Diyetisyen Evrim Güngör, mevsim değişikliğine bağlı hastalıklar konusunda vatandaşları uyardı. Mevsim geçişlerinde havanın bir gün sıcak, bir gün soğuk olduğuna, hatta gün içerisinde sıcaklık değişikliği yaşandığına dikkati çeken Güngör, "Havanın bu değişkenliği, ne giyeceğimizden ne yiyeceğimize kadar her konuda kafamızı karıştırıyor. Etrafımızdaki pek çok kişi hapşırmaya başladı bile. Kızarmış burunlar, öksürük sesleri... Peki, ne yapsak da bu kışı daha az soğuk algınlığı, nezle ve grip ile atlatsak? Dünya Sağlık Örgütü'nün ve Sağlık Bakanlığı'nın duyurularından da bildiğimiz gibi sık ve doğru el yıkama gripten koruyucu etkiye sahip. Koruyucu etmenlerden bir diğeri de grip aşısı. Gripten korunmada bu ikisinden hemen sonra ise doğru beslenme geliyor." ifadelerini kullandı.
YEŞİL YAPRAKLI SEBZELERİ TÜKETİN
İyi beslenmenin, soğuk algınlığı ve gribe karşı anahtar silah olduğunu söyleyen Diyetisyen Evrim Güngör, şöyle devam etti: "Sağlıklı kalmanın ve sağlığı korumanın en önemli basamağı yeterli ve dengeli beslenmedir. Sağlıklı beslenen bir kişinin besin çeşitliliğini günlük diyetinin içine yaymayı bilmesi şarttır. Bazı besinler bağışıklı sistemimizin kuvvetlenmesinde daha etkilidirler. Bu besinler içinde en çok tanınanları yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz, brokoli, kırmızı üzüm, karadut gibi meyveler ve taze sıkılmış meyve sularıdır. Söz konusu besinleri günlük diyete dahil etmek bizleri soğuk algınlığına karşı daha güçlü kılacaktır. Elbette bu besinleri tüketmeye başlar başlamaz ya da günlük tüketim miktarını artırdıktan hemen sonra ani değişimler beklememek gerekir. Diyetisyeninizle birlikte günlük diyetinize ilave edeceğiniz doğru miktarlar birkaç ay içinde sizi çok daha sağlıklı bir hale getirecektir."
ALTIN DEĞERİNDE BİLGİLER
Güngör, kış hastalıklarına karşı koruyan besinler ve özellikleri konusunda da şu bilgileri verdi: "Yağlı balıklar: Yağlı balıklar omega 3 ve selenyum içerir. Omega 3 vücuttaki iltihabı azaltır. Akciğerlere hava akımını artırır ve korur, kanımızdaki bakterileri yiyen akyuvarlarının çalışmasını hızlandırır. Bağışıklık sisteminizin güçlenmesi için somon ve ton balığı ya da kendi sularımızda bulunan lüfer, istavrit ve palamut gibi yağlı balıkları haftada iki kez tüketmenizi öneriyoruz. Kış ilerleyip, soğuklar bastırdıkça balıklardaki yağ oranının artacağını unutmayın.
Soğanlar: Soğan, pırasa, sarımsak, yeşil soğan gibi yiyeceklerin içinde hücrelerin zarar görmesini engelleyen bileşimler bulunmaktadır. Bunlar bağışıklık sisteminin de iltihap önleyici, bakteriler ve enfeksiyonlara karşı savaşırlar. Bu nedenle günde 4 yemek kaşığı kadar bu grup sebzelerden yiyiniz.
Yoğurt: Yoğurdun doğal yapısındaki bakteriler vücudumuz için son derece yararlıdır. Doğal antibiyotik olarak adlandırabiliriz. Günde bir kase yoğurt yiyerek bağırsaklarımızda bulunan ve pek çok hastalığa neden olan bakteri ve virüslerin sayısını baskı altında tutabilirsiniz.
Yumurta: En kaliteli protein yumurtadadır. Yumurta sarısı da bağışıklık sistemimizin direnç kazanmasında etkin rol oynayan A vitamini deposudur. Yumurtada bir de kolin adlı bir madde vardır ki, hücre zarının kilit maddesi olan bu besinin eksikliğinde uykusuzluk, halsizlik ve bağışıklık sisteminde zayıflama görülür. Vücuttaki, özellikle bağırsaklardaki iltihaplanmayı önleyici etkisi olduğu bilinmektedir. Haftada bir kaç kez kahvaltıda yumurta yenmelidir.
Kurubaklagiller: Beslenmemizin ana karbonhidrat kaynağı kuru fasulye, mercimek ve diğer baklagiller olmalı, daha az makarna pirinç pilavı gibi karbonhidrat kaynakları tercih edilmelidir. Yani vücudumuzun ana enerji kaynağı çinkodan zengin baklagillerdir. Çinko sayesinde akyuvarlarımız enfeksiyonlarla güçlü bir şekilde savaşırlar. Haftada 2-3 kez kurubaklagil yemekleri tüketilmelidir.
Yeşil yapraklı bitkiler: Yeşil yapraklı çiğ sebzelerin hem kilogramı 200 kaloriden azdır, hem de besin değer çok yüksektir. Kan damarlarını korur, iltihabı azaltır ve hastalıklara yol açabilecek ya da hastalıkları hızlandıracak etmenleri ortamdan uzaklaştırır. Her gün iki porsiyon az yağlı salata yiyerek kışı daha kolay atlatabilirsiniz.
Üzümsü meyveler: Bu meyveler (çilek, ahududu, böğürtlen, karadut, kızılcık vb.) vücuttaki iltihaplanmayı azaltır. Kanser hücrelerinin vücutta yayılmasını engeller. Hücrelerin yapı taşlarının hasarlarının tamirinde çalışırlar. Enflamasyonu azaltan, bu meyvelerden günde 1 porsiyon tüketiniz.
Kuruyemişler: Kavrulmamış kuruyemişler yüksek miktarda sağlıklı yağ içerirler. Antioksidan içeriği yüksektir. İçerdiği besin ögelerinin hem kalp sağlığına, hem kilo kontrolüne, hem de diyabeti önlemeye olumlu etkileri vardır. Kuruyemişler çinko, selenyum ve magnezyum gibi mineraller açısından da zengin bir kaynaktır ve enfeksiyonla savaşta çok yardımcıdır. Bu tip mineralleri kapsül olarak ağızdan almak yerine her gün 30 gr kadar kuruyemiş yiyebilirsiniz."