söylememesi gerektiği uyarısında bulunan Prof. Dr. Ekmel Tezel, cerrahi sonrası hastanın ilk iki sene içinde fazla kilolarının yarısını ve bu ilk iki yılı takip eden 3 yıl içinde fazla kiloların tamamının verilmesinin başarı olarak değerlendirildiğini söyledi. Cerrahinin balık eti hasta grubu denilen vücut kitle endeksi 30’u aşmayan hastalar için de kullanılabileceğini fakat burada tercihin kişinin oturmuş kiloyu tüm denesine rağmen veremediği durumlarda kullanıldığını söyledi.

Manşetler

DUYURU-4